Mahallesi olduğunu ve ... Anadolu Sulh Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğunu beyanla yetkisizlik itirazında bulunmuş, ayrıca ... 2 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/533 Esas sayılı dosyasında davacı ...’nin kendi adına tapu iptal ve tescil talebinde bulunabileceğini, terekeye temsilci atanmasına gerek olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir. Hükmü davalı ... temyiz etmiştir. Birden çok mirasçı bulunması halinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir. Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar....
Miras ortaklığında mirasçıların birlikte hareket etmeleri zorunluluğu, işlemleri, kullanım ve idareyi birlikte yapmaları, mirasçılar arasında anlaşmazlık bulunması veya bu konularda anlaşamamaları halinde miras ortaklığı adına gerekli işlemleri yapmak, dava açmak, açılmış veya açılacak davaları takip etmek üzere paylaşmaya kadar miras ortaklığına temsilci atanması olanağı sağlanmıştır (TMK m. 640). Gerçekten de TMK'nın 640. maddesine göre birden çok mirasçı bulunması hâlinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir. Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler. Mirasçılardan birinin istemi üzerine sulh mahkemesi, miras ortaklığına paylaşmaya kadar bir temsilci atayabilir. Mirasçılardan her biri, terekedeki hakların korunmasını isteyebilir....
olmaması nedeniyle hatalı olarak zapta geçtiğini, tarafımızdan dosyaya sunmuş olduğumuz 03/09/2019 tarihli dilekçemizde Meryem YÜKSEK'e ulaşamadıklarını ve terekeye temsilci atanması için taraflarına yetki verilmesini açıkça beyan ettiklerini, Rize Sulh Hukuk Mahkemesinde devam etmekte olan terekeye temsilci atanması davalarında da Meryem YÜKSEK'E henüz ulaşılamadığını " iddia ederek kararı istinaf etmişlerdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Miras ortaklığına temsilci atanması ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki miras ortaklığına temsilci atanması davasının kabulüne dair ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 09.06.2011 gün ve 376/380 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ve davalı ... tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, TMK’nun 640/3. maddesi uyarınca tarafların murisleri ... ve ...'nin vefatları nedeni ile ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen tapu iptal ve tescil davasının takibi için terekeye temsilci atanması istemine ilişkindir....
Mirasçıların birbirlerine karşı miras paylarının adlarına tescilini talep etmeleri mümkün ise de, elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp, hakları terekenin tamamını kapsadığından ve 4721 sayılı Kanun' un 702. maddesi uyarınca topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların birlikte hareket etmeleri zorunlu bulunduğundan, bir mirasçının ya da mirasçıların bir bölümünün, terekeye göre üçüncü kişi konumundaki şahıslara karşı miras paylarının adlarına tescili istemiyle dava açmaları usulen mümkün değildir. Bu şekilde, mirasçılardan biri ya da bir bölümü tarafından kendi payları hakkında üçüncü kişilere karşı açılan dava, terekenin bütününü ve diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından, aktif dava ehliyetindeki bu eksikliğini sonradan diğer mirasçıların muvafakatinin sağlanması ya da terekeye temsilci atanması suretiyle giderilmesi de mümkün bulunmamaktadır....
vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır....
Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer Somut olayda, eksiğin giderilmesi suretiyle yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın tereke temsilcisi...'e tebliğ edilmesine karşın, tereke temsilcisi kararı temyiz etmemiş, ancak karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Oysa; davacı mirasçının davada takip yetkisinin kalmaması nedeniyle kararı temyiz etme hakkı da bulunmamaktadır....
Tereke adına açılacak davalarda bütün mirasçıların birlikte dava açması veya tamamının davaya muvafakat etmesi yahut terekeye temsilci atanması suretiyle davaya devam edilmesi zorunludur. Davada taraf olanlar dışındaki mirasçıların dahili dava yoluyla davaya dahil edilerek bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması mümkün değildir. Ancak 21.11.2012 tarihli celsedeki ara kararda verilen kesin süre içerisinde dahili dava yoluyla taraf teşkilinin sağlanabileceği belirtildiğine bu şekilde davacı tarafın yanıltıldığının anlaşılmasına göre kesin sürenin usulüne uygun olduğundan söz edilemez. Hal böyle olunca davacı tarafa terekeye temsilci atanması için süre verilmeli, verilen süre içerisinde terekeye temsilci atanmadığı takdirde davanın reddine karar verilmelidir. Açıklanan nedenlerle davacı ve katılan davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde hükmü temyiz eden davacı ... ve katılan davacı ...'...
Mahkemece, davacı vekilinin, mirasbırakan .... mirasçılarının muvafakatlarının sağlanması veya terekeye temsilci atanmak üzere dava açılması ve açılan davanın dosya numarasının bildirilmesi için verilen kesin süreye rağmen bildirimde bulunmadığı gerekçesiyle, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece, "… davacı tarafından 16.102012 tarihinde (mahkemece verilen kesin süre içerisinde) Sivas 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/1344 esasında kayıtlı terekeye temsilci atanması isteğiyle davanın açıldığı ve halen derdest olduğu görülmektedir. O halde; mahkemece verilen kesin süre içerisinde, davacı vekilince terekeye temsilci atanması için dava açıldığına göre, davanın sonucu beklenerek tereke temsilcisi huzuru ile işin esasının incelenmesi için karar bozulmalıdır..." gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, temlikin muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir....
TMK'nın 702/2. maddesinde sözü edilen terekeye ait haklar üzerinde tasarruf söz konusu ise, ortakların oybirliği ile karar vermeleri maddenin açık hükmü gereği olduğundan, tasarruf işlemi niteliğindeki tapu iptali ve tescil davasının tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması veya terekeye temsilci atanması ve bu yolla davanın yürütülmesi gerekir. Bir mirasçı tüm mirasçılar adına tek başına dava açabilirse de, böyle bir davayı yalnız başına yürütemez. Bu durumda davanın hemen reddedilmeyip, diğer mirasçıların davaya katılımlarının veya muvafakatlerinin sağlanması ya da terekeye temsilci atanması için davacıya uygun süre verilmesi gerekmektedir. 21. Ancak dava halefiyet esasına göre tereke adına değil de kendi miras payı için açılmış ise tüm mirasçıların onayının alınmasına gerek bulunmamaktadır. Bir ya da bir kısım mirasçı terekeye ait bir mal veya alacaktan yalnız kendi payına düşen kısım için yalnız kendi adına dava açarsa, böyle bir dava reddedilir....