Bu davada dayanılan terk ihtarı ise 17.11.2006 tarihinde talep edilmiştir. İhtar istem tarihinde devam etmekte olan boşanma davasının varlığı nedeniyle kadının birlik dışında yaşaması haklı sebebe dayanmakta olup, terk ihtarının bu yönden sonuç doğurmayacağının anlaşılmasına göre sonucu itibariyle doğru olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 67.20 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.01.12.2010 (Çrş.)...
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/23 değişik ... sayılı dosyasında terk ihtarı kararının davalı kadına tebliğine ilişkin tebliğ evrakının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı kadına ihtar kararının tebliğine ilişkin tebliğ evrakının eklenerek gönderilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine İADESİNE, oybirliğiyle karar verildi. 21.06.2012 (Prş.)...
Davalı istinaf dilekçesinde davacı kadının evlilik birliğinin sona ermesinde daha ağır kusurlu olduğunu iddia etmiş ise de; davalı erkeğin 05/03/2018 tarihinde davacı kadına terk ihtarnamesi gönderdiği anlaşılmaktadır. Davalı erkek, terk ihtarı çekmekle eşinin ihtar tarihinden önceki kusurlu davranışlarını affetmiş, en azından hoşgörü ile karşılamış olur. Affedilmiş veya hoşgörü ile karşılanmış olaylar da TMK'nun 166/1- 2 maddesine dayalı boşanma davası için boşanma sebebi olarak kabul edilemez. Davalı terk ihtarı çektiği tarihten sonrası için de davacı kadının kusurlu davranışını ispat edememiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi 2018/60D.İş 2018/58 K. sayılı ihtarı ile eve dön çağrısına riayet etmeyerek müşterek haneye olmasına rağmen, davalı müvekkilin çağrısına olumlu ya da olumsuz bildirmede bulunmadığını, bu nedenlerle evlilik birliği davalının müşterek haneyi haksız olarak terk etmesi ve ihtara rağmen müşterek haneye dönmemesi nedeniyle TMK nın 164 ncü uyarınca terk nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi 2018/60D.İş 2018/58 K. sayılı ihtarı ile eve dön çağrısına riayet etmeyerek müşterek haneye olmasına rağmen, davalı müvekkilin çağrısına olumlu ya da olumsuz bildirmede bulunmadığını, bu nedenlerle evlilik birliği davalının müşterek haneyi haksız olarak terk etmesi ve ihtara rağmen müşterek haneye dönmemesi nedeniyle TMK nın 164 ncü uyarınca terk nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir....
Terk hukuki sebebine dayalı boşanma davasının kabulü için öncelikle ortak konutu haklı bir neden bulunmadan terk ettiği ileri sürülen eşin; usulüne uygun olarak ortak konuta davet edildiğinin kanıtlanması gerekir. Usulüne uygun bir davetin tebliğ edildiği davacı tarafça kanıtlanamadığına göre, davanın reddi yerine yazılı şekilde boşanmaya karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 31.05.2017(Çrş.)...
Diğer yandan; davacının terk ihtarı ve terk hukuksal sebebine (TMK. m. 164) dayalı bir boşanma davası da bulunmamaktadır. Mahkemenin sabit kabul ettiği, davalı kadının sıksık ortak konutu terk ederek baba evine gidip, daha sonra yeniden konuta dönmesi olayı; davacının gösterdiği tanıklarca kesin ve inandırıcı şekilde açıklanmamıştır. Tanık beyanları soyut ve inandırıcı olmaktan uzaktır. Davalıya yüklenebilecek bir kusurlu davranış bulunmamaktadır. Durum böyleyken; mahkemece boşanma davasının reddi yerine kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu ve bu nedenle hükmün bozulması gerektiğini düşünüyorum....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek tarafından 20.05.2014 tarihinde terk ihtarı çekildiği, davacı erkek eve dön ihtarı ile birlikte davalı kadınla birlikte yaşama iradesini ortaya koyduğu, bu irade ile birlikte bu ihtar tarihinden önceki döneme ait davalı kadının kusurlarını affettiği anlaşılmaktadır. Affedilen ve hoşgörülen olaylar boşanma sebebi olarak kabul edilemez. İhtar tarihinden sonra ise kadından kaynaklanan boşanmayı gerektirir maddi bir vakıanın varlığı kanıtlanamamıştır....
İlk derece mahkemesince erkeğe, kadına hakaretlerde bulunduğu, başka bir kadınla telefonla mesajlaşmak suretiyle güven sarsıcı eylemlerde bulunduğu ve çocuklarına yeterince ilgi göstermediği, vakıalarının kusur olarak yüklendiği, erkeğe yüklenen kusurlu eylemlerin sabit olduğu,davalı erkeğin 23.11.2017 tarihli terk ihtarı çektiği, terk ihtarı çeken erkeğin bu tarih öncesi olayları affetmiş sayılacağı, en azından hoşgörü ile karşılayacağı kanaatine varıldığından bu tarih öncesi vakıaların kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, terk ihtarı sonrası erkeğin kadına yüklenecek bir vakıa ispat edemediği, tarafların yaşanan geçimsizliğinin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olduğu, geçimsizliğe yol açan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu anlaşıldığından, erkeğin kusur belirlemesine, kadının davasının yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı davalı erkek tarafından TMK 164. madde gereğince terk nedeniyle boşanma davası açılmıştır....
Hukuk Dairesince “Davalı-karşı davacı erkek, kadının açtığı boşanma davasından kısa bir süre sonra 22/01/2016 tarihinde eşine müşterek eve dönmesi için Afyonkaıahisar Aile Mahkemesi aracılığıyla terk ihtarı göndermiştir. Terk İhtarı gönderen taraf; eşinin ihtar tarihinden önce varsa kusurlu eylemlerini affetmiş, en azından hoşgörüyle karşılamış sayılır. Affedilen veya hoşgörüyle karşılanan olaylar taraflara kusur olarak izafe edilemez. Somut olayda taraflar terk ihtarının tebliği tarihinden sonra yeniden bir araya gelmedikleri gibi kadının terk ihtarından sonra gerçekleşen kusurlu bir davranışının varlığı da erkek eş tarafından ispat edilememiştir....