Dosyadaki belgelere kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve olayın oluş şekline göre, davacının tereke tasfiye görevlisinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 35,90 TL onama harcının temyiz eden davacının tereke tasfiye görevlisinden alınmasına 05/07/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde tereke temsilcisi vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. İstinaf Sebepleri Tereke temsilcisi vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaları tekrarlayarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirtip kararın kaldırılmasını istemiştir. C. Gerekçe ve Sonuç ... Bölge Adliye Mahkemesi 1....
Kuşkusuz bu şekilde tereke emanet hesabına alınan malvarlığı unsarlarının terekeye dahil olmayıp kendisine ait olduğu iddiasıyla her bir mirasçının istihkak davası açma hakkı mevcut olup; dava başarıya ulaştığı takdirde mirasçının o malvarlığı unsurunu tereke mahkemesinin kendisine teslimini istemesi imkan dahilindedir. Olayları anlatmak taraflara, hukuki niteleme hakime aittir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 13.12.2013 gününde verilen dilekçe ile terekenin tespiti, terekeye temsilci tayini ve tereke defterinin tutulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; terekenin tespitine dair verilen 09.07.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, terekenin tespiti ile tereke defterinin tutulması ve terekeye temsilci atanması isteğine ilişkindir. Mahkemece, terekenin tasfiyesine yönelik bir talep bulunmadığı ve mirasçılar tarafından paylaşmaya yönelik dava açılmadığı gerekçesi ile davacı vekilinin paylaşmaya kadar tereke temsilcisinin görevinin devamı talebinin reddine, terekenin tespiti talebinin kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir....
Türk Medeni Kanununun 422. maddesi uyarınca tereke temsilcisinin ileri sürdüğü kaçınma sebeplerini inceleme görevi öncelikle vesayet makamı olan sulh mahkemesine, onun kabul etmemesi halinde denetim makamı olan asliye mahkemesine aittir (TMK. md. 397). Öte yandan Türk Medeni Kanununun 483. maddesinde vasinin görevden alınması düzenlenmiş olup; bu hüküm tereke temsilcisi hakkında da uygulanacaktır. Türk Medeni Kanununun 488. maddesinde vesayet makamı kararlarına karşı on gün içerisinde denetim makamına itiraz edilebileceği hükme bağlanmıştır. Öyle ise yeni atanan tereke temsilcisinin şahsına yapılan itirazların öncelikle vesayet makamı tarafından incelenmesi, vesayet makamı tarafından kabul edilmemesi halinde bu hususun ve eski tereke temsilcisinin görevden alınmasına ilişkin itirazların denetim makamınca incelenmesi gerekir....
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; özellikle davadaki isteğin nitelik ve içeriğine göre, iptal-tescil isteği tereke adınadır. Esasen bu istek gözetilerek terekeye temsilci atanmış, kendisine tebligat yapılan tereke temsilcisi ... 28.2.2012 tarihli oturuma katılarak davacının iddiasını tekrarlamış, ancak bundan sonraki oturumlara katılmamıştır. Hemen belirtilmelidir ki, terekeye temsilci atanmasıyla, mirasçıların davadaki sıfatlarının sona ereceği, davayı takip etme yetkisinin tereke temsilcisine ait olacağı açıktır. Kaldı ki, mirasçıların davayı takip etmeleri neticeye etkili değildir. 29.5.2012 tarihli oturumda davalı vekili, davanın reddini istemekle davayı takip etme yönünde iradesini kullanmış; mahkemece davanın esastan reddine karar verilmiştir. Somut olayda, yerel mahkemece ittihaz edilen davanın reddine ilişkin kararın tereke temsilcisine tebliğ edilmesine karşın, temsilci kararı temyiz etmemiş, ancak mirasçılardan davayı açan ...'...
Hukuk Dairesi'nin kararlarının da somut olayda uygulanmasının mümkün olmadığını, zira emsal kararlarda açılan davaların hep davacının kendi miras payına yönelik açtığı davalar olduğu görüldüğünü, halbuki somut olayda tek bir mirasçınnı tüm tereke adına dava açtığını ve mahkemeden aldığı izin ve yetki çerçevesinde tereke temsilcisini davaya dahil ederek davasını tereke adına yürüttüğünü, bu itibarla huzurdaki dava tek bir mirasçının kendi miras payı oranında açtığı dava ile aynı şekilde değerlendirilemeyeceğini, mahkemenin tereke adına açılan işbu davada tek bir mirasçının feragati ile davayı sonuçlandırmış olması ve sair mirasçılar ile tereke temsilcisi yönünden tefrik kararı vermiş olması başlı başına hatalı iken bir de üzerine işbu dosyada "davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığı" yönünde karar oluşturması vahim bir hata olduğunu, eldeki dava davacının talebi çerçevesinde tereke adına açılmış iken ve tereke idare memurunca takip ediliyor iken mahkemenin belirttiği şekilde...
nun ölümünün ardından terekesine ilişkin olarak mahkemelerinde 2015/29 Tereke ve 2015/32 Tereke sayılı dosyalarının bulunduğu, mirasçıların bu dosyalara ait duruşmalardaki tereke eşyalarını ve parasını kabul ettiklerine ilişkin açık beyanları, gerekse de tereke eşyaları ile tereke parasını ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin teslim almış olmalarının mirasçıların terekeyi kabul ettikleri ve mal edindikleri anlamına geleceği, bu nedenlerle de TMK.nn 610/2. maddesi gereğince mirasçıların mirası reddetme haklarının düştüğü gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı ... Berberoğlu vekili, davacılar ... ve ... temyiz etmiştir. Dava, mirasın gerçek reddi talebine ilişkindir. Yasal koşulların gerçekleşmesi halinde mirasçılar Türk Medeni Kanununun 605/1 maddesine dayalı dava açabilecekleri gibi, Türk Medeni kanununun 605/2 maddesine dayalı dava da açabilirler. Gerçek ret, mirasçıların sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanı ile yapılır (TMK m. 609)....
Terekeye temsilci atanmasından sonra tereke ortağının ya da ortaklarının davayı takip yetkisi ortadan kalkar. Bir başka ifadeyle davayı açan mirasçı ya da mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsil eden mümessile geçer. Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesi kararı tereke temsilcisi ...’ya tebliğ edilmesine karşın, tereke temsilcisi kararı temyiz etmemiş, ancak karar davacı ve davaya aşamada muvafakat eden ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Oysa; davacı mirasçıların davada takip yetkilerinin kalmaması nedeniyle kararı temyiz etme hakları da bulunmamaktadır. SONUÇ: Tereke temsilcisi kararı temyiz etmediğine göre, davada sıfatı kalmayan davacı vekili tarafından yapılan temyiz itirazının dinlenmesine de olanak bulunmadığından temyiz dilekçesinin REDDİNE, alınan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 18/04/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi....
Değerlendirme Dosya kapsamında yapılan incelemeye göre müteveffanın ölmeden önceki yerleşim yeri adresinin Nilüfer/Bursa olduğu anlaşıldığından, uyuşmazlığın Bursa Tereke Mahkemesince sonuçlandırılması gerekmektedir. III. KARAR Açıklanan sebeplerle; 6100 sayılı Kanun’un 21 ve 22 nci maddeleri ile 5235 sayılı Kanun’un 36 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince Bursa Tereke Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 24.06.2024 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi....