Sadece eşi evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla kendisini terk eden veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmeyen değil, eşi tarafından terke zorlanan veya ortak konuta dönmesi engellenen eş de terk edilen eş kavramına girmektedir. O halde terke zorlayan veya eve dönmeyi engelleyen eşin terk nedeniyle boşanma davası açma hakkı bulunmamaktadır. (HGK.4.11.2009, E.2009/2-402K.2009/484) Somut olay değerlendirildiğinde, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, davacı-davalı erkek, eşine hakaret ve küfür edip, şiddet uygulayıp, eşini ve ortak çocukları evden kovmuştur. Yukarıda belirtilen Türk Medeni Kanununun 164. maddesi hükmü dikkate alındığında davacı-davalı erkek eşin gerçekte iddia ettiği gibi terk edilen değil, terk eden eş olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda davacı-davalı erkeğin terk hukuki nedenine dayalı dava açma hakkı bulunmadığından, davasının reddine karar verilecek yerde kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır....
İCRA MAHKEMESİ Ticareti usulüne aykırı terk etmek suçundan sanık ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İCRA MAHKEMESİ Ticareti usulüne aykırı terk etmek suçundan sanık ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İCRA MAHKEMESİ Ticareti usulüne aykırı terk etmek suçundan sanık ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İCRA MAHKEMESİ Ticareti usulüne aykırı terk etmek suçundan sanık ...'...
Her ne kadar İİK'nun 44. maddesinin gerekçesinde, ticareti terk eden kötü niyetli borçluların işyerlerini terkederek ve ellerindeki mallarını başkalarına devrederek alacaklılarını zarara uğratmaları nedeniyle İİK'nun 337/a maddesindeki yaptırım düzenlendiği belirtilmekte ise de, ticaret şirketleri yönünden ticareti terk değil ortaklık ilişkisinin sona erdirilebileceğinden, buradaki borçlu ifadesiyle gerçek kişi tacirin kastedildiğinin kabulü zorunludur....
Her ne kadar İİK'nun 44. maddesinin gerekçesinde, ticareti terk eden kötü niyetli borçluların işyerlerini terkederek ve ellerindeki mallarını başkalarına devrederek alacaklılarını zarara uğratmaları nedeniyle İİK'nun 337/a maddesindeki yaptırım düzenlendiği belirtilmekte ise de, ticaret şirketleri yönünden ticareti terk değil ortaklık ilişkisinin sona erdirilebileceğinden, buradaki borçlu ifadesiyle gerçek kişi tacirin kastedildiğinin kabulü zorunludur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İCRA MAHKEMESİ Ticareti usulüne aykırı terk etmek suçundan sanıklar ... ve ...'...
İCRA MAHKEMESİ Ticareti terk hükümlerine muhalefet etmek suçundan sanık ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi SUÇ : Ticareti usulüne aykırı terk etmek HÜKÜM : Beraat I- Sanıklar ... ve ... hakkında kurulan hükme yönelik olarak yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde; Sanıkların borçlu şirketin yetkili temsilcisi olmaması nedeniyle fiilin faili olmadıklarının anlaşılması karşısında, sonucu itibariyle verilen beraat kararı doğru olduğundan şikayetçi vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, II- Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik olarak yapılan temyiz itirazlarına gelince; Ayrıntıları, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.02.2012 tarih ve 2011/505, 509 ve 513 Esas sayılı kararlarında da açıklandığı üzere, İİK'nun 337/a maddesinde düzenlenen “ticareti usulüne aykırı terk etmek” suçunun ticaret şirketleri müdür ve yetkililerince de işlenmesinin mümkün olduğu cihetle; ticaret şirketi yetkilisi olan sanığa isnat edilen suçun oluşabilmesi için tacirin fiili olarak ticareti terk etmesi bu durumu...