Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tereke tespiti davaları delil tespiti niteliğinde olup, istihkak davası niteliğinde değildir. Bu nedenle mahkemece yapılması gereken iş terekeye ait olduğu bildirilen mal varlığı unsurlarını tespit edip deftere geçirmek, bunlardan muhafazası mümkün olmayanlar varsa satıp paraya çevrilmesini sağlamak ve menkuller için de para, döviz vb. varsa bunları tereke malvarlığı olarak bankaya yatırmak; altın vb. ziynet eşyaları varsa bunları tereke mahkemesi kasasına alıp kaydetmek; diğer eşyaları ise ilgilisine veya üçüncü bir kişiye yediemin sıfatıyla teslim etmek ve böylece tespit edilen eşyaları kararda göstermekten ibarettir. Mirasçıların tamamının oluru alınmak suretiyle tereke malvarlığı unsurlarının bir kısmının veya tamamının bir mirasçıya teslimi de mümkündür. Mirasçıların tamamının oluru alınmadan terekenin paylaştırılması sonucunu doğuracak şekilde karar verilemez....

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tereke Tespiti Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Terekenin resmen yönetilmesi ve defter tutulmasına yönelik bir dava bulunmamaktadır. İstek ve hüküm terekenin tespitine yönelik olup temyiz yolu kapalı olduğundan temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir. SONUÇ. Yukarıda açıklanan sebeple temyiz dilekçesinin REDDİNE temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 30.06.2008...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 15.12.2010 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.01.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava Türk Medeni Kanununun 605/2. maddesinde yer alan mirasın hükmen reddine (terekenin borca batık olduğunun tespitine) ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler. ...ü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır....

      Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen TMK'nın 610/2 maddesinde açıklanan şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddede Somut olaya gelince; mahkemece davacılar murisi ..'nın ölüm tarihi olan 28.09.2011 itibariyle terekesinin aktifi ve pasifi belirlenip, terekenin aktif değerinin pasifini karşılayıp karşılamadığı araştırılıp belirlenmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 24.12.2015 gününde oybirliği ile karar verildi....

        TMK'nın 605/2 maddesinde yer alan "ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır." hükmü gereğince mirasın hükmen reddine (terekenin borca batık olduğunun tespitine) ilişkindir. Bu maddeye dayanan talepler süreye tabi olmayıp, mirasçıların iyiniyetli ya da kötü niyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen; Türk Medeni Kanununun 610/2 maddesinde açıklanan şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez. Bu hükümler dikkate alınarak muris ...'...

          Sulh Hukuk Mahkemesinin 21/11/2013 tarih, 2013/614 Esas 2013/749 Karar sayılı ilamı ile mirasçılar Özlem, Ökkeş Özgür ve Öykü Akıl'ın miras bırakanları Nurdane Akıl'ın mirasını reddettiklerinin tespitine karar verildiği görülmüştür. TMK.nun 612. maddesi uyarınca "en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh hukuk mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir." Bu nedenle, mirasın gerçek reddini tespit ve tescil edip başka mirasçı bulunmadığını gören mahkemenin terekeyi iflas hükümlerine göre re'sen tasfiye etmesi gerekir. Bu madde uyarınca yapılacak tasfiye ise süreye bağlı değildir. Sulh Hukuk Mahkemesince, en yakın mirasçıların mirası reddettiklerinin belirlenmesi halinde, herhangi bir başvuruya gerek olmadan kendiliğinden resmi tasfiye yoluna gidilmesi gerekir. Davacının talebi, terekeyi resen tasfiye edecek mahkemeyi harekete geçirmeye yöneliktir....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tereke Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm terekenin tespiti ve resmen yönetilmesi istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarihli 2013/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 27.01.2014 (Pzt.)...

            İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF ve İSTİNAF SEBEP VE GEREKÇESİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacılar terekenin haklarını, aktiflerini kabul etmişler, en azında davalılar murisi için kabul görülen tazminatları uhdelerine geçirdiklerini, Tokat Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/197 Esas sayılı dosyası ile görülmekte olan rücu tazminatı istemli, itirazın iptali konulu davamız davacıların terekenin borçlarını kabul etmedikleri halde miras bırakanlarından kalan tazıninatı kabul ettikleri için açıldığını, muris terekesinin mal varlığı bulunmaktadır. 06.11.2021 tarihinde vefat eden murisin terekesinin borca batıklığının bu tarihte ileri sürülmesi talebin soyut ve borçtan kaçınmak maksadından ibaret olduğunu gösterdiğini, davacılar murisin terekesinin taşınır ve taşınmaz aktiflerini kabul ettiklerini, murisin terekesi vefat olayından dolayı resmen açılmış olmalıdır....

            TEREKE/TASFİYE MEMURU : ... DAVALI : ... - ... DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli) DAVA TARİHİ : 05/09/2016 KARAR TARİHİ : 10/09/2021 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/10/2021 Davacı tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan iş bu dava taraflarca takip edilmediğinden işlemden kaldırılmış olmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : 1-Dava H.M.K.’nun 150/1.maddesi gereği 3 aylık süre içerisinde yenilenmediğinden H.M.K.’nun 150/1.maddesi gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA, 2- Alınması gerekli 59,30 TL harcın davacı taraftan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3- Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 345. Maddesi gereği tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda tarafların yokluğunda karar verildi. 10/09/2021 Başkan ......

              Yukarıda açıklanan ve belirtilen ilke ve kurallar doğrultusunda somut olay incelendiğinde, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları delillere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, mantıksal ve hayatın olağan akışına uygun, dosyadaki delillerle çelişmeyen tespit ve değerlendirmesine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve re'sen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin davanın kabulüne yönelik vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varıldığından; ölüm tarihinde miras bırakının ödemeden aczi açıkça belli olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nun 353/1- b-1 bendi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

              UYAP Entegrasyonu