WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/18 TEREKE (ARA KARAR) DAVA KONUSU : TEREKE (TESPİT İSTEMLİ) KARAR : Taraflar arasındaki davada verilen 28/04/2022 tarihli ara karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil idarece müteveffanın malvarlığı araştırması neticesinde tespit edilen müteveffa borçlunun dedesi, babası ve anneannesine ait mütevaffaya intikal etmesi gerekipte henüz intikali gerçekleştirilmemiş birtakım taşınmazların mevcut olduğunu, tereke mallarının korunmasını teminen bankalarda tespit edilen hesaplara bloke konulması, adına kayıtlı veyahut kendisine intikal etmesi gereken taşınmazların Mahkemece araştırılması ve tespit edilen taşınır ve taşınmaz mallarının muhafazası için ihtiyati tedbir uygulanmasını talep ve dava etmiştir....

Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/26 Esas 2014/22 Karar sayılı ilamıyla da, terekenin temsili ve tasfiyesi için kayyım olarak atanan tereke idare memuru ...’ın da davaya katılımı usulünce sağlanmıştır. Mahkemece, % 65 işveren kusuru gözetilmek suretiyle asıl ve birleşen davalar yönünden % 30’luk Kurum isteminin kabulüne hükmedilmiştir. Bu kabul yapılırken, mirası usulünce red eden hak sahibi eş ... ve kız çocuğu ... hariç diğer yasal mirasşçılar ile tereke yönünden bir sorumluluk öngörülmezken, anılan hak sahipleri eş ... ve kız çocuğu ... yönünden ise, hak sahibi sıfatıyla gelir bağlandığından bahisle rücu alacağından sorumlu tutulmuşlardır. Mirasın reddi, Türk Medeni Kanunu'nun 605 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, anılan Kanunun 605'nci maddesinde, yasal ve atanmış mirasçıların mirası reddedebilecekleri belirtilmiştir. Yasal ve atanmış mirasçılar mirası, TMK.'nın 606'ncı maddesi gereğince üç ay içinde reddedebilirler. Bu üç aylık süre hak düşürücü bir süredir....

    DAVA TÜRÜ :Tereke Tespiti Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava tereke tespitine (TMK md. 589) ilişkin olup, terekenin resmen yönetilmesi ve defter tutulmasına yönelik bir talepte bulunmamaktadır. Sulh hakiminin terekenin tespitine dair verdiği karar, nihai karar niteliğinde olmayıp tedbir niteliğinde olduğundan temyizi kabil değildir. Bu bakımdan terekenin tespitine yönelik olan temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeple temyiz dilekçesinin REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi.26.11.2012 (Per.)...

      Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması, terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklanan şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez. Dosya kapsamına ve toplanan delillere göre murisin herhangi bir aktifinin bulunmadığı ve borca batık durumunda olduğu açıkca anlaşılmaktadır. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, murisin ...'dan almakta olduğu emekli maaşı nedeniyle mirasının borca batık olmadığının kabulü ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden 15 günlük yasal süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.02.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Tereke hukukuna ilişkin davada ...Sulh Hukuk Mahkemesi ve ... Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, terekenin resmen tasfiyesi ve terekeye mümessil tayini istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 589. maddesinde "miras bırakanın yerleşim yeri Sulh Hakimi, istem üzerine veya re’sen tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır.", aynı Yasanın 19. maddesinde de "Bir kimsenin ikametgahı, yerleşmek niyeti ile oturduğu yerdir" hükümlerine yer verilmiştir. Tüm dosya kapsamından, müteveffanın 21.05.2010 tarihinde vefat ettiği, adrese dayalı nüfus kayıt sistemindeki adresinin “.../...” olduğu anlaşıldığından, uyuşmazlığın Tereke mahkemesi sıfatıyla......

