WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Her ne kadar İİK'nun 44. maddesinin gerekçesinde, ticareti terk eden kötü niyetli borçluların işyerlerini terkederek ve ellerindeki mallarını başkalarına devrederek alacaklılarını zarara uğratmaları nedeniyle İİK'nun 337/a maddesindeki yaptırım düzenlendiği belirtilmekte ise de, ticaret şirketleri yönünden ticareti terk değil ortaklık ilişkisinin sona erdirilebileceğinden, buradaki borçlu ifadesiyle gerçek kişi tacirin kastedildiğinin kabulü zorunludur....

    Her ne kadar İİK'nun 44. maddesinin gerekçesinde, ticareti terk eden kötü niyetli borçluların işyerlerini terkederek ve ellerindeki mallarını başkalarına devrederek alacaklılarını zarara uğratmaları nedeniyle İİK'nun 337/a maddesindeki yaptırım düzenlendiği belirtilmekte ise de, ticaret şirketleri yönünden ticareti terk değil ortaklık ilişkisinin sona erdirilebileceğinden, buradaki borçlu ifadesiyle gerçek kişi tacirin kastedildiğinin kabulü zorunludur....

      İstinaf Sebepleri Davacı vekili; taşınmazda yapılan kesintinin orantılılık ve eşitlik ilkesine aykırı olduğunu, 88,73 m²lik taşınmazın 84,81 m²sinin yola terk edildiğini, yasal düzenleme ortaklık payı kesintisinin üzerindeki oranda yapılan yola terk işlemine muvafakatlerinin olmadığını, taşınmazda davacıya 3,92 m²lik yer bırakılmasının orantılı ve ölçülü olmadığını, taşınmazın yola terk edilen kısmın ana arterde kaldığını bu nedenle husumet nedeniyle ret kararı verilmesinin de doğru olmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur. C....

        İcra Müdürlüğünün 2006/18373 esas sayılı dosyasıyla takibe başladıklarını, borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresini terk etmesi nedeniyle Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi gereğince tebligat yapılarak takibin kesinleştiğini, 19.04.2007 tarihinde hacze gidildiğinde şirketin adresten taşınması nedeniyle menkul mallarının bulunamadığı ve haczin yapılamadığını ileri sürerek sanıklar hakkında İİK'nun 337/a maddesinde yazılı bulunan suçun unsurlarının oluşması nedeniyle cezalandırılmalarına karar verilmesini talep etmiş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda; Alacaklı vekilinin 13.04.2007-03.04.2008 tarihleri arasında takip dosyasını işlemsiz bıraktığı, bu durumda TTK'nun 730-18 maddesi ile uygulanması gereken TTK'nun 663. maddesi uyarınca 6 aylık takip içi zamanaşımı süresinin dolduğu, alacağın zamanaşımına uğradığı, sanığın cezalandırılabilmesi için geçerli bir icra takibinin bulunmasının gerekliliği gerekçesiyle sanıkların beraatlerine karar verilmiştir....

          TMK'nın 164.maddesine göre; Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hakim veya noter tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır. Davaya hakkı olan eşin istemi üzerine hakim veya noter , esası incelemeden yapacağı ihtarda terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi halinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunur. Bu ihtar gerektiğinde ilan yoluyla yapılır. Ancak, boşanma davası açmak için belirli sürenin dördüncü ayı bitmedikçe ihtar isteminde bulunulamaz ve ihtardan sonra iki ay geçmedikçe dava açılamaz....

          Yargıtay Hukuk genel Kurulunun 04.11.2009 gün ve 2009/2-4 esas, 2009/484 karar sayılı ilamında da açıklandığı gibi terke dayalı boşanma davasında dava açma hakkı, kanunun açık deyimiyle sadece “terk edilen eşe” ait bulunduğundan, diğer eşi ortak konutu terke zorlayan veya ortak konuta dönmesini engelleyen eş “terk eden eş” konumunda olmakla, terk nedeniyle boşanma davası açma hakkı bulunmamaktadır. Bu sebeple terk eden eşin, terk hukuki sebebine dayanarak boşanma davası açması mümkün değildir. Yukarıda açıklanan sebeplerle hükmün bozulması gerektiğini düşündüğüm için sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum....

            Mahkemece yapılan keşif sonrası sunulan bilirkişi raporunda özel parselasyon sonucu yola terk edilen yer ile hali hazır krokiler çakıştırılmış, yol ve yeşil alana terk edilen kısımların bazılarının ihdas edilerek, 3. kişilere satıldığı, bazılarının ise 3. kişiler tarafından el atılarak kullanıldığı tespit edilmiştir. Bu itibarla; davacının yol ve yeşil alana terk ettiği alanların, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile çakıştırılarak, imar planındaki tahsis amaçları ilgili Belediye Başkanlığından sorulup; bedelsiz terk edilen kısımların kamuya özgülenme amacı dışında kullanılıp kullanılmadığı tespit edilerek; Anayasa Mahkemesinin 9/3/2017 tarih ve 2014/11994 başvuru nolu kararı ile, "....Belediyenin konut alanına dönüştürdüğü taşınmazdan ekonomik çıkar sağlamasıyla elde edilecek kamu yararı, taşınmazın malike iade edilmemesi nedeniyle malikin yüklendiği külfete kıyasen çok hafif kalmaktadır....

              Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı kadın evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1), davalı-karşı davacı erkek ise terk (TMK m. 164) hukuksal sebeplerine dayalı olarak boşanma talep etmişler, mahkemece “terk ihtarında davacı-karşı davalı kadının eve dönmesi halinde eve girebilmesi için gerekli olan anahtarı nerede bulabileceğine ilişkin hüküm bulunmaması sebebiyle şekil şartlarına uymayan terk nedeniyle boşanma davasının reddine" tarafların karşılıklı olarak hakaret ettikleri gerekçesiyle kadının davasının kabulü ile tarafların Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesine göre boşanmalarına karar verilmiştir....

                Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.02.2012 tarih ve 2011/16.H.D. 505, 509, 513, 21.02.2012 tarih ve 2011/16.H.D. 506, 510, 511 ve 621 esas sayılı dosyalarında, ticaret şirketlerinin müdür ve yetkililerinin ticareti terk suçunu işlemelerinin mümkün olduğu yönünde oy çokluğuyla verilen karar doğrultusunda uygulama yapılması Dairemizce de uygun bulunmuş olmakla; ticaret şirket yetkilisi olan sanığa isnat edilen suçun oluşabilmesi için tacirin fiili olarak ticareti terk etmesi ve bu durumu onbeş günlük süre içerisinde kayıtlı olduğu ticaret siciline bildirmemesi ve bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini içeren bir mal beyannamesi vermemesinin gerekmesi nedeniyle, Dairemizin 12/7/2010 tarih ve 2010/ 3554- 4913 sayılı bozma ilamı doğrultusunda, Kırıkhan / ... ticaret sicil memurluğuna yazı yazılarak 3690039651 sicil nolu ... Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş.'...

                  İCRA MAHKEMESİ Ticareti terk hükümlerine muhalefet etmek suçundan sanık ...'...

                    UYAP Entegrasyonu