olduğu cihetle; ticaret şirketi yetkilisi olan sanığa isnat edilen suçun oluşabilmesi için tacirin fiili olarak ticareti terk etmesi bu durumu onbeş günlük süre içerisinde kayıtlı olduğu ticaret siciline bildirmemesi, bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini içeren bir mal beyannamesi vermemesinin gerekmesi nedeniyle, borçlu şirketin kayıtlı olduğu vergi dairesi müdürlüğünden mükellefiyetinin devam edip etmediği sorulup, son beyanname örnekleri getirtilip, ticareti terk edip etmediği yönünde zabıta araştırması yaptırılarak, sonucuna göre hukuki durumunun takdir edilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde beraat kararı verilmesi, Yasaya aykırı, şikayetçi vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 10.07.2014 gününde oybirliği ile karar verildi....
Sulh Ceza Hakimliğinin 06.10.2016 tarih, 2016/5174 değişik iş sayılı kararı ile kaldırılmış olduğunun anlaşılması nedeniyle talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi üzerine davacı hakkında konutu terk etmeme kararının kaldırılmış olduğun farkına varılarak uygulanmasına devam edilen tedbirin aynı gün denetimli serbestlik yetkililerinin gelerek elektronik kelepçenin çıkarılması suretiyle tedbire son verildiği belirlenmiştir....
Dava konusu olay, sanığın İİK'nun 44 ncü maddesine göre terk keyfiyetini 15 günlük süre içinde kayıtlı bulunduğu ticaret sicili memurluğuna bildirmemesi ve bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini içeren bir mal beyanında bulunmaksızın ticareti terk ettiği iddiasına ilişkindir. IV....
Her ne kadar İİK'nun 44. maddesinin gerekçesinde, ticareti terk eden kötü niyetli borçluların işyerlerini terkederek ve ellerindeki mallarını başkalarına devrederek alacaklılarını zarara uğratmaları nedeniyle İİK'nun 337/a maddesindeki yaptırım düzenlendiği belirtilmekte ise de, ticaret şirketleri yönünden ticareti terk değil ortaklık ilişkisinin sona erdirilebileceğinden, buradaki borçlu ifadesiyle gerçek kişi tacirin kastedildiğinin kabulü zorunludur....
Her ne kadar İİK'nun 44. maddesinin gerekçesinde, ticareti terk eden kötü niyetli borçluların işyerlerini terkederek ve ellerindeki mallarını başkalarına devrederek alacaklılarını zarara uğratmaları nedeniyle İİK'nun 337/a maddesindeki yaptırım düzenlendiği belirtilmekte ise de, ticaret şirketleri yönünden ticareti terk değil ortaklık ilişkisinin sona erdirilebileceğinden, buradaki borçlu ifadesiyle gerçek kişi tacirin kastedildiğinin kabulü zorunludur....
şirketin 31/08/2014 tarihi itibariyle re'sen terk işleminin yapıldığı, şikayetçi vekilinin İİK'nın 347. maddesinde düzenlenen süreler geçtikten sonra 26/04/2017 tarihinde şikayette bulunması nedeniyle şikayet hakkının düşürülmesi yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde, isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, ... 1....
borçlu şirketin 28/02/2015 tarihi itibariyle re'sen terk işleminin yapıldığı, şikayetçi vekilinin İİK'nın 347. maddesinde düzenlenen süreler geçtikten sonra 04/11/2016 tarihinde şikayette bulunması nedeniyle şikayet hakkının düşürülmesi yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde, isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, ... 1....
borçlu şirketin 28/02/2015 tarihi itibariyle re'sen terk işleminin yapıldığı, şikayetçi vekilinin İİK'nın 347. maddesinde düzenlenen süreler geçtikten sonra 04/11/2016 tarihinde şikayette bulunması nedeniyle şikayet hakkının düşürülmesi yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde, isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, ... 1....
ilgili parseli zaten "bakım akaryakıt alanı" olarak kullanmak üzere 1997 yılında ruhsat başvurusunda bulunduğunda davalı belediyenin talebi ile ve yol yapılacağı gerekçesiyle arsanın 774,09 m2 lik kısmının bedelsiz olarak yol için terk edilmiş olduğunu, aradan geçen 23 yılın ardından ilgili kısımda yol yapılmadığı gibi davalı belediye tarafından bedelsiz olarak kendisine terk edilmiş alana ayrı bir parsel numarası verildiğini ve bu alanda "bakım akaryakıt alanı" olarak tescil edildiğini, davalı belediyenin arsanın kendine terk edildiği amacı ile kullanmayacağını da kabul etmiş olduğunu, bu halde arsayı bedelsiz terk eden müvekkillerine hisseleri oranında iadesi ile mevcut tapu kaydının iptalini talep etme mecburiyeti doğduğunu, bu nedenlerle; davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ : ...İCRA MAHKEMESİ Ticareti terk hükümlerine muhalefet etmek suçundan sanıklar ..., ...'...