WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Merkez Bankası şubesinden babasından kendisine intikal eden miras payı 58.512,28 Euroyu çektiğini, murislerinin bu durumu diğer mirasçıların ve kendisinin miras payına düşen paraları bankadan çektiği 25.04.2012 tarihinde öğrendiğini, davalının miras paylaşımından önce kendi murislerinden elden aldığı 40.000 Euronun davalının miras payına tekabül eden para olup bunun dışında herhangi bir kazanç elde etmesinin sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde hukuka aykırı olacağını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalının .... Merkez Bankası şubesinden çektiği 59.000 Euro karşılığı 168.976,00 TL'nin zarara uğradıkları ve kendilerine ödenmesi gereken tarihten itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmişlerdir. Davalı, süresi içinde zamanaşımı def'inde bulunarak haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın öncelikle zamanaşımı yönünden reddini, esasa girilmesi halinde ise yasal unsurları oluşmayan davanın esastan reddini istemiştir....

    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; miras hukukuna göre miras bırakanın vefatının ardından mirasın reddi 3 aylık yasal süre içerisinde yapılması gerektiğini, mirasın reddi 3 ay içerisinde yapılmaması durumunda ise mirasçıların mirası kabul etmiş sayılacağını, TMK.nun 605. maddesinin mirasın hükmen reddi ile ilgili hükmü içerdiğini, söz konusu kanuna göre miras bırakan kişinin borca batıklığı açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise mirasın otomatik olarak reddedilmiş sayılacağını, yani yasaya göre mirasın hükmen reddinin herhangi bir süreye bağlanmadığını, mirasın hükmen reddi koşulu miras bırakan kişi (muris) vefat ettiğinde bu kişinin borçlarının tüm alacak ve mal varlığından fazla olması gerektiğini, diğer bir değişle miras bırakan kişinin ölüm tarihinde terekedeki pasiflerin aktiflerden fazla olması durumuna, borca batıklık söz konusu olacağından mirasın hükmen reddinin ortaya çıkacağını, murisin bıraktığı mirasın borca batık olduğunun resmen tespit edilmiş olması veya tespit...

    in terekeden gelen miras hakkının kalmadığı, mahkemece yapılan keşif, uygulama ve toplanıp değerlendirilen delillerle belirlenmiştir. Bu nedenler ve hükümde gösterilen diğer gerekçelere göre mahkemece oluşturulan hükümde bir isabetsizlik bulunmadığınan, davacı ...'in yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, peşin alınan harcın mahsubu ile geriye kalan 6,85 TL harcın davacıdan alınmasına, 08.06.2011 gününde oybirliği ile karar verildi....

      O halde mahkemece yapılacak iş, davanın murise ait terekeden miras paylarınınistemi ile açılmış olduğu salt alacak davası olmadığı dikkate alınarak, davalı tarafından yapıldığı iddia edilen masraflara ilişkin delilleri değerlendirilerek murisin vefatı sonrasında cenazesinin yapıldığı ve bunun içinde masraf yapıldığı ve de yapılan masraflardan tüm mirasçıların sorumlu olduğu dikkate alınarak davalının varsa delilleri irdelenerek yoksa cenaze için yapılması gereken masraf kalemleri ilgili yerlerinden sorularak bilirkişiden de bu masraflardan davacıların murise ait tereke borçlarından miras payıları ile sorumlu oldukları hususu gözden kaçırılmadan rapor alınarak sonucuna göre bir karar vermek olmalıdır....

      Kural olarak ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra, mirasçıları arasında yöntemine uygun bir paylaşmanın varlığından söz edilebilmesi için, ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra, tüm mirasçılarının, bir araya gelerek terekeyi kendi aralarında pay etmeleri, her bir mirasçının kendi payına düşeni aldıktan sonra terekedeki diğer miras haklarından vazgeçmesi koşuluna bağlıdır. Saptanan dava niteliği ile az yukarıda vurgulanan hukuksal olgularda dikkate alındığında, az yukarıda vurgulandığı gibi yerel mahkemece yapılan, araştırma ve soruşturma hüküm vermeye yeterli değildir. Hükme dayanak yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık sözleri, olaylara dayanmayan soyut nitelikte gerekçesiz sözlerden ibarettir....

        Mahkemece; vasiyetnamenin düzenlenme tarihinde murisin hukuki işlem yapma ehliyetinin bulunduğu, vasiyetnamenin şekil şartlarına uygun düzenlendiği, vasiyetnameyle davacının saklı payına tecavüz edilmediği gerekçesiyle; davacının hem iptal, hem de tenkis isteminin reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından, duruşma istemli olarak temyiz edilmiştir. Dava; vasiyetnamenin iptali, bunun mümkün olmaması halinde tenkis istemine ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilin vasiyetnamenin iptaline ilişkin istemin reddinde bir isabetsizlik bulunmadığından, bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir. Davacı vekilinin, kabul gören temyiz itirazına gelince; Somut olayda; davacı, annesinin, iptali talep olunan davaya konu vasiyetnamedeki tasarrufu ile saklı payına tecavüz ettiğini iddia etmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık; mahkemenin hukuki nitelendirmesine göre miras hukuku hükümlerinden (terekeden) kaynaklanan istihkak istemine ilişkindir. Davanın niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 14. Hukuk Dairesinindir. Dosya, Yargıtay 14. Hukuk Dairesince incelenerek görevsizlik kararı ile Dairemize gönderilmiş olup, 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Yasanın 21.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60/3 maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 01.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak, davacı T6 verilmesine, -Müteveffa Selahattin ACARBAY'ın payına düşen miktardan miras payları oranında; 30.437,38 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak, davacı T10 verilmesine, -Müteveffa Selahattin ACARBAY'ın payına düşen miktardan miras payları oranında; 30.437,38 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak, davacı T4 verilmesine, -Müteveffa Selahattin ACARBAY'ın payına düşen miktardan miras payları oranında; 30.437,38 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak, davacı T8 verilmesine, -Müteveffa Selahattin ACARBAY'ın payına düşen miktardan miras payları oranında; 30.437,38 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak, davacı T12 verilmesine, 2- Davalı idare tarafından el atıldığı tespit edilen 205 Ada 44 Parsel numaralı taşınmaz yönünden...

            Dava, mirasbırakanın ölüm tarihindeki terekesinin borca batık olması nedeniyle mirasın hükmen (kendiliğinden) reddedilmiş sayılmasına (M.K.m.605/2) ilişkin olup, davanın terekeden alacaklı olanlara karşı açılması ve 23/12/1942 gün 24/29 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre görevli mahkemenin tereke alacaklılarının alacak miktarına göre belirlenmesi gerekir. Mahkemece, davacının babasının Sosyal Güvenlik Kurumuna 21.893,66 YTL. ve Ziyapaşa Vergi Dairesine 5.679,99 YTL. vergi borcu olduğu belirlenmekle, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, görev unsuru göz önünde bulundurulmadan davanın esasının incelenmesi, Kabule göre de; tereke alacaklılarına husumet yöneltilmeden eksik hasımla yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, kardeşi olan davalıyı aracını satması hususunda 05/07/2011 tarihinde vekil tayin ettiğini, aralarındaki anlaşmazlık nedeni ile 26/09/2011 tarihinde bu sefer davalıyı vekaletten azlettiğini buna rağmen azilden üç gün sonra davalının aracını satıp bedelini kendisine ödemediğini ileri sürerek araç bedeli 20.000 TL nin davalıdan faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, araç bedelinin payına düşen miras hissesinin takas edilmesi ile ödendiğini savunarak davanın reddini dilemiştir....

                UYAP Entegrasyonu