Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olay ile ilgisi bulunması bakımından nispi ret nedenlerinden 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi üzerinde durulmasında yarar vardır. 18. 556 sayılı KHK’nın 8/1-a ve b maddesindeki düzenleme; “Tescil edilmiş veya tescil için başvuru yapılmış bir markanın sahibi tarafından itiraz yapılması durumunda aşağıdaki hallerde marka tescil edilemez: a) Tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı ise ve aynı mal veya hizmetleri kapsıyorsa, b) Tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ... tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa...

    Mahkemece, davalı şahıslara ait Mutki Asliye Hukuk Mahkemesinin 1962/22 Esas, 1964/1 Karar sayılı tescil ilamı neticesinde oluşan ve el değiştirme sonucu 21.11.2002 tarih 23 sıra numaralı kaydın dava konusu 102 ada 159 parsel sayılı taşınmazın temyize konu (B) bölümünü kapsadığı, Hazineye ait 11.12.1962 tarih 286 sıra numaralı tapu kaydının da dava konusu taşınmazı kısmen kapsadığı, ancak tescil davasında Hazine taraf olduğundan tescil ilamının taraflar arasında kesin hüküm teşkil edip Hazineyi bağladığı, bu nedenle tescil ilamına dayalı kayda itibar edilmesi gerektiği gerekçesiyle temyize konu (B) bölümünün 1/3’er payla Yusuf Gönülalan, Melek Gönülalan ve Cemile Gönülalan mirasçıları adına tesciline karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır....

      Davacı, dava konusu----- tescil işlemini yaptıramadığını, tescil işlemi için başvuru yaptığında dava konusu plakanın dava dışı üçüncü kişiye satışının ve tescil edildiğini öğrendiğini, yapılan tescil işleminin yolsuz olması sebebiyle tescil işleminin iptali için dava açtığını ve----- Karar sayılı dosyası ile dava konusu hattın davacıya ait olduğunun tespitine, tescil işleminin mahkemenin yetkisinde olmaması sebebiyle tescil talebinin reddine karar verildiğini, anılan kararın---- geçerek kesinleştiğini, --- sayılı ilamı gereğince----başvurulmuş ise de, ---tarafından tescil talebinin kabul edilmediğini, davalı -----kusurlu olduğunu, dava konusu ----- davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

        Yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere göre, kesinleşen orman sınırı içinde kalması ya da kesinleşen orman sınırı içinde kalan ancak tapuya tescil edilmemiş olması nedeniyle ya da orman niteliğini yitirmesi nedeniyle orman sınırı dışına çıkarılan taşınmazların, kadastro sırasında tespit harici bırakılması halinde veya orman kadastrosu kesinleşerek 6831 Sayılı Yasanın 11. maddesinin 4. fıkrası gereğince, tapu siciline tescil edilmiş, ancak kadastro sırasında 3402 Sayılı Yasanın 22/4. maddesi gereğince tapu kütüğüne olduğu gibi aktarılmamış devlet ormanlarının idari yoldan Hazine adına tapuya tescil edilebileceği anlaşılmaktadır. Ancak, kadastro sırasında tespit harici bırakılan bir taşınmazın, Hazine tarafından idari yoldan tapuya tescil ettirme olanağının bulunması, Hazinenin bu tür yerleri, mahkemede açacağı tescil davası ile tescil ettirme olanağını ortadan kaldırmaz....

          A.Ş.’nin henüz tescil ve ilan edilmeyen Yönetim Kurulu üyelerinin yetkisi olmaksızın aldığı 06.09.2022 tarih ve 2022/02 sayılı Yönetim Kurulu kararı ile kabul ettiği 06.09.2022 tarihli 2022/01 sayılı Yönetim İç Yönergesi, davalı ... Sicil Memurluğu tarafından 21.09.2022 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesi’nde tescil ve ilan edildiğini, ... A.Ş.’nin “Yönetimi” 21.09.2022 tarihinde tescil ve ilan edildiğinden, 06.09.2022 tarihi itibariyle henüz tescil ve ilan edilmemiş yönetim Kurulu üyelerinin aldığı 06.09.2022 tarihli 2022/02 sayılı Yönetim Kurulu kararı ile 06.09.2022 tarihli 2022/01 sayılı Yönetim İç Yönergesinin tescil işlemi mahkemece iptal edilerek, sicilden terkinine karar verildiğini, ......

