Anlaşmalı boşanma (TMK m.166/3) dışında davalının kabulü boşanmayı sağlayıcı değildir. O halde davalının boşanmayı kabulü sonuç doğurmaz. Durum böyleyken mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken; yetersiz gerekçeyle boşanma kararı verilmesi doğru değilse de; boşanma hükmü temyiz edilmediğinden bu husus bozma nedeni yapılmamış; yanlışlık eleştirilmekle yetinilmiştir. 2-Tarafların temyiz itirazlarına yönelik incelemeye gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle boşanmaya sebep olan olaylarda her iki tarafında kusursuz olduğunun anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....
ın kendisini terk ederek ".../..." adresinde bulunduğunu beyan ettiği, mahkememizin 15.01.2013 tarihinde davacıya ".../..." adresine terk ihtarı çekildiği anlaşılmış, davacının ortak haneden ayrıldıktan sonra ailesinin yanına gittiği, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 01.11.2007 tarih 2007/1512 Esas 2007/14714 Karar sayılı içtihatı doğrultusunda kocasının yanından ayrılan ve baba evine yerleşmek niyetiyle giden davalının boşanma davası açılmadan önceki son 6 aylık dönem içindeki ikametgahının ... olduğu gerekçesi ile yetkisizlik kararı verilmiştir. TMK'nın 168. maddesinde "Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir." hükmüne yer verilmiş olup, boşanma davalarında yetki kesin değildir. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 160. maddesine göre, evlenmenin butlanı davasında, yetki ve yargılama usûlü bakımından boşanmaya ilişkin hükümler uygulanır....
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulüyle kararın kaldırılmasına, yeniden esas hakkında karar vermek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davada zina sebebine dayalı boşanma istemi ile terk hukuki sebebine dayalı boşanma isteminin reddine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma isteminin kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir....
Davalı asil istinaf dilekçesi ile; kusur belirlemesi, davanın kabulü ile boşanma, yoksulluk nafakası miktarı, reddedilen tazminat talepleri bakımından istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dairemizce; resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK md. 355) inceleme sonucunda; Davacı erkeğin dava dilekçesinde davacı kadının ortak konutu terk etmesinden söz etmesi, terk olgusu bir terk ihtarına dayandırılmadıkça dilekçeyi Türk Medeni Kanununun 164. maddesi uyarınca terk nedenli bir boşanma davası haline getirmez. Davacı erkek gerek dilekçesinde, gerekse yargılama aşamalarında; bir terk ihtarı varlığı ve girişiminden söz etmemiş, bilakis evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle Türk Medeni Kanununun 166/1- 2. Maddesi uyarınca boşanma kararı verilmesini istemiştir....
döndüğünü, işe giderken bir gün davalıyı yanında başka bir kadınla samimi bir şekilde gördüğünü, yanlarına gidip ne olduğunu sorduğunda, taraflar arasında tartışma yaşandığını, bu olaydan sonra davalının müşterek haneyi terk ederek başka bir kadınla yaşamaya başladığını, tarafların 2010 yılından bu yana ayrı yaşadıklarını, müvekkilinin bildiği kadarıyla davalının bu kadından iki çocuğunun olduğunu, davalının müşterek haneyi terk ettikten sonra hesabında bulunan tarafların ortak biriktirdikleri parayı çekip yaşadığı kadınla harcadığını, müvekkiline ait kredi kartlarını kullandığını, müvekkilinin icra takibiyle karşı karşıya kalmasına sebep olduğunu, evi terk ettikten sonra müvekkiliyle ilgilenmediğini, evlilik birliğinin gerektirdiği sorumlulukları yerine getirmediğini belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına daha sonra yoksulluk nafakası olarak devam etmek üzere hükmedilmesine, 75.000,00...
Birleşen 2018/530 Esas sayılı dosyada cevap dilekçesi: Davacı-birleşen dosya davalısı birleşen dosya cevap dilekçesinde özetle; Davacının 2013 yılında müşterek hanenin tüm eşyalarını toplayarak herhangi bir sebep olmaksızın evi terk ettiğini, Karapınar Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'ne açmış olduğu boşanma davasında davacının kendisini istediğini söyleyerek boşanma davasının reddine karar verilmesini sağladığını, art niyetli olduğunu, o tarihten beri müşterek haneye dönmediğini, şoförlük yaptığını, boşanma talebi ile yeniden Konya 3. Aile Mahkemesi'nin 2019/379 Esas sayılı kaydında bulunan davayı açtığını belirtmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 04/06/2018 NUMARASI : 2016/885 ESAS - 2018/484 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Terk Nedeniyle) KARAR : Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükme karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulduğu, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere mahkememize gönderildiği ve istinaf isteminin süresi içerisinde yapıldığı anlaşılmakla, davacı tarafça istinaf incelemesinin duruşmalı yapılması istenmiş ise de 6100 sayılı HMK’nin 353. maddesi gereğince tahkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 16/03/2006 tarihinde evlendiklerini, müşterek 3 çocuklarının bulunduğunu, davalının 5 yıl önce " çocuklardan ve senden bıktım " diyerek Ulubağ Mh. Ulubağ Sk....
Yargılamaya konu somut olayda; 1- Sanığın, hakkında terk suçundan dolayı beraat kararı verilen resmi nikahlı eşi ... ile aralarında boşanma davasının duruşmasının bitiminde ...'in, katılan ...'...
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açan olaylarda kusurun tamamen davacı-karşı davalı erkekte olduğu gerekçe gösterilerek erkeğin boşanma davasının reddine, kadının boşanma davasının kabulü ile boşanmaya karar verilmiş ise de, yapılan soruşturma ve toplanan delillerden evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda erkeğe yüklenen sadakatsizlik vakıası ilk kez ön inceleme duruşması tamamlandıktan sonra 18.09.2014 tarihli dilekçe ile ileri sürülmüş olması nedeniyle kusur belirlemesinde dikkate alınamaz. Buna karşılık mahkemece kabul edilip davacı-davalı erkeğe yüklenen diğer kusurların sabit olduğu, ayrıca müşterek haneyi sık sık terk ettiği anlaşılan davalı-karşı davacı kadının da kusurlu bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir....
Mahkemece, ayrı yaşamda haklılık için reddedilen boşanma davasının yeterli olamayacağı, davacının müşterek konutu terk edip gitmesi ve davalıdan kaynaklı kusurlu bir davranışın ispat edilememesi gerekçeleriyle davanın reddi yönünde hüküm tesis edilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.MK.197 ve devamı maddelerine göre davacı eş kadın için tedbir nafakasına hükmolunabilmesi için ayrı yaşamda haklılık olgusunun ipat edilmesi gerekir. Bu konuda tereddüt yoktur.Somut olayda, eldeki dava reddedilen boşanma davasından sonra açılmıştır. Davalı kocanın şiddetli geçimsizlik nedenine dayalı olarak açtığı boşanma davası taraflar arasında şiddetli geçimsizliğin ispatlanamaması nedeniyle reddedilmiştir. Boşanma davası reddedilmiş olmakla davalı (koca) kusurlu duruma düşmüş olup, bu durumda evlilik birliğini kurma görevi davalıya (kocaya) düşer....