her boşanma davasının açılmasından sonra eşlerden birinin davadan önceki olaylara dayanabilmesi için ortak konutu terk etmesi gerektiği gibi bir sonuç çıkar ki bu yasanın temel ilkesine aykırıdır.Boşanma davasının açılması ile birlikte taraflardan birisi aile konutunu terk etme hakkına kavuşur,ancak bu muhakkak terk etmesi gerektiği biçiminde anlaşılmamalıdır,aksine isterse terk edebilir biçiminde yorumlanmalıdır.Özel Dairenin genel uygulaması da bu yoldadır....
Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır (TMK m.166/2). Dosya kapsamında dayanılan vakıalar, toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde davacı-davalı erkeğin, davalı-davacı kadının kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ispata yönelik delil ve tanık bildirmediği, açıkça da tanık dinletmeyeceğini beyan ettiği, bu haliyle iddiasını ispatlayamadığı dikkate alındığında ilk derece mahkemesince asıl davanın reddine dair verilen karar usul, yasa ve dosya kapsamına uygundur. Davacı-davalı erkeğin kendi boşanma davasının reddine yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/2107 KARAR NO : 2022/2128 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : YAHYALI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 23/03/2022 NUMARASI : 2021/66 2022/119 DAVA KONUSU : Boşanma (Terk Nedeni İle KARAR : Av. YUNUS EMRE ÖZKAN-[16836- 38663- 48039] UETS DAVALI :MERVE NUR ÖZKAN-- Yenice Mah. Şehit Celil Sarıkaya Cad....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından, erkeğin boşanma davası, kusur belirlemesi, nafakaların ve manevi tazminatın miktarları yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise, kadının boşanma davası, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Terk sebebiyle boşanma davası açılabilmesi için, ayrılık en az dört ay sürmüş ve bu durumun devam ediyor olması gerekir. Bu sürenin dördüncü ayı bitmedikçe ihtar isteminde bulunulamaz (TMK m.164). Toplanan delillerden, davacı-karşı davalı kadının 20.06.2014 tarihinde müşterek haneden ayrıldığı, ihtarın ise 13.08.2014 tarihinde, kanunda öngörülen (TMK m.164/1) dört aylık süre dolmadan istenildiği anlaşılmaktadır. Oysa ihtarın geçerli olması için en az dört aylık sürenin geçmesi zorunludur....
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 01/03/2018 tarih, 2017/366 E 2018/269 K sayılı kararı ile TMK'nın 405 maddesi uyarınca kısıtlanmasına karar verildiği, akıl hastası olan davalı erkeğin davranışlarının iradi olmaması nedeniyle erkeğin kusurundan bahsedilemeyeceği, böylelikle red kararı ile sonuçlanan ilk boşanma davasını açarak birlikte yaşamaktan kaçınan ve boşanma sebebi yaratan, evi terk ederek birlikte yaşamaktan kaçınan, birlik görevlerini yerine getirmeyen, tartışmaları başlatan ve tartışmalarda eşine "seni boşayacağım, terk edeceğim" diyen, evdeki eşyaları götüren kadının tamamen kusurlu olduğu" gerekçesiyle tarafların TMK'nın 166/son maddesi uyarınca boşanmalarına, davacının maddi-manevi tazminat taleplerinin reddine, davalının maddi-manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü kısmen reddi ile 5.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıya ödenmesine verilmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 12/04/2022 NUMARASI : 2019/765 ESAS 2022/49 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli))|Boşanma (Terk Nedeniyle) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....
nun 166/1- 2 maddesi uyarınca, davacı-karşı davalı kadın tarafından; "on bir yıl önce erkeğin evi nedensiz terk etmesi, kadını ve çocukları yalnız bırakma, dönmeme, arayıp sormama, evlenen kızın düğününe bile katılmama, katkı sağlamama, evlilik birliğinden beklentinin ve evlilik birliği hayrının kalmaması, evlilik birliğinin temelinden sarsılması, bir arada yaşama imkanının kalmaması" cevaba cevap ile de; "erkek tarafından ileri sürülen iddiaların doğru olmadığı, on bir yıl önce evi terk eden erkek için şekil şartlarının aranmasına gerek olmadığı, erkeğin evi nedensiz terk ettiği" vakıalarını ileri sürerek boşanma talep edildiği, davalı-karşı davacı erkek vekilinin cevap ve karşı dava dilekçesi ile; " terk nedenine dayalı davanın yasal şartlarının gerçekleşmediği, aranan terk ihtarının gerçekleşmediği, erkeğin 2000 yılında Arabistan'a çalışmaya gittiğini, 2005 yılında geri dönüş yaptığı, yurt dışına erkeğin gitmesinde eşi ve çocuklarını ailesine emanet ettiği, emanet etmeye rağmen kadının...
alınarak boşanma davasının konusuz kaldığının gözetilmesi ve boşanma talep edilen sebep kapsamında sağ kalan eşin boşanmaya neden olacak derecede kusurlu olup olmadığının tespitine yönelik değerlendirme yaparak sonucuna göre karar vermekten ibarettir....
GEREKÇE: Dava, asıl ve karşı davada evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılmış boşanma davasıdır. HMK'nun 355.maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....
Değerlendirme Bölge Adliye Mahkemesince her ne kadar tarafların uzun süredir fiili olarak ayrı yaşadıkları sabit ise de; fiili ayrılığın tek başına boşanma sebebi oluşturmaması ve terk hukuki sebebine dayalı bir davanın da bulunmaması, yine tanık ifadelerinde yer alan erkeğin kusurlu eylemlerine ilişkin beyanların ise eski tarihli olması nedeniyle iş bu boşanma davasında dikkate alınamayacağı belirtilerek davalı erkeğin evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek bir kusuru kanıtlanamadığından kadın tarafından açılan boşanma davasının reddine karar verilmiş ise de yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davalı erkeğin birlik görevlerinden kaçınmak amacıyla evi terk ettiği, akabinde de birlik yükümlülüklerini yerine getirmediği, birlikte yaşanılan dönemde ise davacı kadına hakaret ve küfür ettiği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğunun kabulü gerekir....