nın terekesine Beykoz Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/12 sayılı dosyasında tereke temsilcisi olarak ...'ın atandığı ve görevinin karar tarihi itibariyle de devam ettiği, davalıların bir kısmının mirasçı sıfatını haiz olduğu, murisin mirasçılarına herhangi bir şekilde hisse devri yapılmadığı gibi davaya konu şirketteki hisseleriyle ilgili oy hakkına da tereke temsilcisi ...'ın haiz olduğu, bu nedenle TTK'nın 555. maddesine göre bu davanın tereke temsilcisi ... tarafından açılması gerektiği, mirasçılar dışındaki diğer davalılar ..., ..., ... ve ... ile ilgili sorumluluğun bulunup bulunmadığının ancak tereke temsilcisinin açtığı bir davada değerlendirilebileceği, tereke temsilcisinin de davaya icazet vermediğinden davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur....
Mahkemece, satış işleminin murisin gerçek iradesini yansıtmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne ilişkin karar Dairece; “...vekaletin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemli davada tereke elbirliği mülkiyetine tabi olduğundan pay oranında açılan davanın dinlenme olanağı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karara verilmesi doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir....
önce muris ... tarafından kullanılmakla birlikte, tespit günü itibariyle murisin mirasçılarının taşınmazda müşterek olarak kullanımlarının bulunmadığı kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir....
Bozma ilamına uyulması sonrası yapılan yargılama sonunda mahkemece; davanın terekenin resmi tasfiyesi olduğu; talebin dava esas kaydı yerine tereke esasına kaydının yapılması gerektiğinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin 21. maddesinden de anlaşılması nedeniyle esasın kapatılarak talebin mahkemenin tereke esasına kaydının yapılmasına karar verilmiş; hüküm davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece yazılı şekilde verilen hüküm esasın kapatılması niteliğinde olup nihai karar değildir. Bu nedenle hükmün temyiz edilmesinde hukuki yarar bulunmamaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hukuki yarar yokluğundan temyiz dilekçesinin REDDİNE, 26/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
DAVA KONUSU : Tereke (Resmen Yönetilme Ve Tasfiye İstemli) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle,Fatsa Vergi Dairesi'nin kimlik numaralı vergi mükellef Şeref SALMA'ın 27.01.2019 tarihinde vefat ettiğini ve Fatsa Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2019 414 Esas 2019- 461 Karar sayılı ilamı ile mükellefin tüm mirasçdarının mirası reddettiklerini, adı geçen mükellefin Fatsa Vergi Dairesine 16.07.2019 tarihi itibariyle 304.503,38 TL vadesi geçmiş vergi borcu bulunduğunu, muris adına yapılan tetkiklerde Fatsa ilçesi Bacanak Mah, 120 ada 23,28 parseller, Bozdağı Mah. 105 uda 7,12 parseller ve 104 ada 9,21 parsellerde gayrimenkulünün tespit edildiğini, ayrıca mükellef Şeref SALMAN'ın habası Mahmut Ali SALMAN'ın da () 15.11.2018 tarihinde vefat ettiğini, Mahmut Ali Salman'ın mükellefe intikal eden mirasın -Sakarya Mah, 129 ada 91 parsel ve 199 ada 3 parseldeki taşınmazlar- da reddi miras yapan mirasçılarına intikal...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasındaki davadan dolayı ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 04.04.2019 gün ve 139-112 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi tereke temscilcisi vekili ve davalı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya tetkik olunarak gereği düşünüldü. -KARAR- Temyiz incelemesine esas olmak üzere; Tire Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 21.11.2018 tarihli, 2018/790 Esas, 2018/1177 Karar sayılı ilamı ile ...’nun terekesine ... ve ...’in tereke temsilcisi olarak atandığı anlaşılmakla; Tereke temsilcileri ... ve ...’in kendi adlarına verdiği vekaletname evrak arasında mevcut olduğu halde, tereke temsilcisi sıfatıyla avukat ...’a verdiği vekaletnamenin bulunmadığı görülmektedir....
Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/151 Esas, 2013/632 Karar sayılı ilamı ile ...’nin terekesine ...’un tereke temsilcisi olarak atandığı ve tereke temsilcisi sıfatıyla 23.10.2013 tarihli celseye katıldığı anlaşılmakla; Tereke temsilcisi ...’un kendi adına verdiği vekaletnamenin evrak arasında mevcut olduğu halde, tereke temsilcisi sıfatıyla avukatlar ... veya .........Okçu’ya verdiği vekaletnamenin bulunmadığı görülmektedir....
TMK 612 maddesi hükümlerine göre resmi tasfiye işlemi yürütülen terekeye ilişkin olarak , tereke temsilen yürütülen iş bu davada avukat aracılığı ile duruşmalara katılım isteniyor ise tereke temsilcisinin Kilis Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/23 tereke ve 2020/7Karar sayılı kararını eklemek sureti ile HMK 76 maddesine uygun şekilde noterden adı geçen avukata vekaletname vermesi ve bu vekaletnameye göre Av. T4'in duruşmaya katılarak davaya devam etmesi gerekmektedir. Mahkemesince bu husus göz ardı edilerek tereke temsilcisinin yazılı beyanı esas alınarak Av. T4'in terekenin vekili şeklinde kabul edilip, duruşmalara katılmasının sağlanması ve tereke lehine vekalet ücreti takdir edilmiş olması hatalıdır. Bu yönü ile de ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerekmiştir....
TMK 612 maddesi hükümlerine göre resmi tasfiye işlemi yürütülen terekeye ilişkin olarak , tereke temsilen yürütülen iş bu davada avukat aracılığı ile duruşmalara katılım isteniyor ise tereke temsilcisinin Kilis Sulh Hukuk Mahkemesinin ... tereke ve ... Karar sayılı kararını eklemek sureti ile HMK 76 maddesine uygun şekilde noterden adı geçen avukata vekaletname vermesi ve bu vekaletnameye göre Av. ... ...'in duruşmaya katılarak davaya devam etmesi gerekmektedir. Mahkemesince bu husus göz ardı edilerek tereke temsilcisinin yazılı beyanı esas alınarak Av. ... ...'in terekenin vekili şeklinde kabul edilip, duruşmalara katılmasının sağlanması ve tereke lehine vekalet ücreti takdir edilmiş olması hatalıdır. Bu yönü ile de ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerekmiştir....
Tereke paylaşılmadığı sürece, mirasçılardan biri ya da bir kaçı tarafından sürdürülen fiili kullanımın, tereke adına olduğunu kabul etmek zorunludur. Bu durumda ortak murisi ... mirasçısı olan davalı ...’ın fiili kullanımının, tereke adına sürdürüldüğünün kabulü gerekir. Hal böyle olunca, davacıların davasının kabulüne karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacılara iadesine, 28.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....