mal hükmünde olan bu taşınmazların zilyetliğin devir ve teslimi ile birlikte terekeden çıkıp çıkmadığı bir başka deyişle davacının terekeden gelen bir hakkının bulunup bulunmadığı tereddütsüz olarak belirlenmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 06.04.2015 gününde verilen dilekçe ile aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; görevsizlik nedeni ile dava dilekçesinin reddine dair verilen 17.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, aile konutunun miras payına mahsuben sağ eşe özgülenmesi istemine ilişkindir. Davacı, davalılar aleyhine açtığı davada, davalılar ile birlikte muris ....'nın mirasçısı olduklarını, ... İli, .... İlçesi, .... Mahallesi 8076 ada 13 nolu parselde 6 numaralı dairenin aile konutu olduğunu, Türk Medeni Kanunun 652. maddesi gereğince miras hissesine mahsuben tapunun iptal edilerek adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Uyuşmazlığın miras payına ve alacak istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Yasası’nın 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 2. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine 27/03/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak Dava, miras payına dayalı ecrimisil istemine ilişkin olup, hüküm asliye hukuk mahkemesi tarafından verilmiştir. Bu durumda hükmün temyiz inceleme görevi dairemize ait olmayıp, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin görevi kapsamında kaldığından dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na gönderilmesine, 21/05/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Ç.. irs yolu ile yalnızca babası C.. S..'ya ait miras payından hisse alabilecektir. Ancak hükme esas alınan bilirkişi raporunda, murisin kardeşlerinin her birine eşit pay verilerek tereke dağıtılmış ve bu durum da murisin kardeşi A.. Ç..'in terekeden fazla pay almasına neden olmuştur. Mahkemece veraset ilamının iptaline karar verilmiş ise de hatalı bilirkişi raporu esas alınarak A.. Ç., H.. Ç.. ve N..G..'ye terekeden fazla pay verilecek şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.07.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.09.2019 tarihli ve 2017/163 Esas, 2019/119 Karar sayılı kararı ile 138 ada 17 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki davanın feragat nedeni ile 141 ada 7 parsel sayılı taşınmaz hakkında açılan davanın ispatlanamaması nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesinin 5. Hukuk Dairesinin 09.01.2020 tarihli ve 2019/64 Esas 2020/5 Karar sayılı kararı ile davacının talebinin çekişmeli taşınmazın muris ... terekesine döndürülmesi mi, yoksa terekeye dahil taşınmazda ...’dan intikal edecek miras payına yönelik mi olduğu hususunun araştırılmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulüne, 6100 sayılı HMK'nın 353/(1)-a/4 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesinin kaldırılmasına ve yeniden karar verilmesi için davanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir....
Sulh Hukuk Mahkemesince verilen 11.08.1999 tarihli veraset ilamına göre belirlenen 585/19200 nispetindeki miras payına düşen değerin 180,04-TL olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda taşınmazda miras payına düşen değerin, Sulh Hukuk Mahkemesinin dava tarihinde görev sınırı olan 5.000,00 TL’den az olduğu anlaşılmakla, uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nun 21. ve 22.(1086 sayılı HUMK.’nun 25. ve 26.) maddeleri gereğince Sürmene Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 07/12/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
'ya ait olan taşınmazların mirasçıları arasında yöntemine uygun olarak paylaşılıp paylaşılmadığı, bir başka ifade ile tüm mirasçıların ya da yasal temsilcilerinin katılımı ile paylaşma yapılıp yapılmadığı, her bir mirasçının miras payına hangi taşınmazların düştüğü, miras payına karşılık taşınmaz almayan mirasçılara buna karşılık ne verildiği, taşınmazın hangi mirasçının miras payına isabet ettiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, belirtilen şekilde yöntemine uygun paylaşmanın varlığının kanıtlanamaması halinde mirasçılar arasında zilyetlikle iktisap hükümlerinin işlemeyeceği göz önünde bulundurulmalı, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir....
Ne var ki, anılan hususlar yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından; hükmün 6. ve 9. bentlerinin hükümden çıkarılmasına yerine 6. bent olarak; "Dava konusu 244 nolu parsel bakımından, keşfen saptanan değerinin davacıların miras payına isabet eden miktarı üzerinden hesaplanan 656,04TL karar ve ilam harcının davalı ...(...)'den tahsili ile Hazine adına irat kaydına; dava konusu 145 ada 5 nolu parsel bakımından, keşfen saptanan değerinin davacıların miras payına isabet eden miktarı üzerinden hesaplanan 3.351,58TL karar ve ilam harcının davalılar ... ve ...'dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine adına irat kaydına; davacı tarafın yatırdığı peşin harç ile ıslah harcının davacıya iadesine." şeklinde; 9.bent olarak; "Dava konusu 244 nolu parsel bakımından, keşfen saptanan değerinin davacıların miras payına karşılık gelen miktarı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 373,45TL vekalet ücretinin davalı ...(...)'...
Hal böyle olunca davacıların el birliği mülkiyetine tabi olduğunu bildirdikleri taşınmaz yönünden terekeden gelen miras paylarının adlarına tescili istemiyle açtıkları davanın da yukarıdaki bentte temyiz incelemesi yapılan 103 ada 8 sayılı parsel hakkındaki dava gibi terekeye karşı üçüncü kişi konumunda olan kişiye yönelik dava açamayacakları gerekçesi ile reddine karar verilmesi gerekirken bu taşınmaz yönünden de işin esası hakkında karar verilmesi isabetsiz ise de; red kararı sonucu itibari ile doğru olduğundan 106 ada 6 parsel yönünden hükmün gerekçesi açıklanan şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 3- Davacılar vekilinin 103 ada 4, 6, 9, 119 ada 23, 24, 106 ada 1, 2, 5, 105 ada 2, 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarına gelince; mahkemece çekişmeli taşınmazların tarafların ortak miras bırakanı ... ......