Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Terekeye temsilci atanması ve tereke temsilcisinin davaya devam etmesi halinde de, ayrıca diğer mirasçıların davaya katılmalarına veya muvafakatlarının alınmasına gerek yoktur. Davayı açan mirasçılar, kendisine verilen kesin süreye (HMK md. 94) rağmen diğer mirasçıların davaya katılmalarını veya muvafakat etmelerini sağlayamaz ve terekeye temsilci de tayin ettiremez veya terekeye atanan temsilci davaya icazet vermezse davanın reddine karar verilir. Somut olayda dava, davacıların murisi ...’nun hissesinin bulunduğu dava konusu taşınmaza ilişkin murise ödenmekte olan ihbar ve buluculuk hakkının tahsili talebiyle açılmış olup, muris ...’nun 1987 yılında vefatı ile geriye mirasçısı olarak eşi ...ile çocukları ..., ..., ..., ..., ... ve ...'nun kaldıkları, bu mirasçılardan çocukları ..., ..., ... ve ...'nun dava açtıkları, diğerlerinin ise davacı olmadıkları anlaşılmaktadır. Mirasçılardan ..., ... ve ...'nun davaya iştirakleri ya da muvafakatları sağlanmamıştır....

    in ölüm tarihi itibariyle terekesinin elbirliği hükümlerine tabi olduğu ve davacıların da tereke adına talepte bulunduğu dosya kapsamıyla sabittir. Elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi bulunan bir terekede, terekeye ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin 4721 sayılı Yasa'nın 640. ve 702. maddeleri uyarınca tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılması zorunlu olup tasarrufi işlem niteliğindeki davanın da tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması gerekir. Bir mirasçının özellikle acele hallerde miras şirketinin menfaatini korumak için bütün mirasçılar adına yalnız başına dava açması mümkün ise de, bu şekilde açılan bir dava tüm mirasçıların katılımı sağlanmadan yürütülemez. Bu halde, diğer mirasçıların davaya katılımının sağlanması, muvafakatlerinin alınması ya da terekeye temsilci atanması gerekir. Dosya arasına alınan muris ...'e ait veraset ilamının incelenmesinde murisin davacı ve muvafakat eden mirasçıları dışında başka mirasçılarının da bulunduğu ve davalı ...'...

      Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2015/1302 Esas, 2019/493 Karar sayılı terekenin tespiti ve terekeye temsilci atanması dosyasında konan ihtiyati tedbirin (banka hesapları üzerine konan) kaldırılması istemiyle mahkemeye başvurmuş, mahkeme 23.10.2020 tarihli ek kararı ile bu istem ile aynı konudaki 24.07.2020 ve 12.10.2020 tarihinde verilen ek kararların aynı konuya ilişkin olduğu belirtilerek yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, davacı vekili 16.12.2020 tarihli dilekçe ile yine ihtiyati tedbirin kaldırılması için istemde bulunmuş mahkeme 18.12.2020 tarihli ek kararı ile terekenin aktif ve pasif durumu, terekede ödenmesi gereken borçların bulunduğu gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiş, tüm mirasçıların vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Hatta aynı konuda Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'ne de önceki dilekçeler gönderilmiş, 14. Hukuk Dairesi 27.11.2020 tarihli yazı cevabı ile tedbir konusunda dairenin değerlendirme yetkisinin olmadığı, 14....

        Bilindiği üzere, terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Nitekim, tereke temsilcisinin atanması ile tereke ortağının ya da ortaklarının terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçı veya mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve bununla bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer.Tüm bu açıklamalar karşısında, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin birleştirilen davada davayı takip yetkisi sona eren davacı vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, peşin alınan harcın yatıran davacıya iadesine,Asıl davada tenkise yönelik davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir....

          Terekede mirasçılık hakları (paydaş ve pay oranları) belli ise terekenin yönetimi için kayyım atanamaz. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 24 ve devamı maddelerine göre, olayları anlatmak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir. Türk Medeni Kanununun 640/3 maddesi gereğince mirasçılardan birinin istemi üzerine sulh mahkemesi, miras ortaklığına paylaşmaya kadar bir temsilci atayabilir. Terekeye temsilci atanmasında ise davanın tüm mirasçılara yöneltilmesi, gösterdikleri takdirde delillerinin toplanması ve sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            TMK'nın 640 ve 702. maddeleri hükümlerine göre elbirliği mülkiyetinde tasarrufi işlemlerde paydaşların oybirliği aranmakta yani tasarrufi işlemler ancak tüm mirasçıların katılımıyla yapılabilmektedir. Dava açılması da tasarrufi bir işlem olduğundan, tereke adına üçüncü kişilere karşı açılacak davaların da tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması veya mirasçıların tamamının muvafakatinin sağlanması ya da terekeye temsilci atanması gerekir. Ne var ki, somut olayda, taraflar kök muris ...’ın mirasçıları olduğundan davalıların tereke karşısında 3. kişi durumunda olduğundan söz edilemez, öte yandan elbirliği mülkiyeti hükümlerinde bir mirasçının başka bir mirasçıya karşı payı ile sınırlı olarak dava açmasına engel yasal bir düzenleme de bulunmamaktadır....

