WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 19.12.2011 gününde verilen dilekçe ile terekenin tasfiyesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; tereke tasfiye işleminin kapatılmasına dair verilen 26.06.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, terekenin tasfiyesi istemine ilişkindir. Mahkemece, tereke tasfiye işleminin kapatılmasına karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından tereke temsilcisinin işlemlerine yönelik olarak temyiz edilmiştir. Miras ortaklığı temsilcisi (TMK m. 640) özel kayyım niteliğindedir. TMK'nin 431. maddesi uyarınca vasi tayinindeki usul kayyım (Mümessil) için de uygulanır....

    başlatılan takibe konu edilen ipotek alacağının ise teminat ipoteği olup İİK. nun 193’üncü maddesi uyarınca iflas masası konumundaki Tereke Tasfiye Memurluğuna karşı yürütülmekte olmasına rağmen ne dava dilekçesi ekinde ne de takip talebi ekinde iflas masası konumunda olan müvekkiline ve dahi tereke dosyasına söz konusu takibe ve huzurdaki davaya dayanak tutulan, ipotekle teminat altına alınan alacağa ilişkin kredi sözleşmeleri ve kredili hesaba ait cari hesap ekstrelerinin ibraz edilmediğini, bu nedenle iflas dairesi konumundaki müvekkili tarafından ipoteğin limitinin, borcun varlığının, miktarının, ne kadarının nakdi ve ne kadarının gayri nakdi olduğunun, ne kadarının ödenip ne kadarının ödenmediğinin incelenmesi ve tespit edilmesi için olanak sağlanmadığını, söz konusu belgeler sunulmamış olmasına karşın davalı alacaklı tarafından kötü niyetli olarak, iflas masası konumunda olan ve Tereke Tasfiye Memurluğu görevini yürüten müvekkilinin vekaleten, takibi semeresiz bırakmak amacıyla itiraz...

      nın gaipliğine ve 13 parselin satışından elde edilen ve kayyımın idaresinde bulunan bedelin Hazineye geçtiğine karar verildiğini, bu nedenle çekişme konusu taşınmazlar yönünden de 10 yıllık kayyımla idare süresinin beklenmesine gerek olmadığını ileri sürerek, İsmail kızı ...'nın gaipliğine ve anılan taşınmazlardaki ...'nın paylarının tapusunun iptali ile ... adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Dahili Davalı, iddianın ispat edilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, kayyım atama kararından sonra yasada öngörülen 10 yıllık resmen yönetilme süresinin dolmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık HÜKÜM : Mahkumiyet (TCK'nın 158/1-f-son, 62, 52, 53/1 maddelerine göre 2 yıl 6 ay hapis, 12.500 TL adli para cezası) Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın ortağı ve tasfiye memuru olduğu .... Ticaret Limited Şirketi'nin resmen tasfiye edilerek 30.12.2005 tarihinde tüzel kişiliğinin sona erdiği, sanığın buna rağmen aynı adreste ve aynı ünvanı kullanarak ticaret yaptığı ve katılandan aldığı ticari mal karşılığında tasfiye edilmiş şirkete ait ve kimliği tespit olunamamış bir şahsa imzalattığı, suça konu 7.500 TL bedelli çeki verdiği, çeki verdikten sonra imzasını ve ticari ilişkiyi reddettiği anlaşıldığından nitelikli dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir....

          Sulh Mahkemesinin 2011/38 Esas sayılı dava dosyası kapsamında müteveffa Yavuz Uyanık'ın terekesine T3'ün tereke temsilcisi ve tasfiye memuru olarak atandığını, aradan geçen 10 yıla yakın zaman içerisinde tasfiye işlemleri bitirilemediği gibi gerekli işlemlerde sağlıklı şekilde yürütülmediğini, dosya münderecatına sunulan raporlar gerekli araştırmalar yapılmadan yüzeysel olarak hazırlandığını, bu nedenle terekenin zarara uğradığını, dosya içeriğinin mahkemece incelenmesi neticesinde haklılıklarının daha detaylı anlaşılacağını, bu nedenlerle İstanbul 21. Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından müteveffa Yavuz Uyanık'ın terekesine atanan tereke temsilcisinin görevine son verilmesini, mahkeme gerekli görmesi halinde terekeye farklı bir temsili ve tasfiye memuru atanmasını talep etmiştir. Mahkemece dosya üzerinden yapılan yargılama sonucu; dosyanın yapılan incelemesinde; talebin İstanbul 2....

