İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu olarak gösterilen taşınmazın tarafların mirasbırakanları ... ile ... arasında düzenlenen satış senedine konu taşınmaz olup olmadığının tespit edilemediği, iddialarının sübut bulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde tereke temsilcisi vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B.İstinaf Sebepleri Tereke temsilcisi vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, taşınmazın öncesinde 101 parselde kayıtlı olduğunun bildirildiğini, bu hususun resmi yazı ile sabit olduğunu, mirasbırakan ...'...
Somut olayda; mahkemece tereke mevcudunun araştırılmadığı, yasal zorunluluğa rağmen tereke defterinin tutulmadığı görülmektedir. UYAP üzerinden alınan TAKBİS raporuna göre murisin adına kayıtlı 11 taşınmaz olduğu anlaşılmaktadır. O halde mahkemece yapılması gereken iş, tereke aktifinin tespiti amacıyla muris ...’nın ölüm tarihi olan 26.10.2014 itibariyle tapuda gayrimenkul kaydının, bankalarda mevduat hesabının ve trafik sicilinde araç kaydının bulunup bulunmadığının araştırılması için ilgili tapu, banka ve emniyet müdürlüklerine yazı yazılmalıdır. Tespit edilen gayrimenkul ve araç için konusunda uzman bilirkişiler refakatiyle keşif yapılarak değerleri tespit edilerek tereke defterine kaydedilmelidir. Davacının 15.12.2015 tarihli dilekçesinde belirttiği ... 12. İcra Dairesinin 2009/1928 ve 1930, ... 6. İcra Dairesinin 2008/375 ve ... 8....
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2010/ 256 D. iş sayılı dosyası ile tespit yaptırdıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 127.011 TL ve tespit giderlerinin faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar , davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, tereke temsilcilerinin husumet ehliyeti bulunmadığı ayrıca dahili dava dilekçesi ile de hasım arttırılamayacağı belirtilerek davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu kiralanan taşınmazlar Muhittin Atıl Terekesi'ne ait olup terekeye temsilci atandığı ve ilgili taşınmazlara ilişkin kira sözleşmelerinin tereke temsilcileri tarafından düzenlendiği,dosyada mübrez kesinleşmiş mahkeme kararlarından da görüldüğü üzere de dava tarihi itibariyle Muhittin Atıl tereke temsilcilerinin ... ve ... olduğu anlaşılmaktadır....
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2010/16 tereke sayılı dosyasından alacaklı olarak talepleri üzerine ecrimisil bedellerinin takibi ve tahsili için dava açmak ve sonuçlandırmak üzere taraflarına verilen 08/02/2016 tarihli yetki belgesi ile açıldığını, Küçükçekmece 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2010/16 tereke sayılı dosyası ile tasfiyesi yapılan terekenin sahibinin muris Nebati Türedi olduğunu, Nebati Türedi'nin 24/03/2010 tarihinde vefat ettiğini, bahsi geçen davada öncelikle yapılan tereke tespitinde murise ait Tekirdağ ili, Kumbağ beldesi, Yel değirmeni mevkii, 848 parselde kayıtlı Barış Tatil sitesi E blok 2 nolu taşınmaz olduğunun tespit edildiğini, tespit aşamasından sonra terekenin tasfiyesi kapsamında taşınmazın satışına karar verildiğini, terekenin tasfiyesi kapsamında satışı yapılan taşınmazı Tekirdağ 2. Sulh Hukuk Mahkeemsi Satış Memurluğunun 2013/36 tal.dosysından açılan ihalede 09/07/2014 tarihinde tereke alacaklısı T1 tarafından satın alındığını, Tekirdağ 2....
Mahkemece, muris ...’nın terekesi tespit edilmekle terekeden el çekilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Tereke tespiti davaları delil tespiti niteliğinde olup, istihkak davası niteliğinde değildir. Bu nedenle mahkemece yapılması gereken iş terekeye ait olduğu bildirilen mal varlığı unsurlarını tespit edip deftere geçirmek, bunlardan muhafazası mümkün olmayanlar varsa satıp paraya çevrilmesini sağlamak ve menkuller için de para, döviz vb. varsa bunları tereke malvarlığı olarak bankaya yatırmak; altın vb. ziynet eşyaları varsa bunları tereke mahkemesi kasasına alıp kaydetmek; diğer eşyaları ise ilgilisine veya üçüncü bir kişiye yediemin sıfatıyla teslim etmek ve böylece tespit edilen eşyaları kararda göstermekten ibarettir....
