Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tereke defterinin tutularak tespiti sonucunda mirasçılar mirasın reddi veya kabulü konusunda karar verebileceklerinden TMK'nun 625. maddesi gereğince resmi defter tutulması devam ettiği sürece mirasbırakanın borçları için icra takibi yapılamayacağı düzenlenmiştir. Bu husus mirasçı borçlular tarafından İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz şikayet konusu yapılabilir. Somut olayda, borçlu mirasçılar tarafından tereke mahkemesinde resmi defter tutulması için açılmış dava olduğu belirtildiğinden, mahkemece öncelikle borçlu mirasçılar tarafından açılmış resmi defter tutulmasına ilişkin davanın mevcut olup olmadığı yöntemince araştırılarak, ayrıca şartları var ise İİK'nun 53/1. maddesi de değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

    Dava muris Keziban terekesinin tespiti ile paylaştırılması talebine ilişkindir. Dosyada mübrez Edremit Sulh Hukuk Mahkemesinin 31/10/2019 tarih, 2019/1813 Esas 2019/2113 Karar sayılı veraset ilamına göre muris Keziban Kurtal'ın 16/01/2019 tarihinde vefatı ile terekesi 4 pay kabul edilerek 1'er payının Hüsniye Yıkılkan, T6, T3 ve T1'a aidiyetine karar verilmiştir. Davacının TMK’nun 589. maddesi gereği terekenin tespiti talebine ilişkin olarak; miras bırakanın yerleşim yeri sulh hakimi, istem üzerine veya res'en tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır....

    Hukuk Dairesi'nin 30/11/2016 tarih ve 2014/26087 Esas, 2016/16322 Karar sayılı ilamı ile açılan davanın öncelikle tapu maliklerine, ölü iseler Hazine hasım gösterilmek sureti ile açılacak mirasçıların tespiti davası ile belirlenecek mirasçılarına yöneltilmesi açısından davacıya imkan ve süre verilerek taraf teşkilinin sağlanması gerektiği gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verildiği, yeniden mahkemesinin 2017/26 esasına kaydı yapılarak davacı tarafa tapu kayıt maliklerinin mirasçılarının tespiti davası açmak üzere verilen kesin süre üzerine, eldeki davanın davacılar vekili tarafından internet üzerinden ile tereke esası seçilmek sureti ile açıldığı, mahkemesince davanın tereke esası üzerinden görülmesinin mümkün bulunmadığı, harcı verilerek ayrı ayrı açılması gerektiği gerekçeleri ile davanın usulden reddine karar verildiği görülmüş olup, internet ortamı üzerinde hataen Tereke esası seçilmek sureti ile açılan davada davalı vekili lehine vekalet ücreti taktir edilmemesi ve harç alınmamasına...

    Şayet miras ortaklığı mirasın paylaştırılması veya başka bir suretle sona erdirilmişse, bu durumda tereke temsilcisi atanması olanaklı değildir. Ancak mirasçılar tam paylaştırma değil de, kısmi paylaştırma yoluna gitmiş olsalar bile kuşkusuz böyle bir kısmi paylaştırma durumunun varlığı, miras ortaklığını sona erdirmeyeceğinden paylaşılmayan kısımda miras ortaklığı devam edeceği için, o kısmın idaresi bakımından tereke temsilcisi atanması olanaklıdır. Nitekim bir kararında Yargıtay da, mirasçıların terekenin değerlerinin bir kısmını paylaşmaları durumunda, paylaşılmayan kısım için tereke temsilcisi atanmasının olanaklı olduğunu içtihat etmiştir Tereke temsilcisi atanması bakımından şekli şartların sonuncusu, tereke temsilcisine ilişkin ihtiyacın başka şekillerde karşılanmamış olmasıdır. Gerçekten de tereke temsilcisinin atanmasıyla birlikte, mirasçılar vasıtasıyla terekenin idaresiyle ilgili olarak ortaya çıkan yetersizlik ortadan kaldırılmalıdır....