              TMK'nın 640 ve 702. maddeleri hükümlerine göre elbirliği mülkiyetinde tasarrufi işlemlerde paydaşların oybirliği aranmakta yani tasarrufi işlemler ancak tüm mirasçıların katılımıyla yapılabilmektedir. Dava açılması da tasarrufi bir işlem olduğundan, tereke adına üçüncü kişilere karşı açılacak davaların da tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması veya mirasçıların tamamının muvafakatinin sağlanması ya da terekeye temsilci atanması gerekir. Ne var ki, somut olayda, taraflar kök muris ...’ın mirasçıları olduğundan davalıların tereke karşısında 3. kişi durumunda olduğundan söz edilemez, öte yandan elbirliği mülkiyeti hükümlerinde bir mirasçının başka bir mirasçıya karşı payı ile sınırlı olarak dava açmasına engel yasal bir düzenleme de bulunmamaktadır....

                Bir sonraki celse mirasçılardan ... duruşmaya katılmış ve davayı takip etmeyeceği yönünde imzalı beyanda bulunmuştur. Bu arada mahkemece ara karar ile diğer mirasçıların davaya muvafakatlerinin sağlanması ya da terekeye temsilci atanması hususunda süre verilmiş davaya katılan bir kısım davacılar vekilince feragat dilekçesi verilmesinin ardından ara kararın gerekleri yerine getirilememiştir. Davacı asilin vefatıyla davaya konu olan taşınmaz artık murisin terekesine konu olan bir malvarlığı haline gelmiştir. Murisin davacı olması nedeniyle, onun vefatıyla artık tüm mirasçıların tebligat yoluyla davadan haberdar edilmeleri, aynı zamanda da tereke menfaatini korumak amacıyla terekeye temsilci atanması, davanın temsilci vasıtasıyla görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir....

                  Keşif sırasında dinlenen yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları, çekişmeli taşınmazların kök muris ...’na ait olduğunu, ölümüne kadar kullandığını beyan etmişler; kök murisin oğlu olan davacı ... ise, duruşmada ve keşifte alınan beyanlarında, çekişmeli taşınmazların babasına ait olduğunu ve ölümünden sonra taksim yapmadıklarını ifade etmiş olup, bu haliyle çekişmeli taşınmazların terekeye dahil taşınmazlar olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, davacının oğlu olan davalı ..., kök muris ... terekesine göre 3. kişi konumunda bulunmakta olup, dosya içerisinde bulunan ve UYAP sisteminden temin edilen nüfus kayıt örneklerine göre, kök muris ...’nın davacı dışında başka mirasçılarının da bulunduğu anlaşılmaktadır. Terekeye dahil bir taşınmazda mirasçılar arasında zilyetlikle iktisap hükümleri işlemeyeceğinden, mirasçılardan birinin tek başına, 3. kişiye karşı adına tescil istemiyle dava açması mümkün değildir....

                    Yargılama devam ederken davacı asil 16.09.2013 tarihinde vefat etmiş olup mahkemece mirasçıların davaya katılması veya miras şirketine temsilci atanmasına ilişkin karar örneği sunulması için davacı vekiline süre verilmiş, vekaletname eksiklikleri tamamlanamamış ve terekeye temsilci atanması için açılan davanın da reddine karar verilmiş olması nedeniyle işbu davada mahkemece davanın taraf sıfatı yokluğu nedeniyle reddine dair karar verilmişse de, temyiz aşamasında, Yargıtay 14.Hukuk Dairesinin 2015/16724 Esas, 2016/4799 Karar sayılı ilamıyla ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/893 Esas, 2015/369 Karar sayılı kararı, mirasçılar arasında uyuşmazlık bulunduğu, o halde mirasın paylaşımına kadar görev yapmak üzere terekeye temsilci atanması gerektiği gerekçesiyle bozulması sonrası ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 18.01.2017 tarih ve 2016/893 Esas, 2017/83 Karar sayılı kararı ile davanın kabulü ile ...'nın miras ortaklığına miras paylaşılıncaya kadar temsil etmek üzere ...'...

                      UYAP Entegrasyonu