            Anılan madde düzenlemesi aynen; "Tescil edilmiş veya tescil için başvuru yapılmış bir markanın sahibi tarafından itiraz yapılması durumunda aşağıdaki hallerde marka tescil edilemez: a) Tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı ise ve aynı mal veya hizmetleri kapsıyorsa, b) Tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa…" şeklindedir....

              -KARAR- Asıl dava, tapu iptali; birleşen dava ise tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine dair önceden verilen kararın Dairece bozulması ve akabinde verilen direnme kararının da Hukuk Genel Kurulu tarafından " … …dava dilekçesinde salt tapunun iptali talebinde bulunulduğu göz önünde tutularak, davacıya dava konusu taşınmazla ilgili ayrı bir tescil davası açması ya da tapunun iptaliyle beraber adına tescili yönünde davanın ıslah yoluyla düzeltilmesi için önel verilmesi, ıslah ya da ek dava yoluyla tescil talep edilmesi halinde davanın esastan karara bağlanması; aksi takdirde iptal yanında tescil istenilmediğinden davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi… …" gerektiği gerekçesiyle bozulması üzerine, bozma ilamına uyularak ve iptal tescil isteğiyle açılan davanın birleştirilerek görülmesi sonucunda davanın reddine karar verilmiştir....

                'nin 22.05.2007 tarihli raporunda tescil ilamının uygulanması sonucu ... tarlasının davalı 25 sayılı parsel olduğu ve (A) bölümünün orman sahasında kaldığı belirtilmişse de, 09.07.2001 tarihli tescil krokisi ölçeği ile kadastro paftasının ölçeği denkleştirilmek suretiyle birbiri üzerine aplike edilmediğinden bilirkişi raporu uyuşmazlığın çözümünde yetersiz kalmaktadır. O halde, 09.07.2001 tarihli tescil krokisindeki ... oğlu ......

                  den müvekkili ile davalının eşit (% 50) hisseli olarak 97/009049 başvuru-185559 tescil nolu "PALET" markasını birlikte satın aldıklarını, taraflar arasında aynı gün 15/08/2011 tarihli protokol düzenlenerek "PALET" markasının tamamının müvekkiline devri konusunda davalıyla anlaşmaya varıldığını, anılan protokole göre markanın 35. sınıfta tescilli bulunmadığından protokol tarihinde şimdilik kaydıyla markanın %50 payının davalı şirkete verildiğini, davalının da 35. sınıfta marka tesciline başvurulacağının kayıt altına alındığını, protokol şartlarına göre davalının 35. sınıfta marka tescilinden itibaren 30 gün içinde "PALET" markasını 25. sınıfta bulunan tescil hakkını (%50 hisseyi) bedelsiz olarak davacıya devretmesinin gerektiğini, davalının 2014/03021 tescil sayılı "Shoestore palet" ibareli markayı 35. sınıfta 19/02/2015 tarihinde tescil ettirdiği halde, 185559 tescil nolu "PALET" markasının %50 hissesini devretmediğini ileri sürerek dava konusu markanın müvekkiline devri ile tesciline karar...

                    Tescil davalarında, zilyedin tescil istemiyle başvuruda bulunması dava, Hazine'nin veya tapu kayıt maliki mirasçılarının tescil istemine karşı koymaları da defi niteliğindedir. Zilyet tarafından dava açılması, davalı Hazine veya kayıt malikinin mirasçıları tarafından davaya karşı konulması zamanaşımını keser. Zamanaşımının kesilmesinin sonuçlarını belirten Türk Borçlar Kanunu'nun 156. (eski BK'nın 135.) maddesine göre, zamanaşımının kesilmesi halinde sürenin yeniden işlemesi gereklidir. Zamanaşımının kesilmesinin doğal sonucu ise, önceki sürenin hukuken geçersiz sayılmasıdır. O halde, önceki dava, süren zilyetliği kesmiştir. Dava tarihinden, tescil isteminin eksik süre yönünden reddine ilişkin kararın kesinleştiği tarihe kadar gerçekleşen zilyetlik ise, davaya konu olması itibariyle hesaba katılamaz. Sonradan açılan tescil davasında da zilyetlikle kazanma koşullarının tümünün birlikte gerçekleşmesi zorunludur....

                      UYAP Entegrasyonu