    Bu bakımdan murisin vergi borçlarından sorumlu bulunan mirasçıların mirasın hükmen reddi talebi değerlendirilirken; murisin ölüm tarihinden önceki 5 yıl öncesinde almış oldukları ve miras paylarına dahil edilebilecek değerlerin olup olmadığının da belirlenmesi ve şayet böyle bir kazanım varsa da davanın bu yönden de reddedilmesi gerektiğini, öte yandan; TMK md 610/f.2 hükmünde ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya miras bırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine mal eden mirasçının mirası reddedemeyeceği hususunun düzenlendiğini bu kanun maddesi doğrultusunda dava hakkında karar verilmeden önce davacıların tereke işlemleri yapıp yapmadıklarının, tereke mallarının gizleyip gizlemediklerinin veya kendilerine mal edip etmediklerinin de tespiti gerektiğini, anılan maddeler kapsamında yer alan hususların hiç araştırılmadan mahkemece hüküm...

    Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işlemi, kural olarak bir süreye bağlı olmayıp, bu önlemin alınması olanaksız veya yararsız hale gelmedikçe tereke paylaşılmadığı sürece istenebilir. Çünkü, koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır. Bu işlem, tespiti yapılan malvarlığı unsurlarının terekeye ait olduğu, tespit edilmeyenlerin de terekeye ait olmadığına delil teşkil etmez. Mirasçıların, tespit olunanlara "Onay" vermeleri veya benimsemeleri, onları tespiti yapılmamış olan borçlara ilişkin sorumluluktan kurtarmayacağı gibi, tespit edilmemiş olan tereke alacakları için de talepte bulunamayacakları anlamına gelmez. Mirasçılar, terekenin tespitine rağmen, birbirlerine yahut üçüncü kişilere karşı tespit edilmiş veya edilmemiş (deftere yazılmış veya yazılmamış) olanları ihtilaf konusu yapabilirler....

      Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işlemi, kural olarak bir süreye bağlı olmayıp, bu önlemin alınması olanaksız veya yararsız hale gelmedikçe veya tereke paylaşılmadığı sürece istenebilir. Çünkü, koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır. Bu işlem, tespiti yapılan malvarlığı unsurlarının terekeye ait olduğu, tespit edilmeyenlerin de terekeye ait olmadığına delil teşkil etmez. Mirasçıların, tespit olunanlara "onay" vermeleri veya benimsemeleri, onları tespiti yapılmamış olan borçlara ilişkin sorumluluktan kurtarmayacağı gibi, tespit edilmemiş olan tereke alacakları için de talepte bulunamayacakları anlamına gelmez. Mirasçılar, terekenin tespitine rağmen, birbirlerine yahut üçüncü kişilere karşı tespit edilmiş veya edilmemiş (deftere yazılmış veya yazılmamış) olanları ihtilaf konusu yapabilirler....

        Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işlemi, kural olarak bir süreye bağlı olmayıp, bu önlemin alınması olanaksız veya yararsız hale gelmedikçe veya tereke paylaşılmadığı sürece istenebilir. Çünkü, koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır. Bu işlem, tespiti yapılan malvarlığı unsurlarının terekeye ait olduğu, tespit edilmeyenlerin de terekeye ait olmadığına delil teşkil etmez. Mirasçıların, tespit olunanlara "onay" vermeleri veya benimsemeleri, onları tespiti yapılmamış olan borçlara ilişkin sorumluluktan kurtarmayacağı gibi, tespit edilmemiş olan tereke alacakları için de talepte bulunamayacakları anlamına gelmez. Mirasçılar, terekenin tespitine rağmen, birbirlerine yahut üçüncü kişilere karşı tespit edilmiş veya edilmemiş (deftere yazılmış veya yazılmamış) olanları ihtilaf konusu yapabilirler....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Tereke tespiti istemine ilişkin olarak açılan davada Bursa Tereke ve Rize 2....

            - K A R A R - 1-Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, davacı tereke temsilcisinin aşaağıdaki bendin kapsamı dışındaki karar düzeltme istemlerinin reddi gerekmiştir. 2-Dava 30.000 DM=24.235.240.800.TL ile borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olarak açılmış ve bu tutar dava değeri (harca esas değer) olarak gösterilmiştir. Mahkemece 24.235.240.800.TL'nin %40 tutarında 9.694.096.320 TL tazminata hükmolunması gerekirken 12.000.000.000.TL tazminata hükmedilmesi HUMK.nun 459.maddesinde de belirtilen hesap hatası niteliğinde olup hükmün bozulması gerekmekte ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davacı tereke temsilcisinin bu yöne ilişkin karar düzeltme isteminin kabulü ile yerel mahkeme hükmünün HUMK.nun 438/7.maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir....

              UYAP Entegrasyonu