Tereke temsilcisi ile davacılar... vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, tereke temsilcisi ile davacılar... vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, tereke temsilcisi ile davacılar... vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK’nın 442. maddesi gereğince REDDİNE, alınması gereken 52,40 TL karar düzeltme harcı peşin ödenmiş olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına, 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK'nın 442/3. maddesi hükmü uyarınca, takdiren 228,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen tereke temsilcisi ile davacılar...'dan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 07.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tereke hukukuna ilişkin davada ... 1. Sulh Hukuk ile 3. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tereke tesbiti istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, ... İlinde müstakil kurulmuş tereke hakimliği bulunmadığı, Adalet Komisyonunun 21.04.2006 gün 20 numaralı kararı ile tereke işlerinin ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından görülmesinin uygun olacağına dair kararın H.S.Y.K.nun 22.06.2006 gün 309 sayılı kararı ile uyumlu bulunduğu ve ... Tereke işlerine bu sebeple 1 numaralı sulh hukuk mahkemesince bakılacağı anlaşılmakla, uyuşmazlığın ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 1....
Tereke Mahkemesi Taraflar arasındaki tereke hukukuna ilişkin davada ... Tereke ile İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tereke teslimine ilişkindir. T.M.Y.'nın 589. maddesine göre tereke işlerinde yetki, ölenin yerleşim yeri mahkemesine aittir. Dosya kapsamından, ...'ın Almanya'da öldüğü; ... Köyü, ... nüfusuna kayıtlı iken, 1953 yılında naklen ... Mahallesi, Beşiktaş nüfusuna geçtiği, Türkiye'deki ikametgahın tam olarak belli olmadığı anlaşılmakla, Nüfus Yasasının 4. maddesine göre ikametgahın belli olmaması halinde karine olarak nüfusa kayıtlı olunan yerin yerleşim yeri sayılacağı anlaşılmakla, yetkili mahkeme İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesidir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince İstanbul 1....
Tereke Mahkemesi Taraflar arasındaki tereke hukukuna ilişkin davada ... Tereke ile İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tereke teslimine ilişkindir. T.M.Y.'nın 589. maddesine göre tereke işlerinde yetki, ölenin yerleşim yeri mahkemesine aittir. Dosya kapsamından, ...'ın Almanya'da öldüğü; ... Köyü, ... nüfusuna kayıtlı iken, 1953 yılında naklen ... Mahallesi, Beşiktaş nüfusuna geçtiği, Türkiye'deki ikametgahın tam olarak belli olmadığı anlaşılmakla, Nüfus Yasasının 4. maddesine göre ikametgahın belli olmaması halinde karine olarak nüfusa kayıtlı olunan yerin yerleşim yeri sayılacağı anlaşılmakla, yetkili mahkeme İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesidir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince İstanbul 1....
-KARAR- Temyiz incelemesine esas olmak üzere; Dairenin bir önceki geri çevirme ilamı ile; Muris ...’ın terekesine Yalvaç Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/670 E- 2015/949 K sayılı hükmü ile temsilci olarak atandığı anlaşılan davacılardan ...’un hükmü temyiz eden davacılar vekilini tereke temsilcisi vekili olarak vekil tayin edip etmediği hususunun araştırılması,varsa vekaletnamenin temin edilmesi, yoksa gerekçeli kararın tereke temsilcisine usülüne uygun olarak tebliğinin sağlanması istenmiş ise de, geri çevirme kararından sonra davacılar vekilinin tereke temsilcisi tarafından vekil olarak tayin edildiğine ilişkin bir vekaletnamenin sunulmadığı, öte yandan tereke temsilcisi ...’un 23.09.2017 tarihinde öldüğünün tespit edildiği anlaşılmaktadır....
ın temsilci olarak atandığı, yargılamaya tereke temsilcisinin katıldığı ancak, gerekçeli karar kendisine tebliğ edilen tereke temsilcisinin kararı temyiz etmediği, kararın davacı ... vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer Somut olayda; mirasbırakan ...'ın terekesine ... tereke temsilcisi olarak atanmış olmakla davacının davayı takip yetkisi kalmamıştır....
ın temsilci olarak atandığı, gerekçeli kararın tereke temsilcisine 16.06.2015 tarihinde usulünce tebliğ edildiği, ancak tereke temsilcisinin kararı temyiz etmediği, kararın davacı vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Nitekim, tereke temsilcisinin atanması ile tereke ortağının ya da ortaklarının terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçı veya mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve bununla bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer. Tüm bu açıklamalar karşısında, davayı takip yetkisi sona eren davacı vekilinin 01.07.2015 tarihli temyiz dilekçesinin REDDİNE, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dosya içeriğinden; Avukat ...’ın tereke temsilcisi olarak atandığı, mahkemece dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve duruşma zaptının tereke temsilcisine tebliğ edildiği ve 21.6.2019 ile 26.6.2019 tarihli celselere tereke temsilcisi sıfatıyla Av. ...’ın katıldığı anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, terekeye temsilci atanmasından sonra tereke ortağının ya da ortaklarının davayı takip yetkisi ortadan kalkar. Bir başka ifadeyle davayı açan mirasçı ya da mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsil eden mümessile geçer. Somut olayda, gerekçeli karar tereke temsilcisi Av. ...’a tebliğ edilmesine karşın, tereke temsilcisi kararı temyiz etmemiş, ancak karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir Oysa; davacı mirasçıların davada takip yetkilerinin kalmaması nedeniyle kararı temyiz etme hakları da bulunmamaktadır....
Kararın davacı tereke temsilcisi tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı tereke temsilcisi vekili ve ... mirasçısı ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; Menderes Sulh Hukuk Mahkemesinin 10.04.2019 tarihli ve 2019/89 Esas, 2019/395 Karar sayılı ilamı ile ... terekesine ...’ın tereke temsilcisi olarak atandığı, ancak anılan kararın kesinleşmediği, ayrıca tereke temsilcisi ...’ın kendi adına verdiği vekaletnamenin evrak arasında mevcut olduğu halde tereke temsilcisi sıfatıyla avukat ...’a verdiği vekaletnamenin bulunmadığı görülmektedir. Bu itibarla; 1....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tereke Tespiti Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava tereke tespitine (TMK. md. 589) ilişkindir. Sulh hakiminin tedbir olarak tereke tesipitine dair verdiği karar, nihai karar niteliğinde olmayıp tedbir niteliğinde olduğundan temyizi kabil değildir. Bu bakımdan tereke tespitine yönelik temyizin reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeplerle temyiz dilekçesinin REDDİNE, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi.05.06.2013 (Çar.)...