WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ne var ki, davacılar vekilinin tereke temsilcisi atanması için 13/08/2014 tarihinde ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/4 Tereke sayılı dava dosyası üzerinden dava açtığı ve anılan dosyada 15/10/2014 tarihinde karar verilerek mirasbırakan ...’in terekesine ...’ün temsilci olarak atandığı gözetilmeksizin davanın usulden reddine karar verilmesi isabetsizdir. Hal böyle olunca, ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/4 Tereke, 2014/5 Karar sayılı ilamının kesinleşmesinin beklenilmesi, kesinleşmesi halinde tereke temsilcisi marifetiyle davaya devam edilmesi, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda delillerin toplanması ve değerlendirilmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Davacıların temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tereke Temsilcisi Atanması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm terekeye temsilci atanması istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarihli 2013/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 18.03.2013 (Pzt.)...

      Asliye Hukuk Mahkemesi'ne ait 2017/611 Esas sayılı dosyada terekeye temsilci atanması hususunda ara kararı verildiğini ileri sürerek, ara karar gereğince terekeye temsilci atanmasına karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; davacılar vekili tarafından her ne kadar muris T14 Kozan 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2017/611 Esas sayılı dosyasında terekenin temsili için temsilci atanması istenilmiş ise de, Kozan 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2017/611 Esas sayılı dosyasında görülmekte olan tapu iptal ve tescil davasının mirasçılar arasında açılıp yürüyen bir dava olduğunu, tüm mirasçılar adına iptal ve tescile karar verilmesi istenmiş olsa bile mirasçılardan birinin başka mirasçılar adına iptal ve tescil isteğinde bulunmasının mümkün olmadığını, hukuki yarar olmadığını gerekçe olarak belirtip davanın reddine yönelik karar verilmiştir....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tereke Tespiti-Kayyım Tayini Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, tereke tespiti ve terekeye kayyım tayininine ilişkin olup, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacının tereke tespitine ilişkin isteği Türk Medeni Kanununun 589. maddesinde düzenlenen; terekenin tedbir mahiyetinde tespiti ve tedbirlerin alınmasına yöneliktir. Mahkemece bu yönde istek kabul edilerek hüküm kurulmuştur....

        Buna göre; davalı T5'ın, terekeye temsilci atanması talepli davanın reddine karar verilmesi gerektiği yönündeki istinaf talebinin yerinde olmadığı, bu kapsamda ilk derece mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşıldığından terekeye temsilci atanması kararına yönelik istinaf talebinin 6100 sayılı HMK 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine; davalı T5'ın, atanan tereke temsilcisinin şahsına yönelik istinaf talepleri yönünden ise tereke temsilcisinin şahsına yönelik itirazların vesayet makamı tarafından incelenmesi ve itirazı reddetmesi halinde itirazın incelenmesi için denetim makamına gönderilmesi gerektiğinden bu kısma yönelik istinaf dilekçesinin usul yönünden reddine karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        Bilindiği gibi terekeye ait bir hakla ilgili olarak açılacak davalarda kural olarak tereke 4721 sayılı TMK'nın 701 ve devamı maddeleri gereği elbirliği mülkiyete tabi olduğundan yasal istisnalar dışında (örneğin TMK 702/son) tüm mirasçıların birlikte hareket etmeleri veya aynı yasanın 640. maddesine göre terekeye temsilci atanması ve bu yolla davanın yürütülmesi gerekir. Somut olayda; muris Hasan Bulat'ın terekesine aynı mahkemenin 2018/357 E sayılı dosyası ile temsilci atanmış olduğu, kararda aynı parsele ilişkin temsilciye açılacak davada yetki verilmiş olduğu, bu durumda mahkemece terekeye daha önceden temsilci atanmış olması sebebiyle eldeki davanın reddine ilişkin verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf isteminin HMK'nın 353(1)b-1 maddesi gereği esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

        Terekeye dahil bir taşınmazda mirasçılar arasında zilyetlik hükümleri işlemeyeceğinden, mirasçılardan bir kısmının tek başına, 3. kişiye karşı adına tescil istemiyle dava açması mümkün değildir. Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp, haklarının terekenin tamamını kapsadığı, TMK'nın 702. maddesine göre topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerektiği açıktır. Mirasçılardan bir kısmının kendi adına açtığı dava, diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından, davanın, diğer mirasçılarının muvafakatlerinin sağlanması ya da terekeye temsilci atanması suretiyle sürdürülmesi hukuken mümkün bulunmamaktadır....

          Birden çok mirasçı bulunması halinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir. Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar. Türk Medeni Kanununun 640/3. maddesi gereğince, mirasçılardan birinin istemi üzerine sulh mahkemesi, miras ortaklığına paylaşmaya kadar bir temsilci atayabilir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 11/a maddesi gereğince, mirasçılar arasında terekenin yönetiminden kaynaklanan davalarda, ölen kimsenin son yerleşim yeri mahkemesi kesin yetkilidir. Aynı Kanununun 19. maddesi gereğince, yetkinin kesin olduğu davalarda, mahkeme yetkili olup olmadığını, davanın sonuna kadar kendiliğinden araştırmak zorundadır ve taraflar da mahkemenin yetkisiz olduğunu her zaman ileri sürebilir. Somut olayda, kolluk araştırması ve murisin nüfus kayıt örneğinden anlaşıldığı üzere mirasbırakanın son yerleşim yeri İstanbul ili, ... ilçesidir. Bu nedenle mahkemece yetkili mahkemenin ......

            Noterliğinde murisin makili olduğu Darıca ilçesi Darıcı Ş mahallesi 1738 ada 6 numaralı parselde bulunan taşınmaza ilişkin taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, bu sözleşmenin terekede bir borç olarak tüm mirasçıların sorumluluğunda olduğunu, murisin ölümü ile taşınmazın mirasçıları tasarrufu altına girdiğini, anılan sözleşme gereğinin yerine getirilebilmesi amacı ile terekeye temsilci atanmasını talep etme zorunluluğu doğduğunu belirterek anılan sözleşmedeki hak ve borçların ifasının teminen terekeye davacılardan T2 temsilci olarak tayin edilmesini talep ve dava etmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Miras ortaklığına temsilci atanması ... ile ... aralarındaki miras ortaklığına temsilci atanması davasının kabulüne dair.... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 18.12.2012 gün ve 497/1797 sayılı hükmün ...'ca incelenmesi Davalı ... vekili vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, tarafların murisi ....'un 07.01.2010 tarihinde öldüğünü, davacı tarafından davalılar .... ve ... aleyhine .... 2....

              UYAP Entegrasyonu