Dosya içeriğinden, dava konusu 14830 ada 1 parsel sayılı taşınmazın maliki muris ...’ın dava tarihinden önce öldüğü, davacılar tarafından çekişme konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile mirasçılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesinin talep edildiği, bunun üzerine yargılama sırasında terekeye ... 1.Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 28.04.2015 tarih, 2015/304 Esas, 2015/915 Karar sayılı kararıyla ...’ın temsilci olarak atandığı, davanın reddine ilişkin gerekçeli kararın tereke temsilcisine 07.12.2016 tarihinde tebliğ edildiği, ancak tereke temsilcisinin kararı temyiz etmediği, kararın davacılar vekili tarafından 27.12.2016 tarihinde temyiz edildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Nitekim, tereke temsilcisinin atanması ile tereke ortağının ya da ortaklarının terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır....
Muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece "... davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması yada miras şirketine 4721 sayılı T.M.K. nun 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek davanın esası hakkında hüküm kurulmasının doğru olmadığı" gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak terekeye temsilci atanması sağlanmış ve tereke temsilcisi önce açılan davayı kabul etmediğini bilahare davaya onay verdiğini bildirmiş, mahkemece yapılan yargılama sonunda muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Bilindiği üzere terekeye temsilci atanmasından sonra tereke ortağının ya da ortaklarının davayı takip yetkisi ortadan kalkar....
SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte açıklanan nedenlerle davalı ...’in temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, (2.) bentte açıklanan nedenlerle tereke temsilcisinin şahsına yönelik itirazlar yönünden dilekçenin görev yönünden reddiyle dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 23.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
nun640.maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması yönünden davacı tarafa olanak tanınması böylece davanın görülebilirlik koşulunun yerine getirilmesi, ondan sonra ehliyetsizlik iddiasının kamu düzeni ile ilgili olduğu gözetilerek ilk önce bu iddianın irdelenip değerlendirilmesi, murisin ehliyetli olduğunun usulünce saptanması halinde muris muvazaası iddiası yönündeki taraf delillerinin toplanarak değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi..." gereğine değinilerek bozulması üzerine mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda miras bırakanın temlik tarihinde fiil ehliyetine sahip olduğunun kabul edilmesi gerektiği ve dava konusu satış aktinin geçerli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar ve tereke temsilcisi vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....
maddesi hükmü uyarınca terekeye temsilci atanması suretiyle tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda delillerin toplanarak işin esası yönünden bir krarar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde mahkemece, temlik tarihinde Zeki Dörtkol'un hukuki işlem ehliyetini haiz olduğunun Adli Tıp Kurumu raporu ile sabit olduğu, muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, tereke temsilcisi tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’nin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davada, Lüleburgaz Sulh Hukuk ve Suşehri Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, tereke temsilcisi atanması istemine ilişkindir....
Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açtıkları ancak ilgili dava dosyasının dosyamız arasında bulunmadığı, yine tarafların müşterek murisi Musa Çangal’ın terekesine ...’ın tereke temsilcisi olarak atandığı, tereke temsilcisi tarafından davacılar vekili Avukat ... ...’na tereke adına verilmiş vekaletnamenin dosya arasında bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu itibarla; 1- ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/428 Esas, 2015/68 Karar sayılı dava dosyasının getirtilip dosya arasına alınması, 2- Tereke temsilcisi ... tarafından tereke temsilcisi sıfatıyla tereke adına Avukat ... ...’na verilmiş bir vekaletname varsa aslının ya da harçlandırılmış ve baro pulu yapıştırılmış onaylı örneğinin dosya arasına alınması, bundan sonra dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi gerekir. KARAR Açıklanan sebeple; Belirtilen işlemlerin yerine getirilmesi için dosyanın hükmü veren ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 13.04.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
temsilci olarak atanmış, kendisine tebligat yapılan tereke temsilcisi bir kısım duruşmalara katılmıştır. Hemen belirtilmelidir ki, terekeye temsilci atanmakla, mirasçıların davadaki sıfatlarının sona ereceği, davayı takip etme yetkisinin tereke temsilcisine ait olacağı açıktır. Diğer bir ifadeyle, mirasçıların davayı takip etmeleri neticeye etkili değildir. Somut olayda, yerel mahkemece davanın açılmamış sayılmasına ilişkin olarak verilen kararın tereke temsilcisi ... 'a tebliğ edilmesine karşın, tereke temsilcisi kararı temyiz etmemiş, ancak, mirasçı ... temyiz etmiştir. Bu durumda, Dairemizin önceki kararında mirasçının hukuki yararının varlığının kabulü de maddi hatadan kaynaklandığı dikkate alındığında mirasçıların davada takip yetkisinin kalmaması nedeniyle kararı temyiz etme hakları da yoktur....
nin terekesine ... temsilci olarak atanmış, kendisine tebligat yapılan tereke temsilcisi ... duruşmalara katılarak davacının iddiasını tekrarlamıştır. Hemen belirtilmelidir ki, terekeye temsilci atanmasıyla, mirasçıların davadaki sıfatlarının sona ereceği, davayı takip etme yetkisinin tereke temsilcisine ait olacağı açıktır. Diğer bir ifadeyle, mirasçıların davayı takip etmeleri neticeye etkili değildir. Somut olayda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın tereke temsilcisi ... 'e tebliğ edilmesine karşın, tereke temsilcisi kararı temyiz etmemiş, ancak, mirasçılar vekili temyiz etmiştir. Bu durumda, mirasçıların davada takip yetkisinin kalmaması nedeniyle kararı temyiz etme hakları da yoktur....
Hal böyle olunca; mahkemece davacı tereke temsilcisi yönünden işin esasına girilerek tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda tüm delilleri toplanarak ve Kandıra Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/580 Esas 2013/681 Karar sayılı dosyasının kesin hüküm olmasa bile kuvvetli delil olup olamayacağı da değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup davacı tereke temsilcisi vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle hükmün HMK'nın 353/1- a.4 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir....