Bu hüküm çerçevesinde, mirasın hükmen reddi bir süreye tabi olmayıp, mirasçılar, alacaklılara karşı açacakları tespit davası ile terekenin borca batık olduğunun tespitini her zaman isteyebilecekleri gibi, mirasçılara karşı açılacak davada defi olarak da her zaman terekenin borca batık olduğu ileri sürülebilecektir. 610’uncu maddesinde, yasal süre içinde mirası reddetmeyen mirasçının, mirası kayıtsız koşulsuz kazanmış olacağı, ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya miras bırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan, ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine mal eden mirasçının, mirası reddedemeyeceği hüküm altına alınmıştır. Türk Medeni Kanunu'nun 612’inci ve devamı maddelerine göre, en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflâs hükümlerine göre tasfiye edilir....
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve kadastro tespiti sırasında davacının iddia ettiği paydan fazlasının annesi olan tespit maliki ... tarafından bizzat kayden satmış olmasına göre, yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye temyiz karar harcının temyiz eden davacı ve tereke temsilcisinden alınmasına, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.06.2021 gününde oybirliği ile karar verildi....
Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/8 Tereke sayılı dosyası kapsamında müvekkillerin babası miras bırakan Faik Tari’nin 25.04.2021 tarihinde vefatı nedeni ile; TMK.nun 589 vd. hükümlerince terekenin tespiti, terekenin defterlerinin tutulması ile idaresinin sağlanması, terekenin korunması için gerekli tüm önlemlerin alınması, terekenin miras payları oranında mirasçılara paylaştırılması talep edildiğini, bu kapsamda miras bırakan Faik Tari’ye ait 34 XX 981 plakalı Land Rover Marka aracın değerinin 01/07/2021 tarihli bilirkişi raporu ile 780.000,00 TL olarak tespit edildiğini, Bakırköy 12. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/8 Tereke sayılı dosya kapsamında verilen 08.11.2021 tarihli ara kararı ile aracın bilirkişi raporunda belirtilen kıymet takdirlerinin %90 oranından pazarlık usulüyle satışı hususunda tereke temsilciliğine yetki verildiğini, bu yetki kapsamında miras bırakana ait 34 XX 981 plakalı aracın 14.12.2021 tarihinde saat 14.30’da Bakırköy 12....
elde edilen zeytinyağının, zeytinyağı karşılığı olan bedelin belirli bulunmadığı, hasattan sonra hiçbir kültürel işlemin (sürme, gübreleme, budama) gerçekleştirilmediği, zeytinin hasat edildiği tarihin uygun olmadığının tespit edilerek şüphelilerinin kusurlarının bulunduğunun bildirildiği anlaşılmakla, atanma şekli ve görevi nazara alındığında kamusal bir faaliyet yerine getirmeyen ve bu itibarla kamu görevlisi sayılmayan tereke temsilcisinin belirli bir şekilde kullanmak ve idare etmek yetkisinin gereği olarak tarafına tevdi ve teslim edilmiş tereke mallarının yönetiminde ihmalinin bulunması halinde hizmet nedeniyle görevi kötüye kullanma suçunun oluşacağı gözetilerek, terekenin şüphelilerin iş ve işlemleri sebebiyle zarara uğrayıp uğramadığının tespiti bakımından, miras bırakanın terekesine ilişkin Ankara 8....
Maddesi hükmü gereğince davalıların sahip olduğu tüm bilgi ve belgeleri sunmalarının istenmesine, tüm terekenin tespit edilerek mirasın paylaştırılmasına karar verilmesine, aynen taksimi mümkün olanların aynen taksimine, mümkün olmayanların satış yoluyla paylaştırılması elde edilecek paranın taraflar arasında taksimine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme 10/12/2021 tarihli tensip kararı ile davacı vekilinin dava dilekçesinde belirttiği "terekenin tespit edildikten mirasın paylaştırılmasına, aynen taksimi mümkün olanların aynen taksimine, mümkün olmayanların satış yoluyla paylaştırılması ile elde edilecek paranın taraflar arasında paylaştırılması" talebinin tereke tespit davasının konusu olmadığı iş bu talebin izalei şuyu davasında değerlendirilmesi gerektiğinden talebin reddine karar vermiştir....
Kaldı ki, tereke temsilcisi atandığına göre, sıfatı bulunmayan tereke ortaklarından bir veya birkaçının davayı takip etmiş olmaları neticeye etkili değildir. Hal böyle olunca, HUMK.’nun 409. maddesi hükmü uyarınca dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken işin esası yönünden hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Kabule göre de, dava tereke adına açıldığına göre ....................... mirasçıları adına yasal payları oranında iptal tescil kararı verilmesi gerekirken TMK. nun 28. maddesi hükmü gözardı edilerek ölüm ile hukuki şahsiyetin son bulduğu ve ....................’in ölü olduğu gözetilmeksizin ölü kişi (.....................) adına tescil kararı verilmiş olması da isabetsizdir” gerekçesiyle bozulması üzerine bozma ilamına uyularak mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalılar ve dahili davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakimi .....................ın raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi....
Hükmü, davalı vekili ve davacı ... vekili temyiz etmiştir. 1) Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2) Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır. (TMK md. 605) Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen; Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklanan şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez....
TMK'nin 422. maddesi uyarınca tereke temsilcisinin ileri sürdüğü kaçınma sebeplerini inceleme görevi öncelikle vesayet makamı olan sulh hukuk mahkemesine, onun kabul etmemesi halinde denetim makamı olan asliye hukuk mahkemesine aittir (TMK m. 397). Bu nedenlerle miras ortaklığı temsilcisinin şahsına yönelik itiraza ilişkin dilekçenin görev yönünden reddiyle yukarıda değinilen kanun maddelerindeki emredici kurallar çerçevesinde değerlendirilip gereği yapılmak üzere dilekçenin görev yönünden reddine, dosyanın mahalline iadesine karar verilmesi gerekmiştir. Ayrıca; Sulh hakiminin tedbir olarak terekeyi tespit edip, defterini tutması, gereken koruma önlemlerinin alınmasına dair yaptığı muameleler nihai hüküm niteliğinde olmadığından temyizi mümkün değildir. Bu sebeple temyizi kabil olmayan karara karşı temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesi TARİHİ : 26/06/2014 NUMARASI : 2013/23-2014/186 Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacılar vekili ve tereke idare memuru tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacılar vek. Av. Ş.. E.., davalı vek. Av. M.. B.. ve tereke idare memuru Av. İ.. A.K.. gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
Birlikte dava açmak suretiyle, davanın tereke adına yürütülmesi hususunda iradelerini beyan etmiş olan davacılardan bir kısmının daha sonra duruşmalara gelmemesi, davanın mirasçılardan bir veya birkaçı tarafından takip edilmesi, başlangıçta tüm mirasçıların davaya muvafakatlarının sağlanmış olması nedeniyle davanın tereke adına yürütülmesine engel teşkil etmemektedir....