da bulunan taşınmazın tapu iptal ve tescil istemli davanın yürütülmesi için temsilci atanması talep edilmiştir. Temsilci atanacak tereke malvarlığı, tapu iptal ve tescil davasının devam ettiği ... Adliyesi yargı çevresi içindedir. ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/235 Esas sayılı devam etmekte olan tapu iptal ve tescil davasında müteveffa ...'ın terekesine temsilci atanması istenilmiş ise de; tapu iptal davasına konu taşınmazın bulunduğu sulh hukuk mahkemesinin kayyımın belirlenmesinde yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Türk Medenî Kanununun 589. maddesine göre, tereke işlerinde yetki, mirasbırakanın son yerleşim yeri sulh hukuk mahkemesine aittir. Somut olayda davacı ...; ... Asliye Hukuk Mahkemesinin görülmekte olan 1999/235 Esas sayılı tapu iptali ve tescil davasında müteveffa ...'ın terekesine temsilci tayini için kendisine yetki ve süre verildiğini belirterek, müteveffa ...'ın terekesine temsilcisi atanmasını talep etmektedir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tereke Temsilcisi Atanması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm terekeye temsilci atanması istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarihli 2013/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 18.03.2013 (Pzt.)...
in tereke temsilcisi atanmasına dair temyiz itirazları yönünden hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, (2) numaralı bentte açıklanan tereke temsilcisinin şahsına dair temyiz itirazlarının reddiyle gereği yapılmak üzere dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 19.10.2015 oybirliğiyle karar verildi....
Ç.. vekilinin tereke temsilcisi atanmasına dair temyiz itirazları yönünden hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, (2) numaralı bentte açıklanan tereke temsilcisinin şahsına dair temyiz itirazlarınan reddiyle gereği yapılmak üzere dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 08.06.2015 oybirliğiyle karar verildi....
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin tereke temsilcisi atanmasına dair temyiz itirazları yönünden hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, (2) numaralı bentte açıklanan tereke temsilcisinin şahsına dair temyiz itirazlarınan reddiyle gereği yapılmak üzere dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 28.05.2015 oybirliğiyle karar verildi....
Sayılı dosyasının mirasçılar arasında görülen bir dava olduğunu, tereke temsilcisinin mirasçıların temsilcisi yani vekili olduğunu, vekilin, vekalet ilişkisi devam ederken müvekkiline karşı dava açıp takip edemeyeceğini, mirasçılar arasında açılan davada, davayı terekeye mümessil tayin ederek takip edilemeyeceğini, tereke temsilcisinin kendisine temsil yetkisi veren kişiye dava açamayacağını, kendilerinin Feke Asliye Hukuk Mahkemesine müracaat ederek, hakimin 07.07.2021 tarihli ara kararından vazgeçmesini talep ettiklerini, mahkemenin kararından vazgeçmediğini, Sulh Hukuk Mahkemesi'nin de, Feke Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2021/50 E. sayılı dosyasında yeterli inceleme yapmadan mirasçılar arasında görülen davaya tereke temsilcisi atayarak yanlış bir karar verdiğini, kendilerinin Feke Sulh Hukuk Mahkemesinin bu kararıyla Feke Asliye Hukuktaki davalarını takip etmelerinin mümkün olmadığını, Feke Asliye Hukuk Mahkemesindeki davalarına devam etmeleri için bir an önce terekeye temsilci atanması...
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Temyiz istemi, davaya konu taşınmazın terekeye iadesi istemiyle açılan ve tereke temsilcisi tarafından takip edilen davada mirasçıların davadaki sıfatlarının sona ereceği ve davayı takip yetkisinin tereke temsilcisine geçeceği gerekçesiyle davacı asilin istinaf başvurusunun reddine, davacı tereke temsilcisinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin verilen karara karşı davacı asil tarafından kararın gerekçesiz olduğundan bahisle yapılan tavzih talebinin reddine yönelik Bölge Adliye Mahkemesinin 06/10/2021 tarihli ek kararına ilişkindir. Bilindiği üzere Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır....
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 26.03.2019 tarih, 2018/1454 Esas, 2019/542 Karar sayılı kararıyla, yargılama sırasında ölen davacı ...’in terekesine ... temsilci olarak atanmış, davanın reddine dair gerekçeli karar tereke temsilcisine 17.02.2020 tarihinde tebliğ edilmiş, ancak tereke temsilcisi kararı temyiz etmemiş, bir kısım davacı mirasçıları vekili tarafından temyiz yoluna başvurulmuştur. Bilindiği üzere, terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Nitekim, tereke temsilcisinin atanması ile tereke ortağının ya da ortaklarının terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçı veya mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve bununla bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer....
Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/1128 E. 2017/1088 Karar sayılı kararı ile mirasbırakan ...’in terekesine ...’in temsilci olarak atandığı, davanın reddine dair kararın tereke temsilcisi ...’e tebliğ edilmesine karşın, tereke temsilcisinin kararı temyiz etmediği, kararın davacılar vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Nitekim, tereke temsilcisinin atanması ile tereke ortağının ya da ortaklarının terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçı veya mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve bununla bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer....
Türk Medeni Kanununun 422. maddesi uyarınca tereke temsilcisinin ileri sürdüğü kaçınma sebeplerini inceleme görevi öncelikle vesayet makamı olan sulh mahkemesine, onun kabul etmemesi halinde denetim makamı olan asliye mahkemesine aittir (TMK. md. 397). Öte yandan Türk Medeni Kanununun 483. maddesinde vasinin görevden alınması düzenlenmiş olup; bu hüküm tereke temsilcisi hakkında da uygulanacaktır. Türk Medeni Kanununun 488. maddesinde vesayet makamı kararlarına karşı on gün içerisinde denetim makamına itiraz edilebileceği hükme bağlanmıştır. Öyle ise yeni atanan tereke temsilcisinin şahsına yapılan itirazların öncelikle vesayet makamı tarafından incelenmesi, vesayet makamı tarafından kabul edilmemesi halinde bu hususun ve eski tereke temsilcisinin görevden alınmasına ilişkin itirazların denetim makamınca incelenmesi gerekir....