Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tescil davalarında, zilyedin tescil istemiyle başvuruda bulunması dava, Hazine'nin veya tapu kayıt maliki mirasçılarının tescil istemine karşı koymaları da defi niteliğindedir. Zilyet tarafından dava açılması, davalı Hazine veya kayıt malikinin mirasçıları tarafından davaya karşı konulması zamanaşımını keser. Zamanaşımının kesilmesinin sonuçlarını belirten Türk Borçlar Kanunu'nun 156. (eski BK'nın 135.) maddesine göre, zamanaşımının kesilmesi halinde sürenin yeniden işlemesi gereklidir. Zamanaşımının kesilmesinin doğal sonucu ise, önceki sürenin hukuken geçersiz sayılmasıdır. O halde, önceki dava, süren zilyetliği kesmiştir. Dava tarihinden, tescil isteminin eksik süre yönünden reddine ilişkin kararın kesinleştiği tarihe kadar gerçekleşen zilyetlik ise, davaya konu olması itibariyle hesaba katılamaz. Sonradan açılan tescil davasında da zilyetlikle kazanma koşullarının tümünün birlikte gerçekleşmesi zorunludur....

    Davacı taraf, davalılar adına kayıtlı 493 ada 3 parsel sayılı taşınmaza revizyon gören ve Asliye Hukuk Mahkemesinin 1952/71-1952/54 sayılı tescil ilamıyla oluşan 14.6.1954 tarih ve 2 sıra numaralı tapu kaydına ve zilyetliğe dayanarak dava açmış; davalının taşınmazına ait olan tescil ilamına esas alınan krokilerde, uyuşmazlığa konu sınırda bulunan “... evi ve avlusu” olarak kendi murisinin okunduğunu, bu haliyle davaya konu edilen “evin ve avlusu”nun, dayanak tapu kaydı kapsamı dışında kaldığını ileri sürerek dava açmıştır. Gerçekten de, tescil ilamına esas alınan ve çekişmeli taşınmaza revizyon gören 312,86 m2 yüzölçümündeki alanın batı yönünde bulunan dava konusu evin yönünü “... ” okuduğu, aynı tescil ilamına esas alınan ve 8479 m2 yüzölçümündeki alanın güney-batı yönünde bulunan dava konusu evin yönünü “......

      Başvuru No, 16/02/2021 tescil tarihli marka tesciliyle,"..." markası 10/35 sınıflarında04/10/2019 başvuru tarihli, ... Başvuru No, 28/08/2020 tescil tarihli tesciliyle,"..." markası 05/10/35 sınıflarında 17/04/2015 başvuru tarihli, ... Başvuru No, 20/01/2016 tescil tarihli marka tesciliyle,"..." markası 05/10/35 sınıflarında 17/04/2015 başvuru tarihli, ... Başvuru No, 20/01/2016 tescil tarihli marka tesciliyle,"..." markası 10/35 sınıflarında 17/04/2015 başvuru tarihli, ... Başvuru No, 27/05/2016 tescil tarihli marka tesciliyle,"..." markası 10/35 sınıflarında 17/04/2015 başvuru tarihli,... Başvuru No, 25/01/2016 tescil tarihli marka tesciliyle,"..." markası 10/35 sınıflarında 17/04/2015 başvuru tarihli, ... Başvuru No, 08/03/2016 tescil tarihli marka tesciliyle,"..." markası 10/35 sınıflarında 17/04/2015 başvuru tarihli, ... Başvuru No, 20/01/2016 tescil tarihli marka tesciliyle,"..." markası 10/35 sınıflarında 17/04/2015 başvuru tarihli, ......

        Bu hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden, motorlu taşıtlar vergisi yükümlüsünün, ilgili kuruluşta adına kayıt ve tescil yapılmış gerçek ya da tüzel kişi olduğu, yükümlülüğün kayıt ve tescil ile başladığı ve ancak ilgili kuruluştaki kaydın silinmesi ile sona erdiği sonucuna ulaşılmaktadır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 3176 sayılı Kanunla değişik 20.maddesi hükmü ile bu hükmün gerekçesinde, belli süre için kendi adına tescil belgesi almak zorunluluğunun ve buna uymayanlar için öngörülen para ve hapis cezası yaptırımının motorlu aracı satan veya devreden kişilerin vergi ve hukuki sorumlulukları yönünden mağduriyetlerini önlemek için, bu araçları satın ya da devralan kişileri kısa süre için de kendi adlarına kayıt ve tescil ettirmeye zorlama amaçlandığından, Karayolları Trafik Kanununun bu hükmünü satış ya da devir halinde buna ilişkin noter tarafından düzenlenmiş sözleşmenin ilgili tescil kuruluşuna bildirilmesi ile adına motorlu taşıt kayıt ve tescilli kişilerin yükümlülüklerinin...

          vergi dairesi müdürlüğüne bildirileceği, tescil sürelerini geçirdiği tespit edilen araçların trafikten men edileceği kurala bağlanmıştır....