          Davalı Finansbank A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; mirasın hükmen reddi davasının TMK.nun 605. maddesi gereği murisin öldüğü anda mirasın borca batık olduğu açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise süreye bakılmaksızın açılabileceğini, aksi halde yani mirasın borca batık olduğu muris öldüğü anda belli değil veya resmen tespit edilmemişse mirasçıların ancak TMK.nun 606. maddesi gereği 3 ay içerisinde, Sulh Hukuk Mahkemesinde mirasın gerçek reddi davası açabileceklerini, TMK.nun 605.maddesi gereği huzurdaki davayı ikame etmeye uygun dava şartları da bulunmadığını, dolayısıyla usul ve yasaya aykırı işbu davanın usul yönünden reddi gerektiğini, mirasın hükmen reddinde miras bırakanın ölümü anında ödemeden aczi veya borca batıklığı açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise ve mirasçılar mirası kabul ettiğine dair herhangi bir davranışta bulunmamış ise yasal karine olarak miras reddedilmiş sayılacağını, mirasın hükmen reddi durumunun gerçekleşmesi için kanundan kaynaklı bazı şartların...

          Murisin ölümü ile tereke bütün aktif ve pasifi ile mirasçılarına geçer. Murisin vergi, prim vb. borçları da terekenin pasifi içerisinde olup terekeye dahildir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır (TMK. 605/2 md). TMK.nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilirler. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Ancak tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı mirası reddedemez....

          Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 09/02/2012 NUMARASI : 2008/34-2012/2İ Tereke tespiti isteyen vekili tarafından, 10.07.2008 gününde verilen dilekçe ile miras bırakanın terekesinin tespiti ve terekeye temsilci atanması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; terekeye temsilci atanmasına dair talepten vazgeçildiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına ve murisin tereke mevcudunun tespit edildiği mahkemece yapılacak başka bir işlem olmadığından terekeden el çekilmesine dair verilen 09.02.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi tespit isteyen vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Davacı vekili, murisinin 20.10.1982 tarihli ve 25139 yevmiye numaralı vasiyetname ile davacı derneğe bağışta bulunduğunu, vasiyetnamenin açılması davasının derdest olduğunu, bu dava sonuçlanıncaya kadar geçecek süre içerisinde terekede yer alan...

            Murisin ölümü ile tereke bütün aktif ve pasifi ile mirasçılarına geçer. Murisin vergi, prim vb. borçları da terekenin pasifi içerisinde olup terekeye dahildir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır (TMK. 605/2 md). TMK.nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilirler. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Ancak tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı mirası reddedemez....

            TMK'nun 612. maddesi "En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan mirasın sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edileceğini, tasfiye sonunda arta kalan bir değer varsa bunun mirasını reddetmemişler gibi hak sahiplerine verileceğini" öngörmektedir. Buradaki "en yakın mirasçılar" kavramıyla anlatılmak istenen, murisin ölümünde ilk bakışta ve doğrudan doğruya mirasçı sıfatına sahip olan yasal mirasçılardır. Her ikisi de terekenin (mirasın) tasfiyesini amaçlamakla birlikte; "Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi" ve "Terekenin resmen tasfiyesi" farklı kurumlardır. Her şeyden önce, terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi İcra ve İflas Kanuna göre (İİK. m. 180; 208 vd); terekenin resmi tasfiyesi ise, Medeni Kanun hükümlerine göre (TMK m. 632-635) gerçekleştirilmek durumundadır....

              UYAP Entegrasyonu