Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın temsilci olarak atandığı, gerekçeli kararın tereke temsilcisine 16.06.2015 tarihinde usulünce tebliğ edildiği, ancak tereke temsilcisinin kararı temyiz etmediği, kararın davacı vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Nitekim, tereke temsilcisinin atanması ile tereke ortağının ya da ortaklarının terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçı veya mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve bununla bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer. Tüm bu açıklamalar karşısında, davayı takip yetkisi sona eren davacı vekilinin 01.07.2015 tarihli temyiz dilekçesinin REDDİNE, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    -KARAR- Temyiz incelemesine esas olmak üzere; Dairenin bir önceki geri çevirme ilamı ile; Muris ...’ın terekesine Yalvaç Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/670 E- 2015/949 K sayılı hükmü ile temsilci olarak atandığı anlaşılan davacılardan ...’un hükmü temyiz eden davacılar vekilini tereke temsilcisi vekili olarak vekil tayin edip etmediği hususunun araştırılması,varsa vekaletnamenin temin edilmesi, yoksa gerekçeli kararın tereke temsilcisine usülüne uygun olarak tebliğinin sağlanması istenmiş ise de, geri çevirme kararından sonra davacılar vekilinin tereke temsilcisi tarafından vekil olarak tayin edildiğine ilişkin bir vekaletnamenin sunulmadığı, öte yandan tereke temsilcisi ...’un 23.09.2017 tarihinde öldüğünün tespit edildiği anlaşılmaktadır....

      ın temsilci olarak atandığı, yargılamaya tereke temsilcisinin katıldığı ancak, gerekçeli karar kendisine tebliğ edilen tereke temsilcisinin kararı temyiz etmediği, kararın davacı ... vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer Somut olayda; mirasbırakan ...'ın terekesine ... tereke temsilcisi olarak atanmış olmakla davacının davayı takip yetkisi kalmamıştır....

        Dosya içeriğinden; Avukat ...’ın tereke temsilcisi olarak atandığı, mahkemece dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve duruşma zaptının tereke temsilcisine tebliğ edildiği ve 21.6.2019 ile 26.6.2019 tarihli celselere tereke temsilcisi sıfatıyla Av. ...’ın katıldığı anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, terekeye temsilci atanmasından sonra tereke ortağının ya da ortaklarının davayı takip yetkisi ortadan kalkar. Bir başka ifadeyle davayı açan mirasçı ya da mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsil eden mümessile geçer. Somut olayda, gerekçeli karar tereke temsilcisi Av. ...’a tebliğ edilmesine karşın, tereke temsilcisi kararı temyiz etmemiş, ancak karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir Oysa; davacı mirasçıların davada takip yetkilerinin kalmaması nedeniyle kararı temyiz etme hakları da bulunmamaktadır....

          Davada davacı sıfatıyla bulunan tereke memuruna Tereke Hakimliği'nce dava açmaya yetki verildiğine dair yetki belgesine dosyada rastlanılmamıştır. Tereke memuruna Tereke Hakimliği'nce dava açmaya yetki verildiğine dair yetki belgesinin ilgili hakimlikten temin edilerek evraka eklenmesi, ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 21/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tereke Tespiti Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava tereke tespitine (TMK. md. 589) ilişkindir. Sulh hakiminin tedbir olarak tereke tesipitine dair verdiği karar, nihai karar niteliğinde olmayıp tedbir niteliğinde olduğundan temyizi kabil değildir. Bu bakımdan tereke tespitine yönelik temyizin reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeplerle temyiz dilekçesinin REDDİNE, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi.05.06.2013 (Çar.)...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ferizli Tereke Mahkemesi Taraflar arasındaki tereke hukukuna ilişkin davada Ferizli Tereke ile ....Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tereke hukukuna ilişkindir. Türk Medeni Yasasının 589. maddesinde "miras bırakanın yerleşim yeri Sulh Hakimi, istem üzerine veya resen tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır.", aynı Yasanın 19. maddesinde de "Bir kimsenin ikametgahı, yerleşmek niyeti ile oturduğu yerdir" hükümleri yer almaktadır. Yerleşim yerinin tespit edilemediği hallerde, karine olarak nüfusa kayıtlı olunan yer de yerleşim yeri olarak kabul edilir. Dosya kapsamından, müteveffanın ölmeden önce ... adresinde oturduğu anlaşılmakla, yetkili mahkeme Sakarya Sulh Hukuk Mahkemesidir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bergama Tereke Mahkemesi (Sulh) Taraflar arasındaki tereke hukukuna ilişkin davada Bergama Tereke ve ... Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tereke hukukuna ilişkindir. Türk Medeni Yasasının 589. maddesinde "miras bırakanın yerleşim yeri Sulh Hakimi, istem üzerine veya resen tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır.", aynı Yasanın 19. maddesinde de "Bir kimsenin ikametgahı, yerleşmek niyeti ile oturduğu yerdir" hükümleri yer almaktadır. Yerleşim yerinin tespit edilemediği hallerde, karine olarak nüfusa kayıtlı olunan yer de yerleşim yeri olarak kabul edilir. Dosya kapsamından, ...'ın ... Mahallesi 104. Sk. 9/1 ...-... adresindeki yaşadığı evinde öldüğü anlaşılmakla yetkili mahkeme ... Sulh Hukuk Mahkemesidir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Dairemizin 19.06.2013 tarih 6635-6907 sayılı geri çevirme kararında “...’nın tereke temsilcisi ...’nın, davayı takip eden avukat ... ve avukat ...’a “tereke temsilcisi” sıfatıyla vermiş olduğu vekaletnamenin dosyaya konulması” istenilmiş, ancak dosyaya ...’nın tereke mümessili olarak verilmesi gereken vekaletname yerine halen sağ olup, dava açan diğer davacıların tereke mümessili olarak düzenlenen vekaletname sunulmuş olup, böylesi bir vekaletnamenin geçerli olmadığı açıktır....

                    Bu nedenle, tereke temsilcisinin 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollamasıyla karar düzeltme isteklerinin REDDİNE, tereke temsilcisi atanmakla davacıların taraf sıfatları sona erdiğinden davayı takip etme yetkisi tereke temsilcisine ait olduğundan davacıların karar düzeltme dilekçelerinin reddine HUMK'nun 442/3. maddesi ve 4421 sayılı Yasa gereğince takdiren 370,00-TL para cezası ve 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca bakiye 17,70-TL karar düzeltme harçlarının tereke temsilcisinden alınmasına, 07.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu