Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Tereke tespiti istemine ilişkin olarak açılan davada Bursa Tereke ve Rize 2. Sulh Hukuk Mahkemeleri’nce ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı Bölge Adliye Mahkemesi’nin yargı çevresinde kalan Mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanun'un 36/3. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemeleri Hukuk Dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan Adlî Yargı İlk Derece Hukuk Mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, murisin terekesinin tespiti istemine ilişkindir....

    DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda, Dava; tereke tespiti, tereke defterinin tutulması ve terekeye temsilci atanması isteminden ibarettir. "... Davacı, muris Hüseyin Hüsnü Akkaya’nın 15.10.1997 tarihinde öldüğünü belirterek, terekesinin tespiti ile defterinin tutulmasını talep ve dava etmiştir. Mahkemece, muris Hüseyin Hüsnü Akkaya’nın terekesi tespit edilmekle terekeden el çekilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Tereke tespiti davaları delil tespiti niteliğinde olup, istihkak davası niteliğinde değildir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 13.12.2013 gününde verilen dilekçe ile terekenin tespiti, terekeye temsilci tayini ve tereke defterinin tutulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; terekenin tespitine dair verilen 09.07.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, terekenin tespiti ile tereke defterinin tutulması ve terekeye temsilci atanması isteğine ilişkindir. Mahkemece, terekenin tasfiyesine yönelik bir talep bulunmadığı ve mirasçılar tarafından paylaşmaya yönelik dava açılmadığı gerekçesi ile davacı vekilinin paylaşmaya kadar tereke temsilcisinin görevinin devamı talebinin reddine, terekenin tespiti talebinin kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir....

      Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, 09/06/2016 gününde verilen dilekçe ile terekenin tespiti talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; mahkemenin yetkisizliğine dair verilen 13/06/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, tereke tespiti istemine ilişkindir. Davacı vekili, miras bırakana ait tereke eşyalarının belirlenmesini, tereke defterinin tutulmasını, terekeye giren borç, alacak ve taşınmazların niteliklerinin belirlenmesini talep etmiştir. Mahkemece dava dilekçesinin yetki sebebiyle reddine karar verilmiştir. Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir....

        Tereke tespiti davaları delil tespiti niteliğinde olup, istihkak davası niteliğinde değildir. Bu nedenle mahkemece yapılması gereken iş terekeye ait olduğu bildirilen mal varlığı unsurlarını tespit edip deftere geçirmek, bunlardan muhafazası mümkün olmayanlar varsa satıp paraya çevrilmesini sağlamak ve menkuller için de para, döviz vb. varsa bunları tereke malvarlığı olarak bankaya yatırmak; altın vb. ziynet eşyaları varsa bunları tereke mahkemesi kasasına alıp kaydetmek; diğer eşyaları ise ilgilisine veya üçüncü bir kişiye yediemin sıfatıyla teslim etmek ve böylece tespit edilen eşyaları kararda göstermekten ibarettir. Mirasçıların tamamının oluru alınmak suretiyle tereke malvarlığı unsurlarının bir kısmının veya tamamının bir mirasçıya teslimi de mümkündür. Mirasçıların tamamının oluru alınmadan terekenin paylaştırılması sonucunu doğuracak şekilde karar verilemez....

        hak ve alacaklarının tespit edilmesinde güçlükler ortaya çıktığından tereke tespiti istenmesi gerekli olmakla, bu konuda dava açılması yoluna gidildiğini bildirerek yapılacak incelemeler sonucu terekenin mal varlığı, alacakların ve borçları ile tespitini talep etmiştir....

        Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işlemi, kural olarak bir süreye bağlı olmayıp, bu önlemin alınması olanaksız veya yararsız hale gelmedikçe tereke paylaşılmadığı sürece istenebilir. Çünkü, koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır. Tereke tespiti davaları delil tespiti niteliğinde olup, istihkak davası niteliğinde değildir. Bu nedenle mahkemece yapılması gereken iş terekeye ait olduğu bildirilen mal varlığı unsurlarını tespit edip deftere geçirmek, bunlardan muhafazası mümkün olmayanlar varsa satıp paraya çevrilmesini sağlamak ve menkuller için de para, döviz vb. varsa bunları tereke malvarlığı olarak bankaya yatırmak; altın vb. ziynet eşyaları varsa bunları tereke mahkemesi kasasına alıp kaydetmek; diğer eşyaları ise ilgilisine veya üçüncü bir kişiye yediemin sıfatıyla teslim etmek ve böylece tespit edilen eşyaları kararda göstermekten ibarettir....

          Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2018/4 Tereke, 2021/21 Karar sayılı gerekçeli kararında özetle; her ne kadar davacı tarafça müvekkillerinin varisi ve hak olma olma ihtimali ile tapuda kayıtlı bir kısım taşınmazlar üzerinden terekenin tespit ve korunması talepli işbu dava açılmış ise de; tapu kayıtlarında isimleri geçen şahısların mevcut Tapu Kanunu kapsamında korunmasının sağlanması, davacı tarafın ihtimale dayalı durumu çerçevesinde tereke tespiti ve korunması talebinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu kapsamında tereke hükümlerine uygun düşmediği nazara alınarak, davacının davasının reddine, dair karar verildiği görülmektedir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece gerekli inceleme ve araştırma yapılmadan terekenin tespiti davasının niteliğine aykırı olarak karar verildiğini, dava dilekçesindeki talep ile hüküm gerekçesinde gösterilen neden arasında çelişki bulunduğunu, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vakıf tarafından açılan tereke tespiti davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 25.04.2016 gün ve 2015/16896 Esas, 2016/5053 Karar sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tereke tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, dava dilekçesinin yetki yönünden reddine, karar kesinleştiğinde dosyanın görevli ve yetkili ... Sulh Hukuk (Ahkam-ı Şahsiye) Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş olup; davacı tarafın temyiz istemi üzerine karar, Dairemizin 2015/16896 Esas, 2016/5052 Karar sayılı 25.04.2016 ilamı ile onanmıştır. Davacı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tereke tespiti ... ile .... ve tereke temsilci adayı ... aralarındaki tereke tespiti davasının kabulüne dair Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 02.04.2013 gün ve 42/27 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile Usul ve Kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....

              UYAP Entegrasyonu