          Hükmü, talep eden vekili temyiz etmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 612. maddesi "En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan mirasın sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edileceğini, tasfiye sonunda arta kalan bir değer varsa bunun mirasını reddetmemişler gibi hak sahiplerine verileceğini" öngörmektedir. Buradaki "en yakın mirasçılar" kavramıyla anlatılmak istenen, murisin ölümünde ilk bakışta ve doğrudan doğruya mirasçı sıfatına sahip olan yasal mirasçılardır. Her ikisi de terekenin (mirasın) tasfiyesini amaçlamakla birlikte; "Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi" ve "Terekenin resmen tasfiyesi" farklı kurumlardır. Her şeyden önce, terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi İcra ve İflas Kanuna göre (İİK. m. 180; 208 vd); terekenin resmi tasfiyesi ise, Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre (TMK m. 632-635) gerçekleştirilmek durumundadır....

            Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 16/03/2023 tarih 2023/8 Tereke sayılı ara kararına karşı davacı T1 ve mirasçılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olmakla yapılan inceleme sonucunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; muris T9'in 23.05.2022 tarihinde bekar çocuksuz vefat ettiğini, geride mirasçı olarak T1, T7, T2, T3 , T5, T4 ve T6 kaldığını, ölümün ardından üçüncü kişilerin ortaya çıkarak mal varlığı ile ilgili rasyonel olmayan beyanlarda bulunmaları üzerine tereke varlığının ve tüm hareketlerinin belirlenmesi için tereke tespit davası açılması gerektiğini, tereke tespitinde; muris ve mirasçıların karşılıklı ilişkilerini göstermesi bakımından UYAP üzerinden muris ve tarafların açtıkları açık/ kapalı tüm hukuk dava dosyalarının belirlenerek dosya içerisine sistem üzerinden alınması, murisin tüm banka hesaplarının, varsa kredi kartlarının tüm banka genel müdürlüklerine müzekkere yazılarak...

            Sulh Hukuk Mahkemesi'ne başvuruda bulundukları ve mahkemece 19.09.2012 tarihinde bu mirasçıların kayıtsız ve şartsız olarak murisin ölümünü öğrendikleri tarihten itibaren geçerli ve 3 aylık süre içerisinde mirası reddetikleri gerekçesiyle MK'nun 605 ve devamı maddeleri uyarınca mirasın reddinin tespit ve tesciline karar verdiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, yargılama sırasında vefat eden davalının mirasının en yakın mirasçıları tarafından reddedildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, Türk Medeni Kanunu'nun 612. maddesi gereğince terekenin resen tasfiye edilmesi gerekmektedir. Mahkemece, terekenin resen tasfiyesi gerektiğinden davacıya yetki verilerek sulh hukuk mahkemesine başvurması sağlanarak davanın sulh hukuk mahkemesince terekeye atanacak tasfiye memuru huzurunda görülmesi gerekirken, davacının husumet yönelttiği vefat eden davalının babasının sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir....

              kendilerinin davalı olarak gösterildiğini, işbu tereke dosyasına T3 tereke tasfiye memuru olarak atandığını ve akabinde tereke dosyasından alınan yetki ile Turgutlu Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/858 Esas sayılı dosyası ile ortaklığın giderilmesi davasının ikame edildiğini, müvekkilinin bu dava ile durumdan haberdar olduğunu ve şimdiye kadar zilyetliğin kendisine olması sebebi ile ve yine kök muristen kaynaklanan intikal işlemleri yapılamadığından tapuda tescil işleminin bir şekilde gerçekleştirilemediğini beyan ederek, dava konusu Manisa İli, Ahmetli İlçesi, Gökkaya Mahallesi, 207 Parselde k ayıtlı taşınmazın kök muris Hüseyin Özyıldırım'dan muris İdris Özyıldırım'a isabet eden miras hissesinin satış vaadi sözleşmesine konu edilen kısmı yönünden tapusunun iptali ile müvekkili adına kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              Terekeyi resmen yönetene ödenecek ücret yönetimin gerektirdiği emek ve yönetilen malvarlığı gözönünde tutulmak suretiyle sulh hukuk mahkemesi tarafından belirlenir. Tereke temsilcisinin TMK'nın 592/4 maddesi uyarınca terekeden karşılanmak üzere kendisine uygun bir ücret ödenmesine dair istemi bulunmadığından temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz istemini içeren dilekçenin REDDİNE, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 05.11.2015 gününde oybirliği ile karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu