Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesine göre de "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz." Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları delillere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin dosyadaki delillerle çelişmeyen tespit ve değerlendirmesine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve re'sen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varıldığından; davalı T7 vekili istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nun 353/1- b-1 bendi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

Murisin ölümü ile tereke bütün aktif ve pasifi ile mirasçılarına geçer. Murisin vergi, prim vb. borçları da terekenin pasifi içerisinde olup terekeye dahildir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır (TMK. 605/2 md). TMK.nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilirler. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Ancak tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı mirası reddedemez....

'in miras payının resmen tasfiyesine karar verilmesi gerekirken, mirasın resmen tasfiyesine karar verilmesi doğru görülmemiş ise de bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK'nın 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....

    Davalı vekili, kooperatifin 23.01.2015 tarihinde yaptığı genel kurulda tasfiye kararı aldığını, kooperatifin resmen tasfiye halinde olduğunu, kooperatif genel kurul kararı gereği resmen tasfiye haline girdiği için kooperatifin tasfiyesi amacıyla açılan davanın konusunun kalmadığını, satışı için uygun bir fiyatla anlaşmaya varıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava devam ederken davalı kooperatifin genel kurulu topladığı, tasfiye kararı aldığı gerekçesiyle, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının kooperatif aleyhine fesih ve tasfiye davası açmasının şartları gerçekleşmediğinden yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir....

      A.Ş 'nin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü'nde kayıtlı iken tasfiyeye girdiği, tasfiye memuru davalının,24/02/2016 tarihinde şirketin tasfiye kapanışı yapılarak ticaret sicilden kaydının terkin edildiği, davacı tarafından davalı tasfiye memuru tereke idaresi temsilciliği aleyhine açılan İstanbul 36. İş Mahkemesi'nin 2018/491 Esas sayılı dosyası ile davaya konu şirkette çalışma süresinin tespiti ve işcilik alacaklarına ilişkin olarak açılan derdest davada dahili dava işlemleri yönünden davaya konu şirketin ihyası için davacıya yetki verildiği ve eldeki davanı bunun üzerine açıldığı anlaşılmıştır....

        Tapu Sicil müdürlüğünden getirtilen resmi akit tablolarından dava ve temyize konu bu 10 adet taşınmazın 24.12.1999 tarihinde borçlu ... ... tarafından dava- lılardan ...’a satılmış olduğu anlaşılmakla mahkemenin bunun aksine bir gerekçeyle davanın reddine karar vermiş olması doğru olmadığı gibi, davalılardan ... ... mirasçılarının mirası reddetmeleri nedeniyle davacı tarafın isteği üzerine miras şirketine mümessil tayin edilmiştir. Miras Şirketine tayin edilen mümessil M.K.nun 612. maddesine göre terekeyi resmen tasfiye etmekle yükümlüdür....

          Hukuk Dairesince, davacı ... ile tereke temsilcisinin istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca kabulü ile; ibraname başlıklı belgede imzası bulunan davacılar (......) yönünden verilen red kararının doğru olduğu, ancak imzası bulunmayan davacı... yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde duruşma istekli ve bir kısım davacılar ile tereke temsilcisi tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla duruşma günü olarak saptanan 30.11.2021 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı Binalı Sarıtaş ve vekili Avukat ... ile tereke temsilcisi ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin ve tereke temsilcisinin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı....

            Hükmün, davacı Kurum vekili ve davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarfından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dava hukuki nitelikçe, kurum sigortalısı ...'nin 01.11.1999 tarihinde kardeşi ... tarafından öldürülmesi neticesinde ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan peşin değerli gelirlerin ve yapılan cenaze yardımının, davalı mirasçılarından, 1479 sayılı Yasanın 63. maddesi uyarınca rücuan tahsili istemine ilişkindir. ... Medeni Kanun’un 605. maddesi, “ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.” hükmünü içermektedir. Şayet, mirasın açıldığı sırada, terekenin pasifi, aktifinden fazla ise tereke borca batık sayılır....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Terekeye Mümessil Tayini Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle *en yakın mirasçılar tarafından mirasın reddi halinde Türk Medeni Kanununun 612. maddesi gereğince terekenin sulh hakimince resmen tasfiyeye tabii tutulacağına ve tasfiye memuru atanacağına bu konuda bir isteğin de bulunmamasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna oybirliğiyle karar verildi. 01.07.2008...

                Projesi ile ilgili olarak düzenlenen sözleşmelerin akdedilmesi ve yürütülmesi safhalarında banka aleyhine zarar doğurucu ve banka çıkarları ile bağdaşmayan hususların bulunması, banka sermayesinin verimlilik ve karlılık esaslarına göre kullanılmaması, değerlendirilmemesi ve bu konuda gerekli gayret ve basiretin gösterilmemesi nedeniyle bankanın zarara uğradığını ileri sürerek, 22.215.074,00 TL zararın 31.12.2001 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekilleri, zamanaşımı definde bulunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davanın reddine dair verilen kararın davacı vekili, davalılar ... ve ... vekili ile davalı ... terekesi tasfiye memuru vekili tarafından temyizi üzerine karar Dairemizce davacı yararına bozulmuştur. Davalı ... tereke temsilcisi vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur....

                  UYAP Entegrasyonu