"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkeğin davası terk sebebine dayanmaktadır. Davacı erkek tarafından.... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/59 değişik iş dosyasında davalı kadına karşı terk ihtarı isteminde bulunulmuş, ancak iade üzerine gelen bu dosyada mahkeme tarafından gönderilen terk ihtarı kararının tebliğine ilişkin tebliğ mazbatasının dosyada bulunmadığı anlaşılmıştır. O halde terk ihtarı kararının davalı kadına tebliğine dair mazbatanın dosyaya alınmasından sonra birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine ikinci kez İADESİNE oybirliğiyle karar verildi. 25.09.2018 (Salı)...
Davacı yine terk hukuki nedenine dayalı olarak açtığı eldeki bu boşanma davasına dayanak olan davalı kadına eve dön ihtarı gönderilmesi talebini ise 19.7.2010 tarihinde yapmış....Mahkemesinin 23.7.2010 tarihli eve dön ihtarı kararı 11.8.2010 tarihinde davalı kadına tebliğ edilmiştir. Davalı kadının davacı koca tarafından açılan ve retle sonuçlanan .... Mahkemesindeki dava süresince ayrı yaşama hakkına sahip olması karşısında; terk ihtarı gönderebilmek için haklı bir sebebe dayanmayan ayrılığın başlangıcından itibaren geçmesi gereken dört aylık süre önceki boşanma davasından verilen ret kararının kesinleşmesinden itibaren başlayacağına ve terk ihtar talep tarihine göre, bu süre gerçekleşmediğinden; ihtar sonuç doğurucu nitelikte kabul edilemez. Bu nitelikteki ihtara dayalı olarak da Türk Medeni Kanununun 164. maddesi uyarınca boşanma kararı verilemez. Bu bakımdan mahkemenin davayı ret kararı hüküm sonucu olarak doğru olmakla birlikte gerekçesi isabetli değildir....
Aile Mahkemesi'nin 2014/15 D.İş E 2014/18 D.İş K sayılı dosyası kapsamında davacı erkek tarafından davalı kadına TMK'nın 164. maddesi uyarınca terk ihtarı gönderildiği ve iş bu davanın davalı kadının terk ihtarı tebliğine rağmen ortak konuta dönmediği iddiası ile açıldığı anlaşılmıştır. Türk Medeni Kanunu'nun 164. maddesi "Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hâkim veya noter tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır....
Aile Mahkemesi'nin 2014/15 D.İş E 2014/18 D.İş K sayılı dosyası kapsamında davacı erkek tarafından davalı kadına TMK'nın 164. maddesi uyarınca terk ihtarı gönderildiği ve iş bu davanın davalı kadının terk ihtarı tebliğine rağmen ortak konuta dönmediği iddiası ile açıldığı anlaşılmıştır. Türk Medeni Kanunu'nun 164. maddesi "Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hâkim veya noter tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır....
Koca bu ayrılmadan yaklaşık yedi ay sonra terk ihtarını (TMK.m.164) çekmiştir. Kadının yaşadığı olaylardan sonra; yaşadıklarını unutması, serin kanlı düşenebilmesi için gerekli makul süre geçirilmeden terk ihtarının çekildiği kabul edilmelidir. Bu durumda terk ihtarı çekilmesi iyiniyete (TMK.m.2) dayanmamaktadır. İyiniyete dayanmayan terk ihtarı sonuç doğurmaz. Toplanan delillerle, kocanın kadına karşı fiziksel şiddete başvurduğu kanıtlanmıştır. Kadının davası bakımından Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesindeki boşanma koşulları oluşmuştur. Gerçekleşen bu durum karşısında; temyiz edilen hükmün, kocanın davasının reddine ve kadının boşanma davasının kabulüne karar verilmek üzere bozulması gerektiği düşüncesindeyim. Açıkladığım nedenlerle, değerli çoğunluğun onama görüşüne katılmıyorum....
Aile Mahkemesi’nin 2017/613 D. iş dosyalı ile eve dönmesi için terk ihtarı çektiğinin, terk ihtarı gönderen tarafın eşinin ihtar tarihinden önce varsa kusurlu eylemlerini affetmiş, en azından hoşgörüyle karşılamış sayılacağının, affedilen veya hoşgörüyle karşılanan olayların taraflara kusur olarak izafe edilemeyeceğinin anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 292.10 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine kesin olarak oybirliğiyle karar verildi. 03.06.2021 (Pzt.)...
Maddesi gereğince terk nedeni ile boşanma ve ferilerine ilişkindir. İlk derece Mahkemesi tarafından tarafların TMK.nın 164. Maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmiştir. 1- Davalının terk ihtarına ilişkin istinaf itirazlarının değerlendirilmesinde; Dosya kapsamı ve toplanan deliller uyarınca; Davacı vekili tarafından Ş.Urfa 2. Aile Mahkemesinin, 2020/16 D.iş, 2020/16 D.iş K. sayılı dosyasından davalıya terk ihtarı çekildiği ancak davalının çekilen terk ihtarına uymaması ve eve dönmemesi nedeni ile tarafların, TMK.nın 164. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Toplanan delillerden davacı erkeğin, eşine 27/01/2014 tarihinde terk ihtarı ( TMK m.164) tebliğ ettirdiği anlaşılmaktadır. Bir eş, terk ihtarı çekmekle eşinin ihtar istek tarihinden önceki kusurlu davranışlarını affetmiş, en azından hoşgörüyle karşılamış olur. Affedilmiş veya hoşgörüyle karşılanmış olaylar da Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesine dayalı boşanma davası için; boşanma sebebi olarak kabul edilemez. Davacı erkek eşinin ihtar tarihinden önceki kusurlu davranışlarını affetmiştir....
Davalı istinaf dilekçesinde davacı kadının evlilik birliğinin sona ermesinde daha ağır kusurlu olduğunu iddia etmiş ise de; davalı erkeğin 10.04.2018 tarihinde davacı kadına terk ihtarnamesi gönderdiği anlaşılmaktadır. Davalı erkek, terk ihtarı çekmekle eşinin ihtar tarihinden önceki kusurlu davranışlarını affetmiş, en azından hoşgörü ile karşılamış olur. Affedilmiş veya hoşgörü ile karşılanmış olaylar da TMK'nun 166/1- 2 maddesine dayalı boşanma davası için boşanma sebebi olarak kabul edilemez. Davalı terk ihtarı çektiği tarihten sonrası için de davacı kadının kusurlu davranışını ispat edememiştir....
DAVALI-DAVACI DAVA TÜRÜ :Boşanma-Velayet Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kusura ilişkin gerekçesi ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Davacı hem “evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK.md.166/1-2) hem de “terk (TMK.md.164)” hukuksal nedenlerine dayalı olarak boşanma davası açmıştır. Terk ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenlerine birlikte dayanılamaz. Zira terk ihtarı çıkan eş ihtarla eşinin önceki kusurlu davranışlarını affetmiş sayılması gerekeceğinden, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayanmak imkanını yitirir. Diğer yandan da, terk ihtarının da iyiniyete (TMK.md.2) dayanmadığı ortaya çıkmış olur. İyiniyete dayanmadığı bir başka anlatımla samimi olmadığı anlaşılan terk ihtarı da sonuç doğurmaz....