Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/33 Tereke esas numaralı dosyasında işbu tereke tespit davası ikame edildiğini, aleyhine tespit istenilen davalılardan T6 ile dava dışı oğlu Taner Çil’in mal kaçırmaya yönelik eylemlerinin söz konusu olduğunu, özellikle menkul malların kaçırılması halinde bu durumun tespit edilmesi oldukça güç olmakla beraber telafisi imkansız zararlara yol açacağını, dava dilekçelerinde de zikrettikleri üzere tereke tespiti davaları delil tespiti niteliğinde olduğunu, mahkemece yapılması gereken iş terekeye ait olduğu bildirilen mal varlığı unsurlarını tespit edip deftere geçirmek, bunlardan muhafazası mümkün olmayanlar varsa satıp paraya çevrilmesini sağlamak ve menkuller için de para, döviz vb. varsa bunları tereke malvarlığı olarak bankaya yatırmak; altın vb. ziynet eşyaları varsa bunları tereke mahkemesi kasasına alıp kaydetmek; diğer eşyaları ise ilgilisine veya üçüncü bir kişiye yediemin sıfatıyla teslim etmek ve böylece tespit edilen eşyaları kararda göstermekten ibaret...
Sulh Hukuk Mahkemesince; 2010/22-2010/23 Tereke sayılı dosyada yaptırılan kolluk araştırmasına göre murisin son yerleşim yerinin “Altıngül Sitesi B6 .../...” olarak tespit edildiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. .../... Sulh Hukuk Mahkemesi ise; Daha önce tereke hakkında resmi defter tutulmasına dair 23/11/2010 gün, 2010/22-2010/23 Tereke dosyasında verilen yetkisizlik kararının Yargıtayca onandığını, bu dosya bakımından da Sincan Sulh Hukuk Mahkemesi'nin yetkili olduğunu belirterek yetkisizlik yönünde hüküm kurmuştur. Mirasın reddi istemi mirasın açıldığı yerin Sulh Hukuk Mahkemesinde mirasçı tarafından sözlü veya yazılı beyanla bulunulabilir. Buradaki yetki kesin olup, miras bırakanın son yerleşim yerindeki Sulh Hukuk Mahkemesi görevli ve yetkili mahkemedir ( TMK 609. md ). Sincan C. Başsavcılığı'nın ihbarı üzerine Sincan 2....
Bu nedenle mahkemece yapılması gereken iş terekeye ait olduğu bildirilen mal varlığı unsurlarını tespit edip deftere geçirmek, bunlardan muhafazası mümkün olmayanlar varsa satıp paraya çevrilmesini sağlamak ve menkuller için de para, döviz vb. varsa bunları tereke malvarlığı olarak bankaya yatırmak; altın vb. ziynet eşyaları varsa bunları tereke mahkemesi kasasına alıp kaydetmek; diğer eşyaları ise ilgilisine veya üçüncü bir kişiye yediemin sıfatıyla teslim etmek ve böylece tespit edilen eşyaları kararda göstermekten ibarettir....
Davacı tereke temsilcisi dava dilekçesinde; eski tereke temsilcisinin yönetiminde olan gayrimenkullerin sayısının altmış beşten dörde düştüğünü, bu durumun eski tereke temsilcisinin 29.01.2015 tarihli faaliyet raporu ve 11.12.2015 tarihli beyanı ile 08.04.2015 ve 10.08.2018 tarihli kendi beyanlarında mahkemeye bildirilmiş olduğunu, 11.11.2014 tarihinden itibaren gayrimenkul sayısının düşmesinden dolayı eski tereke temsilcisinin ücretinin tereke toplam gelirinin üç katından fazlasına çıktığını, bu sebeple tereke hissedarlarına gelir dağıtılmadığını, eski tereke temsilcisinin terekenin icazet verdiği iki davanın yirmi altı duruşmasına katıldığı ancak davaya beş defa katılmayarak davanın açılmamış sayılmasına sebep olduğu, Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 457 nci maddesinin şartları oluştuğu hâlde Konya 1....
Eldeki davada, İlk Derece Mahkemesi kararının tereke temsilcisi tarafından istinaf edildiği, İlk Derece Mahkemesince tereke temsilcisinin istinaf başvurusunun HMK’nın 344 üncü maddesi uyarınca yapılmamış sayılmasına dair ek karar verildiği ve tereke temsilcisi tarafından ek kararın süresi içinde temyiz edilmediği, anlaşılmakla tereke temsilcisinin temyiz dilekçesinin reddi gerekir. 2. Davacı vekilinin temyiz dilekçesine gelince; Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 3....
ve tereke mümessili sıfatıyla kendisi ve tereke adına davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dükümleri yazılı 1.00 YTL kalan onama harçlarının davalı ... ve ... ..., ... ayrı ayrı alınmasına 12.12.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, tereke eşyalarının mirasçıları reddetmeyen mirasçılara teslimine karar verilmesi gerekirken Kula Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2014/357 Esas, 2014/554 Karar sayılı Kararıyla mirası reddettiği tespit edilen ...'e teslimine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle mirasçı ...'in temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 19.01.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/25 ESAS DAVA KONUSU : Tereke (Tespit İstemli) KARAR : Mirasçılar T3 vekili, T5 vekili ile davacı T1 vekilinin Kocaeli 2....
Asliye Ticaret Mahkemesindeki 2006/338 esas sayılı müteveffa T6 aleyhine açılan davanın varlığı nedeniyle, mirasın kabulü anlamına gelmemek kaydı ile müteveffanın terekesinin yanı sıra borçlarının da varlığının bilinmesi amacı ile işbu tereke tespit davası açıldığını, uzun zamandır devam eden tereke tespit davasında mahkemece Maltepe’deki 19 parsel üzerinde bulunan 6 nolu bağımsız bölümdeki miras paylarından vazgeçerek söz konusu dairenin müteveffanın eşi T5’na devretmeleri gerekçesine dayandırılarak tereke defterinin tutulması talebinin reddine karar verildiğini, oysa müteveffa T6’nun eşi T5 lehine müvekkillerin miras payından feragat etmelerinin asla mirası kabul anlamına gelmemekte, yorum yapılması gerekecekse tam aksine müteveffanın miras payını “kabullenmeme” eylemi olarak değerlendirilebileceğini, yukarıda açıklandığı üzere gerek tereke tespit davası açılırken, gerekse yargılama aşamasında müteveffa T6 ile ilgili derdest davalarının bilgilerinin verildiğini, mahkeme tarafından da...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tereke Tespiti Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece yapılan işlem; terekenin muhafazası ve hak sahiplerine intikal etmesini temin için alınması gereken tedbirlere ilişkindir (TMK.m.589). Tereke tespit edilip bir kısım tereke malları kendisine bırakılan mirasçılar, bu malları yediemin sıfatıyla ellerinde bulundurmuş olur. Bu nedenle hak sahiplerinin, yedieminlik görevine uymayacak şekilde hareket ederek, bu malları mal edinen yediemin kişilere karşı istihkak davası açmaları her zaman mümkündür (TMK.m.640). Mahkemenin bu şekilde ve bir tedbir niteliğinde olarak verilmiş terekeden el çekilmesi kararlarının temyiz edilebilirliği bulunmamaktadır. Bu sebeple temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir....