Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mirasbırakanın yerleşim yeri sulh hakimi, istem üzerine veya re'sen tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır. TMK’nın 589. maddesinde açıklanan bu önlemler özellikle kanunda belirtilen hallerde terekede bulanan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yönetilmesine ve varsa vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir. TMK’nın 590 ile 2003/5960 sayılı TMK’nın Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzük’ün 33/1.maddelerinde belirtilen sebeplerden birinin gerçekleşmesi halinde, sulh hakimi tereke mal ve haklarının yazımı için terekenin defterinin tutulmasına karar verir. Koruma amaçlı defter tutmada, kaydedilen tereke unsurlarının değerlerinin yazılması zorunlu değildir, zira amaç terekenin değerini belirlemek değil terekeyi saptamaktır. Tereke tespiti davaları delil tespiti niteliğinde olup, istihkak davası niteliğinde değildir....

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabii tutarak yapmış olduğu istinaf incelemesinde; İstinafa konu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1- b maddesi gereğince davalı T10 ve tereke tasfiye memuru T12'ün istinaf kanun yolu başvurularının ESASTAN REDDİNE, İstinaf kanun yolu başvurusu için alınması gereken harcın mahsubuyla eksik 3.944,91 TL'nin davalı T10dan ilk derece mahkemesince hazine adına tahsiline, İstinaf kanun yolu başvurusu için alınması gereken harcın mahsubuyla eksik 3.944,91 TL harcın tereke tasfiye memuru T12'den ilk derece mahkemesince hazine adına tahsiline, Davanın ve dosya üzerinde yapılan yargılamanın niteliği ve avukatlık asgari ücret tarifesi göz önünde bulundurularak aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulanlar için vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, İstinaf kanun yoluna başvuru için yapılan yargılama giderlerinin...

-K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin mer'i teminat mektubu bedellerinden kaynaklanan alacağının kaydı için yaptığı başvurunun tereke tasfiye masasınca reddedildiğini ileri sürerek, gümrük mektubu alacağının masaya kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacının mer'i teminat mektubu bedellerinin depo edilmesini istemekte haklı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1) Dava, alacağın tereke masasına kayıt ve kabul istemine ilişkindir. TMK'nın 636. maddesine göre "Mevcudu borçlarını ödemeye yetmeyen terekenin tasfiyesi, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre yapılır."...

    Ancak tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı mirası reddedemez. Mirasçının murisin ölümünden sonra yasal yükümlülüklerini yerine getirerek veraset ve intikal vergisi beyannamesini verip vermediğinin, tereke işlemlerine karışıp karışmadığının, tereke mallarını gizleyip gizlemediğinin veya tereke mallarını kendine maledip etmediğinin araştırılması gerekir. Öte yandan, mirasın hükmen reddi davasında terekenin açıkça borca batık olup olmadığı tereddüte yer vermeyecek şekilde araştırılmalıdır. Kural olarak icra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir....

    Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen; Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklanan şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez. Mirasçının kendisine yönelik haciz baskısı altında murise ait bir borcu ödemiş olması 4721 sayılı TMK'nın 610/2. maddesinde belirtilen tereke işlemlerine karışma olarak kabul edilemez. Somut olaya gelince; mahkemece davacı ... yönünden murise ait tereke borcunun yapılandırdığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olsa da, mirasçı ...’ın borcun yapılandırması için başvuruda bulunması tek başına mirasın kabulü olarak yorumlanamaz. Yapılandırma doğrultusunda davacı mirasçı ...’ın, murisi ...’nın vergi borcunu ödeyip ödemediği ve terekeyi sahiplenip sahiplenmediği araştırılmamıştır. Bu haliyle yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir....

      Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2 maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez. Davacıların murisinin ölümünden sonra yasal yükümlülüklerini yerine getirerek veraset ve intikal vergisi beyannamesini vermiş olması mirası kabul anlamında yorumlanamaz. Bu hususun davanın reddi gerekçesi olarak değerlendirilmesi ve yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. O halde mahkemece, ...’in ölüm tarihi olan 06.08.2014 tarihi itibariyle terekesinin aktifi ve pasifi belirlenip, terekenin aktif değerinin pasifini karşılayıp karşılamadığı araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmelidir....

        Mirasbırakan 28.03.2010 tarihinde evli ve çocuklu olarak vefat etmiş, en yakın yasal mirasçılarının tamamı tarafından miras, ... 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/632 Esas, 2010/1243 Karar sayılı ilamı ile reddolunmuştur. Mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir (TMK. md. 612/1,636). Buradaki tasfiye süreye tabi değildir. Türk Medeni Kanununun 633. madde hükmünün uygulanma yeri yoktur. Ayrıca sulh hukuk mahkemesince, en yakın mirasçıların mirası reddettiklerinin belirlenmesi halinde, herhangi bir başvuruya gerek olmadan kendiliğinden resmi tasfiye yoluna gidilmesi gerekir. O halde iflas hükümlerine göre tasfiyenin gerçekleştirilmesi gerekirken yazılı şekilde hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahisle ret hükmü kurulması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 20.12.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

          Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605). Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, mirasbırakanın tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen; Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklanan şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez. Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir....

            Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen; Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklanan şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez. Somut olayda; murise ait ... ... Şubesi hesap ekstresinde davacılardan ...’in hesap işlemlerinde bulunduğundan terekeyi benimseyen davranışlarda bulunduğu tespit edildiği, diğer davacıların ise terekeyi benimsediklerine dair bir bulguya rastlanılmadığından davacı ... dışındaki davacıların davasının reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....

              Murisin ölümü ile tereke bütün aktif ve pasifi ile mirasçılarına geçer. Murisin vergi, prim vb. borçları da terekenin pasifi içerisinde olup terekeye dahildir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır (TMK. 605/2 md). TMK.nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilirler. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Ancak tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı mirası reddedemez....

              UYAP Entegrasyonu