Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bilindiği üzere; terekeye temsilci atandıktan sonra dava açan kişilerin davadaki sıfatları sona erer ve davanın tereke temsilcisi tarafından takibi zorunlu hale gelir. Öyleyse davacı asılın davayı takip etmiş olması hukuki yönden bir netice doğurmaz. Mahkemece, tereke temsilcisinin iştirak etmediği 27.05.2010 tarihli oturumda dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilip, 3 ay içerisinde yenilenmediği takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, karar tarihi olan 03.03.2011 tarihinde 3 aylık sürenin geçmiş olduğu gerekçesi ile doğrudan açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru değil ise de, mahkeme kararı sonucu itibariyle doğrudur. Davacı vekilinin temyiz itirazları bu sebeplerle yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 27.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2000/723 E. sayılı dosyası ile terekeye temsilci tayin edildikten sonra davalıların elbirliği (iştirak) halinde mülkiyet şeklinde maliki oldukları tüm gayrimenkullerin idaresinin, Medeni Kanun hükümleri gereği T1 ettiğini, yasal görev gereği, tereke malvarlığının tespiti ve tereke mallarının defterinin tutulması amacıyla, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'ne müzekkere yazıldığını ve müteveffa T1 Türkiye genelindeki gayrimenkullerinin tespit edilerek, tereke defteri oluşturulduğunu, davalı mirasçılar arasında yapılan paylaşım sözleşmesi gereği, müteveffanın menkul malları ve şirket hisseleri mirasçılara intikal etmiş olup, işbu sözleşmede paylaşım dışı tutulan elbirliği halindeki gayrimenkul malların tereke idaresine geçtiğini, yine yasal düzenlemeler gereği tereke mümessilliğinin idaresine geçen gayrimenkullerin, kiralarının tereke tarafından tabsil edilmesi ve bunlara ilişkin yıllık gelir vergisi beyannamelerinin, tereke mümessilliği tarafından düzenlenerek vergi...

    Tüm mirasçıların terekeye dahil olan bir hak veya malın terekeye iadesi için HMK'nın 59. ve 60. madde hükümleri uyarınca birlikte dava açmaları, dava açmayan mirasçılar varsa davaya dahil edilmeleri, asıl olarak katılmaları ve davaya onaylarının alınması ya da davayı açan vekile usulüne uygun şekilde vekaletname ibraz etmeleri, bunlar sağlanamazsa TMK’nın 640. maddesi gereğince miras ortaklığına temsilci atanması ve davanın onun katılımı ile sürdürülmesi gerekir. Bu durumda, mahkemece, öncelikle ...'in mirasçılık belgesinin sunulması sağlanarak davacılar dışında başka mirasçılar bulunduğunun tespiti halinde; iştirak halinde mülkiyette davanın tüm mirasçılar tarafından açılması ya da terekeye temsilci tayini kararı sunulması ve yine davayı açan vasiye vesayet makamınca verilmiş dava açmaya izin kararının sunulmasının temini gerekir....

      Hukuk Dairesinin 11.09.2019 günlü ek kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, 2- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin huzuru ile sürdürülmesi gerekip, tereke temsilcisinin atanması ile tereke ortağının ya da ortaklarının terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalktığına ve bununla bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçeceğine göre, yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 14,90 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 15/11/2021 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi....

        Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki miras ortaklığına temsilci atanması davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, TMK'nin 640/3. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile muris ...'in terekesine ...'nun temsilci olarak atanmasına karar verilmiştir. Hüküm, davalı ... vekili tarafından temsilcinin şahsına yönelik olarak temyiz edilmiştir. Miras ortaklığı temsilcisi (TMK m. 640) özel kayyım niteliğindedir. TMK'nin 431. maddesi uyarınca vasi tayinindeki usul kayyım (mümessil) için de uygulanır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki trekeye temsilci atanması davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, miras ortaklığına temsilci atanması isteğine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne, muris ...'ın mirasını ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/10 Esas sayılı dosyasında temsil etmek üzere ...'ın temsilci olarak atanmasına karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... terekeye temsilci atanması ve temsilcinin şahsına yönelik olarak temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Davalı vekilinin tereke temsilcisinin şahsına yönelik diğer temyiz itirazlarına gelince; Miras ortaklığı temsilcisi (TMK m. 640) özel kayyım niteliğindedir....

            Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer. Somut olayda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, davayı tereke temsilcisi atanmadan açan mirasçılar tarafından temyiz edilmiştir. Ne var ki, davacı mirasçıların davada takip yetkisinin kalmaması nedeniyle kararı temyiz etme hakkı da bulunmamaktadır....

              bulunduğunu, yargılama aşamasında mahkemece, tereke temsilcisi atanması için önel verildiğini, bu doğrultuda tereke temsilcisinin atandığını, temsilciye tebligat çıkarıldığını, 15.12.2022 tarihli oturuma katılmadığını, vekaletname de sunulmadığının açık olduğunu, tereke adına (Türk Medeni Kanununun 640. maddesi uyarınca) temsilci atanması durumunda, davanın sürdürülmesinin onun veya vekil kıldığı avukatı huzuru ile sürdürüleceğini, tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalktığını, tereke temsilcisinin 15.02.2022 tarihli oturumdan sonra davayı takip etmediği gözetilerek, takipsiz bırakılan sürede dikkate alındığında karar tarihinde yürürlükte olan 1086 sayılı HUMK.’nun 409. maddesi ( yeni 6100 sayılı HMK.’nun 150. maddesi) hükmü uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi kararının yerinde olduğunu, Kayseri 2....

              Dava, Türk Medeni Kanununun 589. ve devamı maddelerinde yer olan "koruma önlemi" olarak ölüm tarihi itibariyle terekeyi oluşturan unsurları belirlemek, böylece olası ihtilaflarda başvuru kaynağı oluşturmak, bu sayede terekenin içeriği ile ilgili ölüm anındaki durumu öğrenme imkanını elde etmeye yönelik olarak terekede bulunan mal ve hakların tespitine ilişkindir. Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işlemi, kural olarak bir süreye bağlı olmayıp, bu önlemin alınması olanaksız veya yararsız hale gelmedikçe tereke paylaşılmadığı sürece istenebilir. Çünkü, koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır. Tereke tespiti davaları delil tespiti niteliğinde olup, istihkak davası niteliğinde değildir....

              Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle miras ortaklığı temsilcisinin (TMK. m. 640) özel kayyım niteliğinde olmasına; terekeye ait malların yönetiminde mirasçılar arasında uyuşmazlık bulunması halinde Türk Medeni Kanununun 427. madde gereğince yönetim kayyımı gibi hareket etmek üzere tereke temsilcisi atanabileceğinin; somut uyuşmazlıkta Eynesil Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/101 esasında görülen mirasbırakan muvazaasına dayalı tapu iptal/tescil davasına, konu taşınmazın ise terekeye dahil olmadığı, mirasbırakan tarafından sağlığında mirasçılardan birine temlik edilen taşınmaza ilişkin olduğu ve bu davanın mirasçılar arasında görülmesi sonucu taşınmazın terekeye dönmesi söz konusu olmayacağından mirascıların birlikte hareket etmesini gerektiren bir durumun bulunmadığının; böylece Türk Medeni Kanununun 640/3. maddesi gereğince terekeye temsilci atanması gerekmediğinin anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve...

                UYAP Entegrasyonu