Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10.05.2016 tarih ve 2015/450-2016/167 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı, avukatlık mesleğini ifa ettiğini, mahkeme kararıyla muris ... ’e ait terekeye tereke temsilcisi olarak atandığını, terekeye dahil bulunan taşınmazlara ait kira tahsilatlarını takip etmek amacıyla davalı banka nezdinde miras şirketini temsilen hesap açtırdığını, hesap açım işlemi sırasında hesabı miras şirketi adına açtırdığını bildirmesine ve tereke temsilcisi olarak atanmasına ilişkin mahkeme kararını da davalı bankaya sunmuş olmasına rağmen, davalı bankanın, miras şirketine ait hesaptan kendisi aleyhine ikame edilen bir takipten dolayı ......

    Dava, TMK’nun 589. maddesi gereği terekenin tedbir mahiyetinde tespiti ile teslimi istemine ilişkindir. Miras bırakanın yerleşim yeri sulh hakimi, istem üzerine veya res'en tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır. Bu önlemler özellikle kanunda belirtilen hallerde terekede bulunan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yönetilmesine ve varsa vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir (TMK.nun 589/1- 2 maddesi). Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır. Bu işlem, tespiti yapılan malvarlığı unsurlarının terekeye ait olduğu, tespit edilmeyenlerin de terekeye ait olmadığına delil teşkil etmez....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi 06.06.2018 tarih ve 2016/13 Tereke Esas , 2018/11 Karar sayılı kararında özetle;" muris T6 12/09/2015 tarihinde vefat ettiği, kanuni mirasçılarının muristen kalan mirası reddettikleri anlaşılmakla, mahkememizin birleşen dosyası 2016/15 Tereke sayılı dosyasında bulunan 15/06/2017 havale tarihli bilirkişi raporu, 2016/13 Tereke sayılı dosyada bulunan 27/12/2016 havale tarihli bilirkişi raporu, 09/11/2017 havale tarihli ek raporu, 08/05/2018 havale tarihli ek raporu uyarınca Muris T6 terekesinin tespiti ile terekesinin tasfiyesine" dair karar verilmiştir. İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı T.C. Ziraat Bankası A.Ş....

    Bu durumda, borçlu takipten sonra öldüğünden İİK.nun 53. maddesi gereğince alacaklının tereke aleyhine veya mirasçıların aleyhine takibin devamını istemesi gerekir. Eğer mirasçılar hakkında takibin devamını isterse reddi miras için Medeni Kanun gereğince tayin edilen 3 aylık süre içerisinde takibin geri bırakılması gerekir. Alacaklı terekeye karşı takibe devam etmek isterse bundan sonraki işlemlerin tereke mümessillerine tebliği gerekir, ancak bu durumda üç aylık mirasın reddi süresi beklenmez. Alacaklının bunlardan hangisini seçtiğini bildirmeden takibin yürütülmesi mümkün değildir. İcra takip dosyasının incelenmesinde, şikayet tarihi itibari ile alacaklı vekilinin açıkça tereke adına takibin devamına yönelik icra dosyasında mevcut bir talebinin bulunmadığı anlaşılmakla seçimlik hakkın terekeye karşı kullanıldığının kabulüne imkan bulunmamaktadır....

      Bu haliyle davanın esası münhasıran mirasçılık belgesi istemine ilişkin olup terekeye ilişkin bir uyuşmazlığın dava konusu edilmediği, mahkemenin gerektiğinde tereke hakimliğine ihbarda bulunabileceği anlaşıldığından davanın Adana 5. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.'nun 21. ve 22. maddeleri gereğince Adana 5. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 12/07/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kullanım Kadastrosu Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı Tereke Temsilcisi ... vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmesi üzerine duruşma talebi davanın değeri itibariyle reddedilmiş olmakla: dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Mahkemenin vermiş olduğu önceki karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında özetle; “tereke adına davacının tek başına açtığı davaya devam edilebilmesi için tüm mirasçıların davaya muvafakatının sağlanması ya da terekeye temsilci atanması suretiyle usuli eksikliğin giderilmesi ve bundan sonra işin esasına ilişkin bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tereke temsilcisi ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          Türk Medeni Kanununun 422. maddesi uyarınca tereke temsilcisinin ileri sürdüğü kaçınma sebeplerini inceleme görevi öncelikle vesayet makamı olan sulh mahkemesine, onun kabul etmemesi halinde denetim makamı olan asliye mahkemesine aittir (TMK. md. 397). Öte yandan Türk Medeni Kanununun 483. maddesinde vasinin görevden alınması düzenlenmiş olup; bu hüküm tereke temsilcisi hakkında da uygulanacaktır. Türk Medeni Kanununun 488. maddesinde vesayet makamı kararlarına karşı on gün içerisinde denetim makamına itiraz edilebileceği hükme bağlanmıştır. Öyle ise yeni atanan tereke temsilcisinin şahsına yapılan itirazların öncelikle vesayet makamı tarafından incelenmesi, vesayet makamı tarafından kabul edilmemesi halinde bu hususa ilişkin itirazların denetim makamınca incelenmesi gerekir....

            Türk Medeni Kanununun 422. maddesi uyarınca tereke temsilcisinin ileri sürdüğü kaçınma sebeplerini inceleme görevi öncelikle vesayet makamı olan sulh mahkemesine, onun kabul etmemesi halinde denetim makamı olan asliye mahkemesine aittir (TMK. md. 397). Öte yandan Türk Medeni Kanununun 483. maddesinde vasinin görevden alınması düzenlenmiş olup; bu hüküm tereke temsilcisi hakkında da uygulanacaktır. Türk Medeni Kanununun 488. maddesinde vesayet makamı kararlarına karşı on gün içerisinde denetim makamına itiraz edilebileceği hükme bağlanmıştır. Öyle ise yeni atanan tereke temsilcisinin şahsına yapılan itirazların öncelikle vesayet makamı tarafından incelenmesi, vesayet makamı tarafından kabul edilmemesi halinde bu hususa ilişkin itirazların denetim makamınca incelenmesi gerekir....

              Miras ortaklığına temsilci atanan kişinin görevi taksime kadar tereke ile ilgili bütün işlerde temsil görevini yerine getirmektir. Terekeye temsilci atanması davasında davacı haricindeki mirasçıların davalı sıfatıyla davada yer alması sağlanmalıdır. Tereke temsilcisi özel kayyım niteliğindedir. Temsilcinin sıfatına karşı yapılan itirazları veya temsilcinin ileri sürdüğü kaçınma sebeplerini inceleme görevi öncelikle vesayet makamına onun kabul etmemesi halinde denetim makamına aittir. Tereke temsilcisinin kişiliğine yönelik denetim makamınca verilen kararlar kesindir....

              Mirasçılar terekeye elbirliği ile sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler. Mirasçılardan birinin istemi üzerine Sulh Mahkemesi miras ortaklığına paylaşmaya kadar bir temsilci atayabilir. (TMK.md.640) Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp, her birinin hakkı ortaklığa giren malların tamamına yaygındır. (TMK.md.701/2) Bu hükümler ışığında, miras ortaklığı, mirasın tümü üzerinde söz konusu olduğundan, tereke payları ayrılmaksızın ortaklığa dahil olan mirasçılara aittir. Mirasçıların tereke üzerinde ortaklık devam ettiği sürece somut ve bağımsız payları mevcut değildir. Terekenin idaresi konusunda mirasçılar arasında uyuşmazlık bulunduğundan isteğin kabulü gerekirken reddi usul ve yasaya aykırıdır....

                UYAP Entegrasyonu