Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Boşanma davası, Türk Medeni Kanununun 164. maddesinde yer alan terk sebebine dayanmaktadır. Terk sebebine dayanan boşanma davasında, davalının "davayı kabul" beyanı sonuç doğurmaz. ( TMK. md. 184/1-3) Evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayanılarak açılmış bir davada Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesindeki şartların varlığı halinde kabulün hukuki değeri vardır. Dava, bu sebebe dayanmamaktadır. Bu bakımdan tarafların gösterecekleri deliller usulünce toplanıp, dayanılan hukuki sebep çerçevesinde değerlendirilerek hasıl olacak sonuç uyarınca karar verilmesi gerekirken boşanma davasının davalı tarafından kabul edildiğinden bu halde evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılması gerektiğinden söz edilerek yazılı gerekçe ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir. 2-Kabule göre de; Davalının bizzat dinlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi de usul ve yasaya aykırıdır....
DAVA Davacı-davalı vekili dava dilekçesinde; kadının başta kabul etmesine rağmen eşinin ailesi ile oturmak istemediğini, çalışmasına rağmen aile bütçesine katkı sunmadığını ve 2007 yılında evi terk ettiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı-davacı vekili karşı dava dilekçesinde; erkeğin epilepsi hastası olduğunu söylemediğini, bağımsız konut sağlamadığını, annesinin kadının çalışmasının karşılığı olan parayı ona vermeyip "senin bu evde durman kabahat" demesi üzerine kadının evden ayrılmak zorunda kaldığını ve erkek ve ailesinin 2004 yılında ağaçtan düşen kadını doktora götürmediğini iddia ederek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın eş lehine aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 10.000,00 TL maddî, 75.000, 00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
İstinaf Sebepleri Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının kötü niyetli olduğu, boşanma davasından 22 gün önce planlı şekilde taşınmaza aile konutu şerhi koydurduğu, taşınmazı terk ettiği gerekçeleri ile davanın reddi yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur. C....
müşterek konuttan kovması nedeniyle ağır ve tek kusurlu olduğu, kadının ise erkek tarafından ispatlanmış hafif de olsa bir kusurunun bulunmadığı gerekçesi ile erkeğin asıl boşanma davasının reddine, kadının mehir alacağı davasının da reddine karar verilmiştir....
yine davalı karşı davacı tarafından davacı karşı davalının evi sık sık terk ettiği iddia edilmiş olup ve tanık beyanlarından da anlaşıldığı gibi davalı karşı davacının tarafların müşterek hanesi terk ettiği sabittir. Ancak tek başına evi terk etme tarafa kusur olarak yüklenemeyecektir. Zira terk etmenin davalı karşı davacıya kusur olarak yüklenebilmesi için terk etmenin sebebinde tarafların kusurlu olup olmadığı önemlidir. Dosya kapsamında davacı karşı davalının terk sebebine ilişkin bir ispat bulunmadığı için bu hususta kusur tespitinde dikkate alınmamıştır....
Boşanma davaları ve kusur belirlemesi yönünden yapılan istinaf incelemesinde; Dosyanın tetkikinden, davacı-davalı erkeğin 09/10/2014 tarihli ihtarname ile kadına eve dön ihtarında bulunduğu, ihtarnamenin davalı-davacı kadına usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, asıl davanın 10/01/2018 , birleşen davanın 07/03/2018 tarihinde açıldığı ve her iki tarafın da dilekçelerinde terk ihtarına delil olarak dayandıkları anlaşılmıştır. Davacı-davalı eş terk ihtarı çekmekle eşinin ihtar istek tarihinden önceki kusurlu davranışlarını affetmiş, en azından hoşgörüyle karşılamış olur. Affedilmiş veya hoşgörüyle karşılanmış olaylar da Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesine dayalı boşanma davası için boşanma sebebi olarak kabul edilemez. İhtar istek tarihinden sonra davalı-davacı kadına yüklenebilecek kusurlu bir davranış iddia ve ispat edilememiştir. Davacı-davalı erkeğin terk hukuki sebebine dayalı boşanma davası da yoktur....
Asıl ve birleşen dava; evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve ferileri ile ziynet eşyası alacağına ilişkindir. 1- Davacının ziynet eşyasına yönelik istinaf itirazlarının incelenmesinde; Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi, evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, kadının ispatlaması gerekir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz....
Davacı-karşı davalı kadın vekili; davalının ilgisiz ve sorumsuz olduğunu, müvekkilinin bu durumu düzeltmek için çabaladığında "beni bu şekilde kabul ediyorsan et, yoksa ben gidiyorum" diyerek sürekli evi terk etmekle tehdit ettiğini, cinsel ilişkide de çok ciddi iktidarsızlık sorunu yaşadığını, bu sebeple doktora gidildiğinde cinsel yetersizliği sebebiyle normal yolla çocuk sahibi olamayacaklarının tespit edildiğini, tüp bebek tedavisinin de davalının ilgisizliği sebebiyle sonuç vermediğini, davalının evi terk ettiğini ileri sürerek boşanma kararı verilmesini, müvekkili lehine 800,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 35.000,00 TL maddi ve 35.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 12/04/2023 NUMARASI : 2023/24 D.İŞ - 2023/27 KARAR DAVA KONUSU : Terk İhtarı KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı asil dava dilekçesinde özetle; eşi Tülay ile 47 yıl önce evlendiklerini, davalı eşinin hiç bir haklı sebebi olmamasına rağmen evliliğin yüklediği yükümlülükleri yerine getirmemek maksadıyla ortak evi terk edip babasının evine gittiğini, uzun süre geçmesine rağmen eve dönmediğini belirterek davalı eşinin eve dönmemesi halinde terk sebebi ile boşanma davası açacağının ihtaren bildirmesine karar verilmesini istemiştir....
Asliye Hukuk MAhkemesinin 2006/536 Esas sayılı dosyası ile terk nedeniyle boşanma davası açtığını, açılan davanın mahkemece reddedildiğini ve kararın kesinleştiğini, açılan terk nedeniyle boşanma davasından önce de ayrı yaşamaya başlayan tarafların davanın reddinden bu yana hiç bir zaman bir araya gelmediklerini ve müşterek bir hayat kurmadıklarını, söz konusu evliliğin sadece kağıt üzerinde olup fiili olarak sona erdiğini, müvekkilinin terk nedeniyle açmış olduğu davanın reddinin kesinleşmesinden bu yana kanunun aradığı yasal sürenin geçtiğini belirterek tarafların boşanmalarına, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....