Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TMK'nin 422. maddesi uyarınca tereke temsilcisinin ileri sürdüğü kaçınma sebeplerini inceleme görevi öncelikle vesayet makamı olan sulh hukuk mahkemesine, onun kabul etmemesi halinde denetim makamı olan asliye hukuk mahkemesine aittir (TMK m. 397). Bu nedenlerle miras ortaklığı temsilcisinin şahsına yönelik itiraza ilişkin dilekçenin görev yönünden reddiyle yukarıda değinilen kanun maddelerindeki emredici kurallar çerçevesinde değerlendirilip gereği yapılmak üzere dilekçenin görev yönünden reddine, dosyanın mahalline iadesine karar verilmesi gerekmiştir. Ayrıca; Sulh hakiminin tedbir olarak terekeyi tespit edip, defterini tutması, gereken koruma önlemlerinin alınmasına dair yaptığı muameleler nihai hüküm niteliğinde olmadığından temyizi mümkün değildir. Bu sebeple temyizi kabil olmayan karara karşı temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir....

    Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya murisin işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine maleden mirasçı, mirası reddedemez (TMK m. 610/2). Yasal mirasçılar, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya miras bırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işleri yapmamış olmaları veya terekeyi sahiplenmemiş bulunmaları halinde terekenin ölüm tarihinde borca batık olduğu yönünde tespit kararı verilmesini isteyebilirler. Terekeyi sahiplenmiş olan veya sahiplenme anlamına gelen işleri yapan mirasçıların, bundan sonra terekenin borca batık olduğunu ileri sürmeleri Türk Medeni Kanununun 2. maddesindeki dürüstlük kuralına aykırı olur. Hakkın açıkça kötüye kullanılmasını da hukuk düzeni korumaz....

      in 15.12.2006 tarihinde vefat ettiğini, mirasçılar arasında tereke davası açıldığını, taraflar arasında devam eden tereke davasının 04.07.2013 tarihli celsesinde mahkemece dava konusu şirketin yeniden ihyası amacıyla dava açmak üzere yetki verildiğini, şirketin diğer ortaklarının tasfiyeden önce şirketin tüm nakdi ve gayri nakdi mal varlıklarını yeni kurdukları şirketlere aktardıklarını, şirketin tasfiyesinden ne terekeye ne de mirasçılara herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek, tasfiye halinde ... AŞ'nin TTK'nın 547. maddesi hükmünce ek tasfiye için yeniden ticaret siciline tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tasfiye memuru vekili, müvekkilinin yasal prosedürler dahilinde tasfiyeyi sonuçlandırdığını, tereke dosyasının tasfiyenin her aşamasında yazılı olarak bilgilendirildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Diğer davalı ......

        Sulh Hukuk Mahkemesinin 2000/11 Tereke sayılı dosyasında tereke tespiti talep edilmiş, Tereke Hakimliğinin 11.07.2000 tarihli yazısı üzerine, davalı bankanın ....07.2000 tarihli cevabi yazısı ile mevcut hesaplara rehin konulmuştur. Davalı bankanın 11.04.2001 tarihli yazısı ile rehinli hesaptaki paranın 07.08.2000 tarihinde mirasçılara ödendiği mahkemeye bildirilmiş, keza mahkemenin ......2001 tarihli yazısı ile de banka görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunulmuştur. Bu durumda Tereke Hakimliği'nce bankadaki paranın usulsüz şekilde çekildiği en son ......2001 tarihinde öğrenilmiştir. Eldeki dava ise 07...2011 tarihinde on yıllık zamanaşımı süresi geçirildikten sonra açılmış olup davada zamanaşımı gerçekleşmiştir. Mahkemece TMK 625 maddesine dayanılarak zamanaşımının işlemeyeceği kabul edilmiş ise de anılan hüküm tereke borçları için getirilmiş olup eldeki davada tereke alacaklı olduğu için somut uyuşmazlık yönünden bu hükmün uygulanma imkanı yoktur....

          Sayılı dosyası ile tereke tespit dosyası açtığını, tereke dosyasında davalı mirasçısı olduğunu, muris Sezai Çaydam'ın ikinci el oto alım satımından doğan alacakları dolayısıyla aldığı bonoların olduğunu, bu bonoların bir kısmının takibini muris sağ iken çeşitli vekiller aracılığıyla icra takipleriyle tahsil ettiğini, muris öldüğünde evinde bulunan ve takibe konulacak bonoların ise teslimini 2012 Aralık ayı, 2013 Mart ayı, 2017 Mayıs ve Temmuz aylarında davacının vekili Av....

          Bilindiği üzere, terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Nitekim, tereke temsilcisinin atanması ile tereke ortağının ya da ortaklarının terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçı veya mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve bununla bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer. Tüm bu açıklamalar karşısında, davayı takip yetkisi sona eren bir kısım davacı mirasçıları vekilinin 17.06.2016 tarihli temyiz dilekçesinin REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine, 22/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Somut olayda, tereke temsilcisi ......

              HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul İLK DERECE MAHKEMESİ : Çine Asliye Hukuk Mahkemesi SAYISI : 2018/358 E., 2020/168 K. 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; Davacılardan Halil Gökçe miras ortaklığına tereke temsilcisi olarak davacılardan ...'ün atandığı ve Avukat ...‘a vekaletname verdiği görülmektedir. Ancak yargılama aşamasında davacı ve aynı zamanda tereke temsilcisinin olan ... 28.02.2021 tarihinde vefat etmiştir. Avukat ... tarafından temyiz yoluna başvurulmuştur. Ölümle vekalet ilişkisi son bulmuş olup, tereke temsilcisi atanmakla davayı takip yetkisi tereke temsilcisine geçmiştir....

                Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 23.02.2011 tarihli, 2009/2215 Esas, 2011/450 Karar sayılı ilamı ile ...’ın terekesine ...’ın tereke temsilcisi olarak atandığı anlaşılmakla; Tereke temsilcisi ...’ın kendi adına verdiği vekaletname evrak arasında mevcut olduğu halde, tereke temsilcisi sıfatıyla avukat ...’a verdiği vekaletnamenin bulunmadığı görülmektedir. Davacılar vekili avukat ...’ten, ...’ın tereke temsilcisi sıfatıyla vermiş olduğu vekaletnamesinin temin edilerek evrak arasına alınması, böyle bir vekaletname verilmemiş ise, gerekçeli kararın tereke temsilcisi ...’a tereke temsilcisi sıfatıyla usulüne uygun olarak tebliği ve yasal temyiz süresinin beklenilmesi, tebligat evrakının dosyasına eklenmesi, geri çevirmeye konu hususun yerine getirilip getirilmediği mahkeme hakimince bizzat denetlendikten sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 22.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Tereke hukukuna ilişkin davada ... Sulh Hukuk (Tereke) Mahkemesi ve ... 11.Sulh Hukuk (Tereke mahkemesi sıfatıyla) Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, tereke teslimine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 589. maddesinde "miras bırakanın yerleşim yeri Sulh Hakimi, istem üzerine veya re’sen tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır.", aynı Yasanın 19. maddesinde de "Bir kimsenin ikametgahı, yerleşmek niyeti ile oturduğu yerdir" hükümlerine yer verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu