Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2 maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez. Davacıların murislerinin ölümünden sonra yasal yükümlülüklerini yerine getirerek veraset ve intikal vergisi beyannamesini vermiş olmaları mirası kabul anlamında yorumlanamaz. Bu durumun davanın reddi gerekçesi olarak değerlendirmesi ve yazılı şekilde hüküm kurması doğru değildir. O halde mahkemece, muris ...'nın ölüm tarihi olan 21.12.2012 tarihi itibariyle terekesinin aktifi ve pasifi belirlenip, terekenin aktif değerinin pasifini karşılayıp karşılamadığı araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....
14/07/2010 tarihinde vefatı sebebiyle, Burhaniye Sulh Hukuk Mahkemesinin 21/12/2012 tarihinde kesinleşen 21/03/2012 tarih 2016/657 esas 2012/203 karar sayılı kararı ile mirası reddedilen Hüseyin Güven'ın terekesinin TMK 612 maddesi gereğince iflas hükümlerine göre tasfiyesine, Tereke Tasfiye Memuru olarak Burhaniye İcra Dairesi Yazı İşleri Müdürü Kirami Köknar'ın Tereke tasfiye memuru olarak atanmasına" karar verildiğini, Burhaniye Satış Memurluğunun 2002/2 Tereke Satış Dosyasında, Tereke tasfiye memuru tarafından, 18.02.2020 tarihli göreve başlama ön rapor ile, Terekenin aktif değerlerinin Hüseyin Güven adına kayıtlı, Burhaniye Denizbank Şubesi 696322 numaralı banka hesabı, Burhaniye İş Bankası Şubesi 2122- 235586 numaralı banka hesabı, Burhaniye Akbank Şubesi TR 5 banka hesapları, Balıkesir ili,Burhaniye ilçesi,Mahkeme Mahallesi,118 ada,11 parsel 1 ve 3 nolu bağımsız bölüm sayılı mesken niteliğinde 2 adet taşınmaz olduğunu, Terekenin pasif değerlerinin; T1 27.12.2001 tarihi itibariyle...
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; her ne kadar TMK.nun 605. maddesi ile; " Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır." hükmü amir ise de müteveffanın terekesinin borca batık olduğunun halihazırda dosya kapsamıyla açık olmadığını, aynı zamanda davacılar tarafından terekenin borca batık olduğunun resmen tespit edildiğine dair bir belge de sunulmadığı, bu sebeple müteveffanın terekesinin aktif ve pasifinin araştırılması gerektiği gibi davacıların TMK.nun 610. maddesi gereği tereke işlemlerine karışıp karışmadıkları, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapıp yapmadıkları ya da tereke mallarını gizleyip gizlemedikleri veya kendilerine maledip etmedikleri gibi hususlarda araştırma yapılmadığını, müteveffanın vefat etmiş olan annesi ve babasından intikal edecek taşınmaz ya da mal varlığı bulunup bulunmadığı tespit edilmediğini,...
Ancak tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı mirası reddedemez. Mirasçının murisin ölümünden sonra yasal yükümlülüklerini yerine getirerek veraset ve intikal vergisi beyannamesini verip vermediğinin, tereke işlemlerine karışıp karışmadığının, tereke mallarını gizleyip gizlemediğinin veya tereke mallarını kendine maledip etmediğinin araştırılması gerekir. Öte yandan, mirasın hükmen reddi davasında terekenin açıkça borca batık olup olmadığı tereddüte yer vermeyecek şekilde araştırılmalıdır. Kural olarak icra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir....
Bu madde uyarınca yapılacak tasfiye ise bir süreye bağlı değildir. Bu bakımdan, mirasın iflas hükümlerine göre tasfiye talebi yerinde olup; İcra İflas Kanununun 180. maddesi yollaması ile aynı Kanunun 208. ve devamı maddeleri uyarınca iflas ile ilgili işlemlerin yürütülmesi gerekir....
Mirasın reddi, Türk Medeni Kanunu'nun 605 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, anılan Kanunun 605'nci maddesinde, yasal ve atanmış mirasçıların mirası reddedebilecekleri belirtilmiştir. Yasal ve atanmış mirasçılar mirası, TMK.'nın 606'ncı maddesi gereğince üç ay içinde reddedebilirler. Bu üç aylık süre hak düşürücü bir süredir. Bu süre yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri kanıtlanmadıkça, murisin ölümünü öğrendikleri tarihten işlemeye başlar. Atanmış mirasçılar için ise süre, murisin tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihten işlemeye başlar. Türk Medeni Kanununun 612. maddesinde “En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflâs hükümlerine göre tasfiye edilir....
Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır (TMK. 605/2). TMK.nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilirler. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Ancak tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı mirası reddedemez. Mirasçının murisin ölümünden sonra yasal yükümlülüklerini yerine getirerek veraset ve intikal vergisi beyannamesini verip vermediğinin, tereke işlemlerine karışıp karışmadığının, tereke mallarını gizleyip gizlemediğinin veya tereke mallarını kendine maledip etmediğinin araştırılması gerekir....
Avukatlık Ortaklığı yerine tereke memurunn adresine tebliğ edildiği, yapılan tebligatın usulsüz ve geçersiz olduğu anlaşılmıştır. Savunma hakkının sınırlanmaması için, tereke memuru vekili ... Avukatlık Ortaklığı tarafından sunulan istifa dilekçesi var ise tereke memuruna istifa dilekçesinin tebliğ edildiğine ilişkin tebligat mazbatası ile dosya içerisine konması, İstifa dilekçesi yok ise, istinafa konu kararın tereke memuru vekili ... Avukatlık Ortaklığına (ortaklık tarafından dosyaya sunulan yetkilendirilmiş avukatlardan birine ) tebliği yapılmış ise tebligat parçasının dosya içerisine konması, tebligat yapılmamış ise kararın tereke vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilerek ve HMK' nın 347/2. maddesindeki süreler dolduktan sonra ve her halükarda davalının istinaf başvurusu bulunduğundan yeniden Dairemize gönderilmesi için dosyanın bu aşamada ilk derece mahkemesine geri çevrilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Asıl dava davacısı, birleştirilen davalar davalısı tereke tasfiye memurlarının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 8.20 TL. bakiye onama harcının temyiz eden asıl dava davacısı ve birleştirilen davalar davalılarından alınmasına, 05/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/289 E 2011/452 K. sayılı ilamı ile mirası kayıtsız şartsız reddettiği, davacı tarafça vefat eden ... mirasçıları tarafından mirasın reddedilmiş olması nedeniyle terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi ve tasfiye memuru atanmasını teminen Ankara 7. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/78 tereke sayılı dosyasında dava açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonunda 2016/24 K. sayılı 02.06.2016 tarihli kararla müteveffa adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul ile mevduat hesabı bulunmadığının belirlenerek hiçbir malvarlığı bulunmadığı anlaşılan muris ...'...