Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tereke(Tespit İstemli) Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, terekenin tedbir niteliğinde tespiti isteğine ilişkindir.(TMK.md.589) Sulh hakiminin bu nitelikteki kararlarının temyizi mümkün değildir. (2.HD.26.03.1996 gün 2333-3188 sayılı kararı) Bu bakımdan temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeple temyiz dilekçesinin REDDİNE, oybirliğiyle karar verildi.23.09.2013(Pzt.)...

    TMK.nun 612. maddesi uyarınca "en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh hukuk mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir." Bu nedenle, mirasın gerçek reddini tespit ve tescil edip başka mirasçı bulunmadığını gören mahkemenin terekeyi iflas hükümlerine göre re'sen tasfiye etmesi gerekir. Bu madde uyarınca yapılacak tasfiye ise süreye bağlı değildir. Sulh Hukuk Mahkemesince, en yakın mirasçıların mirası reddettiklerinin belirlenmesi halinde, herhangi bir başvuruya gerek olmadan kendiliğinden resmi tasfiye yoluna gidilmesi gerekir. Somut olayda, İstanbul Anadolu 7. Tüketici Mahkemesi'nin 2016/1667 Esas sayılı tazminat davası davalılarından İhsan Bulut'un vefat ettiği, mirasçılarının mirasını reddetmeleri nedeniyle mahkemesince davacıya terekeye temsilci atanması ve ayrıca bu hususta sulh hukuk mahkemesine başvurmak üzere yetki verilmesine karar verildiği, TMK.nun 640....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEP ve GEREKÇE: Dava, TMK 605/2 maddesi gereğince mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. 4721 Sayılı TMK’nın 605. maddesinin 1. fıkrasında “Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler.” hükmü ile mirasın kayıtsız, şartsız reddi (hakiki ret/gerçek ret), 2. fıkrasında “Ölümü halinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.” hükmü ile mirasın hükmen reddi düzenlenmiştir. TMK 610/2. maddesinde ise; "Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine maleden mirasçı, mirası reddedemez. " hükmü yer almaktadır....

    Sulh Hukuk Mahkemesinin) 01.07.2004 tarihinde verdiği karar ile 11.12.2000 tarihinde vefat eden ve mirası en yakın mirasçıları davalı T10 ve T11 tarafından reddedilen T1 T.M.K.'nuıı 612. İ.İ.K.'nun 219 ve Yönetmeliğinin 54'ncü maddeleri doğrultusunda iflas usulü ile tasfiyesine ve 07.07.2010 tarihinde de tasfiye memuru atanmalarına karar verildiğini, İstanbul Adalet Sarayında ahkamı şahsiye mahkemelerinin kurulması ile dosyanın İstanbul 13. Sulh Hukuk Mahkemesine devredildiğini ve 2011/42 tereke numarasını aldığını, İstanbul ili, Adalar ilçesi, Büyükada, Nizam (Karanfil) mahallesi, Misak sokak, No:23'de kain ve tapuda 41 pafta, 229 ada, 6 parselde kayıtlı 511 m2 miktarındaki anataşınmazda 130/370 arsa paylı, zemin katta 2 bağımsız bölüm nolu meskenin T1 ait iken, İshak Algazi'nin mirasını reddetmiş en yakın miraçıları olan T11 ve Moıis Algazi'nin vekili sıfatıyla Av....

    Ancak tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı mirası reddedemez. Mirasçının murisin ölümünden sonra yasal yükümlülüklerini yerine getirerek veraset ve intikal vergisi beyannamesini verip vermediğinin, tereke işlemlerine karışıp karışmadığının, tereke mallarını gizleyip gizlemediğinin veya tereke mallarını kendine maledip etmediğinin araştırılması gerekir. Öte yandan, mirasın hükmen reddi davasında terekenin açıkça borca batık olup olmadığı tereddüte yer vermeyecek şekilde araştırılmalıdır. Kural olarak icra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir....

    hükmen reddinin koşulu, murisin ölümü tarihindeki borçlarının, alacakları ve tüm hakları da dahil olmak üzere malvarlığından fazla olması olduğunu, yani murisin ölümü tarihinde tereke kapsamındaki pasiflerin aktiflerden fazla olması durumunda murisin ödemeden aczinden söz edileceğini, terekenin borca batıklığı, murisin ölümü tarihinde söz konusu olması, söz konusu borca batıklığın resmen tespit edilmiş veya tespit edilebilir olması gerektiğini, terekenin borca batık olduğunun resmen tespiti, ödemeden aciz vesikası veya iflas kararı alınarak sağlanabileceğini, yerleşik içtihatlara göre mirasçıların terekeyi kabul ettiklerine dair hal ve hareketlerde bulunup bulunmadığının, terekenin ölüm tarihinde borca batık olup olmadığının mahkemece araştırılması gerektiğini bildirerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

    TEREKE TASFİYE MEMURU : ... vekili Avukat ... DAVA TARİHİ : 16.01.2014 KARAR : Davanın kısmen kabulü Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkeme kararı tereke tasfiye memuru vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

      Davalılardan ... ve ... vekili cevap dilekçesinde; eldeki davanın açılmasına yönelik hukuki yararın bulunmadığını, mirasın reddinin iptali talebinin hak düşürücü süreye tabi olduğunu, müvekkillerinin mirasın reddine yönelik bir hukuki işlemde bulunmadıklarını ve davacının muvazaa iddiasının temelsiz olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. 2. Davalılardan ... ve ... ayrı ayrı verdikleri cevap dilekçeleriyle; eldeki davanın açılması için gerekli olan hak düşürücü sürenin geçtiğini, mirasın reddini bilmediklerini ve bilebilecek durumda olmadıklarını belirterek davanın reddini istemişlerdir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Kütahya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.09.2019 tarihli ve 2018/336 Esas, 2019/332 Karar sayılı kararıyla davanın usulden reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 10.01.2012 gününde verilen dilekçe ile tereke tasfiye masasına kayıt ve kabul talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18.03.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kayıt kabul istemine ilişkindir. Davacı vekili, muris ...'nun müvekkili bankaya 23.588,71TL borçlu bulunduğunu, mirasçılarının yasal süresi içinde mirası reddettiğini, alacaklarının iflas masasına kaydı için yaptıkları başvuruda 204.064,21TL’lik kısmın reddedildiğini ileri sürerek anılan meblağın iflas masasına kayıt ve kabulünü talep ve dava etmiştir....

          Tüm dosya kapsamına göre, mirasçıların ret süresi içerisinde tereke işlemlerine karıştıkları, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya murisin işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yaptıkları, kendilerine malettikleri ispat edilememiştir. Ancak, murisin ölüm anında ödemeden aczinin, terekenin borca batık olup olmadığının tespit edilmesi gerekir. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihi itibariyle terekesinin aktif ve pasifini belirlemek suretiyle olur. Bu amaçla murisin tüm taşınır ve taşınmaz mallarının ilgili yerlerden sorularak belirlenmesi malvarlığı değerlerinin tespit edilmesi, murisin borcunu karşılayabilecek yeterlilikte olup olmadığının belirlenmesi gerekir....

            UYAP Entegrasyonu