            Asliye Hukuk Mahkemesinin 1986/872 Esas sayılı tescil davası devam ederken 713 sayılı mera parseli hakkındaki Kadastro Mahkemesindeki 1986/76 Esas sayılı davanın derdest olduğu, aslında tescil davasına konu olan yerin (1162 parselin bulunduğu yerin) 713 sayılı kadastro parseli içinde yer alması nedeniyle davaya bakmakta genel mahkemenin değil Kadastro Mahkemesinin görevli olduğunun gözetilmeksizin genel mahkemede tescil kararı verildiği, 1162 parselin bulunduğu yer ile ilgili Asliye Hukuk Mahkemesince kişiler hakkında tescil kararı verilmesinden sonra ,Kadastro Mahkemesince 1162 parselin bulunduğu yer de dahil olmak üzere 713 parselin tespit gibi mera olarak sınırlandırılmasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği, böylece 1162 parselle ilgili tescil davasında verilen kararın uygulanma olanağının kalmadığı halde, tapuya tescil edilmesinin yolsuz tescil niteliğinde olduğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının...

              Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022/1. maddesinde; “Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.”, 1023. maddesinde; “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.”, 1025/1-2. maddesinde "Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir. İyiniyetli üçüncü kişilerin bu tescile dayanarak kazandıkları aynî haklar ve her türlü tazminat istemi saklıdır." düzenlemelerine yer verilmiştir....

                Sayılı dosyasında açılan tescil davasına konu olduğu ve krokisinde (A) ile gösterilen 7967.50 m2 yüzölçümündeki bölümün orman niteliği ile Hazine adına tescil edildiği, (B) ile gösterilen 774.80 m2 bölümün daha önce tescile konu olan (A) ile gösterilen bölümde kaldığı, (C) ile gösterilen 1047.74 m2'lik bölümün ise, yolda kaldığı ve taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu açıklandığı halde; mahkemece, Asliye Hukuk Mahkemesinin ilgili dosyası getirtilip, kesinleşen bu ilamın ve orman kadastrosunun infaz edilerek davaya konu alanın orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescil edilip edilmediği araştırılmaması ve tescil edilmesi halinde eldeki tescil davasının konusuz kalacağının düşünülmemiş olması doğru olmadığı” gereğine değinilerek bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyulduktan sonra, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm Hazine tarafından temyiz edilmiştir....

                  Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek ...’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. ...’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı resen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği resen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre, kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, Tarım Satış Kooperatifler Kanununa göre kurulan ... Ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir....

                    Ticaret Sicili Müdürlüğü Yönetmeliği'nin 36. maddesinde de; tescil edilmesi gereken bir olgunun ilgilisi tarafından tescil ettirilmediğini haber alan Ticaret Sicili Müdürlüğü'nün, tescil başvurusunda bulunmakla yükümlü kişileri, otuz gün içinde tescil başvurusunda bulunmaya veya tescili gerektiren sebeplerin bulunmadığını ispat etmeye çağıracağı, süresi içinde tescil isteminde bulunulmaması veya kaçınma sebepleri bildirilmiş olmasına rağmen kaçınma sebeplerinin yeterli görülmemesi halinde Ticaret Sicili Müdürlüğü'nün, durumu sicilin bulunduğu yerdeki ticari davalara bakmakla görevli asliye ticaret mahkemesine bildireceği, mahkemenin tescile hükmetmesi halinde olgunun resen tescil edileceği vazedilmiştir. Somut olayda, davalı şirketin 23/09/2021 tarihi itibariyle tek ortağının ... olduğu ve bu kişinin TTK'nın 623. maddesi uyarınca müdür olarak görev yapması gerektiği, ...'nün, davalı şirket ve aynı zamanda ...'e, bu konuda karar alınması ve ...'...

                      UYAP Entegrasyonu