Hukuk Dairesinin 11/06/2019 tarih ve 2016/6394 Esas, 2019/5096 Karar sayılı ilamı dikkate alındığında tereke tespit davalarında bu yönde bir tedbir kararı verilemeyeceği anlaşıldığından tedbir talebinin REDDİNE karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur: HÜKÜM:(Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere); 1- İhtiyati tedbir isteyenin talebi yerinde görülmediğinden REDDİNE" şeklinde karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, terekeye ait olduğu bildirilen malvarlığı unsurlarının tespit edilip deftere geçirilmesi gerektiğini, tereke tespiti sırasında öncelikle mirasçıların beyanlarına ve taleplerine önem verilmesi gerektiğini, mirasbırakanın malvarlığına ait lüzumlu tedbirlerin alınması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....
nun ölümünün ardından terekesine ilişkin olarak mahkemelerinde 2015/29 Tereke ve 2015/32 Tereke sayılı dosyalarının bulunduğu, mirasçıların bu dosyalara ait duruşmalardaki tereke eşyalarını ve parasını kabul ettiklerine ilişkin açık beyanları, gerekse de tereke eşyaları ile tereke parasını ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin teslim almış olmalarının mirasçıların terekeyi kabul ettikleri ve mal edindikleri anlamına geleceği, bu nedenlerle de TMK.nn 610/2. maddesi gereğince mirasçıların mirası reddetme haklarının düştüğü gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı ... Berberoğlu vekili, davacılar ... ve ... temyiz etmiştir. Dava, mirasın gerçek reddi talebine ilişkindir. Yasal koşulların gerçekleşmesi halinde mirasçılar Türk Medeni Kanununun 605/1 maddesine dayalı dava açabilecekleri gibi, Türk Medeni kanununun 605/2 maddesine dayalı dava da açabilirler. Gerçek ret, mirasçıların sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanı ile yapılır (TMK m. 609)....
Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işlemi, kural olarak bir süreye bağlı olmayıp, bu önlemin alınması olanaksız veya yararsız hale gelmedikçe veya tereke paylaşılmadığı sürece istenebilir. Çünkü, koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır. Bu işlem, tespiti yapılan malvarlığı unsurlarının terekeye ait olduğu, tespit edilmeyenlerin de terekeye ait olmadığına delil teşkil etmez. Mirasçıların, tespit olunanlara "onay" vermeleri veya benimsemeleri, onları tespiti yapılmamış olan borçlara ilişkin sorumluluktan kurtarmayacağı gibi, tespit edilmemiş olan tereke alacakları için de talepte bulunamayacakları anlamına gelmez. Mirasçılar, terekenin tespitine rağmen, birbirlerine yahut üçüncü kişilere karşı tespit edilmiş veya edilmemiş (deftere yazılmış veya yazılmamış) olanları ihtilaf konusu yapabilirler....
Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2010/4 sayılı tereke dosyası ile, davalıların 15/07/2010 tarihinde tereke defterinin tutulması yönünde talepte bulundukları, mahkemece tereke defteri tutularak, mirasçıların mirası reddettiklerinin tespit ve tesciline karar verildiğinden davanın husumet yokluğundan reddine, davacı tereke defterinin tutulması sonucunda mirasın hükmen reddine karar verilip verilmeyeceğini bilemeyeceğinden, dava açmakta kötüniyetli olmadığından kötüniyet tazminatına, vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 22/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Taraflar arasındaki tereke hukukuna ilişkin davada ... 12. Sulh Hukuk ve ... Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tereke hukukuna ilişkindir. Türk Medeni Yasasının 589. maddesinde "miras bırakanın yerleşim yeri Sulh Hakimi, istem üzerine veya resen tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır.", aynı Yasanın 19. maddesinde de "Bir kimsenin ikametgahı, yerleşmek niyeti ile oturduğu yerdir" hükümleri yer almaktadır. Yerleşim yerinin tespit edilemediği hallerde, karine olarak nüfusa kayıtlı olunan yer de yerleşim yeri olarak kabul edilir. Dosya kapsamından, valilik oluru ile 2000 yılında ... İlçesi ... Huzurevine alınan ... ...'ın aynı yerde öldüğü anlaşılmakla, yetkili mahkeme ... Sulh Hukuk Mahkemesidir....