"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Asıl dosyada davacı vekili tarafından, 19.12.2014 gününde birleştirilen dosyada davacı vekili tarafından 06.04.2015 gününde verilen dilekçe ile terekenin tespiti defterinin tutulması ve kayyum tayini talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair karar verilmiştir....
Davalı T12. vekili cevap dilekçesinde özetle; terekenin borca batık olduğunun tespiti ve mirasın hükmen reddine karar verilmesi talebi ile murisin vefatından 7 yıla yakın bir süre geçtikten sonra bu davanın açıldığını, süresi içinde açılmayan davanın zaman aşımı nedeni ile reddine karar verilmesini talep etmiş, terekenin borca batıklığı murisin ölümü tarihinde söz konusu olmalı ve söz konusu borca batıklığın resmen tespit edilmiş olması gerektiğini, terekenin borca batık olduğunun resmen tespitinin ise ancak ödemeden aciz vesikası veya iflas kararı ile mümkün olduğunu, muris Muharrem Çetinkaya ' nın ödemeden aciz olduğu konusunda alınmış bir aciz vesikası ve terekenin borca batık olduğuna dair her hangi bir karar veya her hangi bir belge bulunmadığını belirterek haksız ve dayanaksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı T10 Ltd....
Davanın niteliği gereği davalı-alacaklıların, murisin terekesinin borca batık olduğunu bilmemeleri, bilmelerinin de mümkün olmaması ve terekenin borca batık olup olmadığına yapılan yargılama sonrasında karar verildiği durumlarda yargılama gideri ve harçtan davalıların değil davacıların sorumlu tutulması gerekmektedir. Mirasın gerçek reddi, mirasçıların sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanı ile yapılır (TMK m. 609). Mirasın hükmen reddi ise tereke alacaklısına karşı açılacak davada, miras bırakanın ölüm tarihindeki terekesinin borca batık olduğunun tespiti niteliğindedir. Somut olayda, dava yukarıda da açıklandığı üzere, TMK 605/1. maddesi gereğince mirasın gerçek reddine ilişkin olmayıp TMK 605/2. maddesi gereğince terekenin borca batık olduğunun tespiti (hükmen ret) isteğine ilişkindir. Ölümü tarihinde murisin ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır....
DELİLLER:Dava; mirasçılık belgesi, nüfus kayıtları, icra dosyası, araç özet bilgileri, SSK borç bilgileri, vergi borç bilgileri, kurum ve kuruluşlarla yapılan yazışmalar ve tüm dosya kapsamı. GEREKÇE:Dava terekenin borca batık olduğunun tespiti istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesi üzerine davalılar Vergi Dairesi Başkanlığı ve SGK başkanlığı vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesi gereğince; istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. Terekenin borca batık olduğunun tespitine karar verilebilmesi için; mirasbırakanın ölüm tarihi itibariyle terekenin aktif ve pasifinin belirlenerek, tereke pasifinin aktifinden fazla olması yanında mirasçının terekeye sahiplenme anlamına gelecek hukuksal bir işlemde bulunmamış olması da gereklidir....
Mahkemece, Türk Medeni Kanununun 589 ve devamı maddeleri gereğince terekenin tespiti, korunması ve yönetilmesine ilişkin tedbir işlemlerinde Sulh Hukuk Mahkemesi görevli olduğu gerekçesi ile davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; mirasbırakan A........ N.....i K.........u'nun 14.8.1998 tarihinde öldüğü, davacı ve davalılardan Orhan, Kamuran ile birlikte dava dışı mirasçıların kaldığı, 28.8.1998 tarihinde noterde düzenlenen vekâletname ile davacının davalı Seyfettin'i vekil tayin ettiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; görev, kamu düzeni ile ilgili olup, davanın her aşamasında mahkemece res'en gözetilmesi gerekli bir usul kuralıdır. Nitekim; mahkemece, terekenin tespiti, korunması ve yönetilmesi isteklerine ilişkin davada Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna karar verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi 09.07.2019 tarih ve 2018/544 Esas, 2019/387 Karar sayılı kararında özetle; "...Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK. 605/2 madde). Bu maddeye dayanan talepler süreye tabi olmayıp, mirasçıların iyi niyetli ya da kötü niyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Mirasbırakanın ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, mirasbırakanın tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir....
İşte bu haklı şüphe karşısında kabul veya red konusunda güvenli bir karara varmasını sağlamak için, terekenin defterinin tutulması öngörülmüştür (TMK. m. 619 vd). Bu yolla mirasçı, bilinçli olarak red hakkını kullanıp tereke borçlarından şahsî mal varlığı ile sorumlu olmaktan kurtulacağı gibi, deftere göre kabul etmekle de, borçlar ödendikten sonra, geriye kalanı almak hakkını kazanır. Defter tutma işleminin yapıldığı sürece, ancak telafisi (gecikmesi) terekenin zararına olan idarî tasarruflar yapılabilir. Resmi defter tutulması devam ettiği sürece miras bırakanın borçları için icra takibi yapılamaz, yapılmakta olan icra takibi durur, bu süre içinde zamanaşımı işlemez. Acele haller dışında, davalara devam edilemeyeceği gibi, yeni dava da açılamaz (TMK. m. 625). Terekenin resmi defteri hakimin gözetimi altında bu işle görevlendirilecek katibe tutturulur. Tutulacak resmi defterde miras bırakanın taşınır ve taşınmazları ile alacak ve borçları gösterilir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Terekenin Resmi Defterinin Tutulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, oybirliğiyle karar verildi.12.12.2011 (Pzt.)...
Murisin ölümü ile tereke bütün aktif ve pasifi ile mirasçılarına geçer. Murisin vergi, prim vb. borçları da terekenin pasifi içerisinde olup terekeye dahildir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır (TMK. 605/2 md). TMK.nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilirler. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Ancak tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı mirası reddedemez....
Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca somut olaya gelince; davanın kabulüne karar verilmiş ise de mahkemece yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurmaya yeterli değildir....