Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda davacılar, açtıkları tapu iptal ve tescil davası nedeniyle miras ortaklığına temsilci atanması talebinde bulunmuş olup, buna göre uyuşmazlığın Tereke Hakimliğince görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 1. Sulh Hukuk (Tereke Hakimliği) Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 15.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına özellikle tereke temsilcisinin Türk Medeni Kanunu 640. maddesine göre elbirliği ile yöneltilen miras şirketine atanabileceği, buna karşılık dava konusu taşınmazlar üzerindeki mülkiyetin 10.03.1997, 06.11.1998 ve 10.12.2010 tarihlerinde paylı hale geldiği, tereke temsilcisinin görevinin sona erdiği, bu nedenle tereke temsilcisi aleyhine dava açılamayacağı gibi davalının şahsi kullanımı varsa bu yönde dava açılması mümkün olduğuna göre; davacıların temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 0.90.-TL. bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına, 19.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Hukuk Dairesince, tapu iptali ve tescil isteği yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olmasının doğru olduğu, ancak mahkeme kararıyla tereke temsilcisi olarak atanan ve avukat olan ...’ın eldeki davayı davacı sıfatıyla açtığı, kendisini vekil ile temsil ettirmediği gibi dosyaya bu yönde sunulan bir vekaletname de bulunmadığı halde tereke temsilcisi lehine avukatlık ücretine hükmedilmiş olmasının doğru olmadığı gerekçesi ile davalının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, ehliyetsizlik iddiası sabit olduğundan davanın kabulü ile hükmün tereke temsilcisi lehine hükmedilen vekalet ücreti yönünden düzeltilmesine karar verilmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Tereke hukukuna ilişkin davada ... 1.Sulh Hukuk ve ... 3.Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, tereke hukukuna ilişkindir. ... 3. Sulh Hukuk Mahkemesince kısıtlının vefat ettiğinin tespit edilmesi üzerine vesayet dosyasının kapatılmasına karar verilerek, tereke numarası almak üzere tevzi bürosuna gönderilmesine karar verilmiştir. Dosyanın tevzi edildiği ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, ölenin mirasçıları yahut vasi tarafından dosyanın tereke dosyasına çevrilmesi yönünde istem olmadığını belirterek tereke ile ilgili yapılacak işlem olmadığı gerekçesiyle dosya tekrar 3. Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmiş, bu Mahkemece de yargı yerinin belirlenmesi amacıyla dosya Yargıtay'a gönderilmiştir....

          un tereke temsilcisi olarak atanmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer. Somut olayda, yerel mahkemece açılmamış sayılmasına ilişkin olarak verilen kararın tereke temsilcisi ...’a tebliğ edilmesine karşın, tereke temsilcisi kararı temyiz etmemiş, ancak karar davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Ne var ki, davacı mirasçıların davada takip yetkisinin kalmaması nedeniyle kararı temyiz etme hakkı da bulunmamaktadır....

            ın tereke temsilcisi olarak atanmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer. Somut olayda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın tereke temsilcisi ...’a tebliğ edilmesine karşın, tereke temsilcisi kararı temyiz etmemiş, ancak karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Ne var ki, davacı mirasçıların davada takip yetkisinin kalmaması nedeniyle kararı temyiz etme hakkı da bulunmamaktadır....

              -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; tereke temsilcisinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 4.90 TL. bakiye onama harcının temyiz eden tereke temsilcisinden alınmasına, 10/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK’nın 21 ve 22. maddeleri ile 5235 sayılı Kanun'un 36/3. maddesi gereğince Bursa Tereke Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 07.11.2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi....

                  Hemen belirtilmelidir ki, terekeye temsilci atanmakla, mirasçıların davadaki sıfatlarının sona ereceği, davayı takip etme yetkisinin tereke temsilcisine ait olacağı açıktır. Diğer bir ifadeyle, mirasçıların davayı takip etmeleri neticeye etkili değildir. Somut olayda, davanın tereke temsilcisi tarafından takip edildiği, tereke temsilcisi olan davacı tarafından temyiz eden vekile tereke temsilcisi sıfatıyla verilmiş, usulünce düzenlenmiş bir vekaletname bulunmadığı, Dairece yapılan geri çevirmeler ile de temin edilemediği gibi karara karşı tereke temsilcisinin temyiz isteğinde de bulunmadığı anlaşılmaktadır. O halde, davada sıfatı kalmayan davacı tarafından yapılan temyiz itirazının dinlenmesine olanak bulunmadığından, davacı vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, alınan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    Asliye Hukuk Mahkemesinin 1962/67 Esas, 1962/465 Karar sayılı mirasçılık belgesinde adı geçen “... kızı ...”nın terekesine ...’nin tereke temsilcisi olarak atandığı, eldeki davada ...’nin 15.10.2015 ve 19.11.2015 tarihli celselere tereke temsilcisi sıfatıyla katıldığı, geri çevirme sonrası davacılar vekilin ibraz ettiği bila tarihli dilekçe ile Zeki tarafından tereke temsilcisi sıfatıyla kendilerine verilmiş vekaletname bulunmadığını bildirdiği anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, terekeye temsilci atanmasından sonra tereke ortağının ya da ortaklarının davayı takip yetkisi ortadan kalkar. Bir başka ifadeyle davayı açan mirasçı ya da mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsil eden mümessile geçer....

                      UYAP Entegrasyonu