Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mirasçının murisin ölümünden sonra yasal yükümlülüklerini yerine getirerek veraset ve intikal vergisi beyannamesini verip vermediğinin, tereke işlemlerine karışıp karışmadığının, tereke mallarını gizleyip gizlemediğinin veya tereke mallarını kendine maledip etmediğinin araştırılması gerekir. Öte yandan, mirasın hükmen reddi davasında terekenin açıkça borca batık olup olmadığı tereddüte yer vermeyecek şekilde araştırılmalıdır. Kural olarak icra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir....

Dava, terekenin borca batık olduğunun tespiti hukuksal nedenine dayalı olarak 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 605/2 maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. Ölüm tarihinde murisin ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2). Bu maddeye dayanan talepler süreye tabi olmayıp, mirasçıların iyiniyetli ya da kötü niyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2 maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez....

    Doğru sonuca ulaşabilmek için, mahallinde; yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle; gerektiğinde HMK'nın 31. maddesi uyarınca taraflardan yeniden tanık göstermeleri istenerek bu yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları huzuruyla yeniden keşif yapılarak, yerel bilirkişi ve tanıklardan, dava konusu taşınmazların kim tarafından ne zaman satın alındığı sorulup saptanarak, taşınmazların murisin sağlığında satın alındığının tespiti halinde bu satın almaların tereke adına olup olmadığı belirlenmeli, taşınmazların mirasçılar tarafından kök murisin ölümünden sonra satın alındığının tespiti halinde ise bu satın almaların tereke adına mı yoksa mirasçılar adına mı olduğu araştırılmalı, bu şekilde dava konusu taşınmazların kök muris Halit terekesine dahil olup olmadığı kesin olarak belirlenmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir....

      Katılma talebinde bulunan ... vekili 07.03.2016 havale tarihli dilekçesinde, 2016/288 sayılı icra dosyasından davacılara ödeme emri gönderildikten sonra murisin borcundan kurtulmak amacıyla bu davayı açtıklarını, davacıların murisin işlettiği kahveyi devrederek tereke işlemlerine karıştıklarını, murisin tüm bankalardaki birikimlerinin, vergi dairesindeki durumunun, işyeriyle ilgili beyannamelerin araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Katılma talebi hakkında olumlu yada olumsuz bir karar verilmemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, katılma talep eden vekili temyiz etmişlerdir. Dava, mirasın reddinin tespiti istemine ilişkindir. TMK 605. maddesine göre; yasal mirasçıların murisin ölüm tarihinden itibaren üç ay içinde mirası reddetmeleri gerekir. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece re'sen dikkate alınması gerekir....

        SHM'nin 2013/105 Esas sayılı tereke tespiti dosyasına 11.10.2019 tarihinde başvurduklarını, Mahkemenin 14.10.2019 tarihli kararıyla tereke temsilcisi seçilmesi için dava açmakta muhtariyete karar verdiğini, muris T3'nin 13/12/2012 tarihinde vefat ettiğini, geriye murisin eşi T5 çocukları müvekkili ile, Talat Yaşar Köse, T4, Hülya Hatipoğlu'nun kaldığını, murisin terekesinin henüz taksim edilmeyip mirasçılar arasında iştirak halinde mülkiyet söz konusu olduğunu, bütün mirasçıların bir araya gelmesinin güç olup taraflar arasında anlaşmazlık bulunduğunu açıklayarak, tereke mümessili veya temsilci atanmasına ve SS İstanbul Mermerciler Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifindeki hisselerin tereke temsilcisi tarafından yürütülmesine, intikalinin ve mirasçıların hak ve hukukunun korunmasına karar verilmesini talep etmiştir....

        Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/10 tereke -2017/1 K sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde muris Yaşar Türkkan’ın terekesine ...’ın temsilci olarak atandığı anlaşılmaktadır.Hemen belirtmek gerekir ki, Türk Medeni Kanununun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer....

          Sulh Hukuk Mahkemesinin 27/03/2018 tarihli ve 2017/340 Esas 2018/351 Karar sayılı ilamı ile, eldeki davada terekeyi temsil etmek üzere ...’nın atandığı, dava dilekçesi ve duruşma gününün tebliğine dair mazbatanın UYAP ile oluşturulan elektronik ortamda düzenlendiği, ancak temsilciye tebliğ edildiğine dair evrak dosya içerisinde bulunmadığı gibi PTT e-tebligat sorgulama ekranından da mazbatalara ulaşılamadığı, tereke temsilcisi duruşmalarda hazır olmadan yargılamaya devam olunarak davanın reddine karar verildiği, Davanın reddine ilişkin hükmün davacı mirasçı ... tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından gerekçeli kararın tereke temsilcisine tebliğ edilmesinin istendiği, gerekçeli kararın temsilci ...’nın ‘’ Merkez Mevkii No:67 İç kapı No:2 Enseköy Kozlu/Zonguldak ‘’ adresine tebliğe çıkarıldığı ve muhatabın çarşıda olmasından dolayı adresin kapalı olduğu tespiti ile evrakın mahalle muhtarına teslim edildiği ve en yakın komşusuna da haber verildiği şerhinin düşüldüğü...

            Mirasçının murisin ölümünden sonra yasal yükümlülüklerini yerine getirerek veraset ve intikal vergisi beyannamesini verip vermediğinin, tereke işlemlerine karışıp karışmadığının, tereke mallarını gizleyip gizlemediğinin veya tereke mallarını kendine maledip etmediğinin araştırılması gerekir. Öte yandan, mirasın hükmen reddi davasında terekenin açıkça borca batık olup olmadığı tereddüte yer vermeyecek şekilde araştırılmalıdır. Kural olarak icra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tereke Tespiti Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. İstek, Türk Medeni Kanununun 589 ve devamı maddelerinde düzenlenen terekenin korunması kapsamında tespit edilmesine ilişkindir. Terekenin korunması için önlem alınmasına ilişkin kararlar kesin nitelikte olup, temyiz kabiliyeti bulunmadığından temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmişitir. SONUÇ : Yukarıda gösterilen sebeple temyiz dilekçesinin REDDİNE, oybirliğiyle karar verildi.06.05.2010(Prş)...

              DAVA TÜRÜ :Tereke Tespiti Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz terekenin tespitine yönelik (TMK.m.589) olup, Sulh Hukuk Mahkemesince terekenin tespitine dair verilen kararların temyizi kabil değildir. Bu nedenle temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda gösterilen sebeple temyiz dilekçesinin REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi. 10.12.2012 (Pzt.)...

                UYAP Entegrasyonu