Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak, davacı, kadastrodan önceki hukuki nedene dayanarak 03.01.2014 tarihinde dava açmış olup, çekişmeli 187 ada 6 ve 9 parsellerin ... tespiti 26.12.1979 tarihinde, 136 ada 1 parselin ... tespiti de 17.06.1999 tarihinde kesinleşmiş olduğuna göre dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının oluştuğu tarih ile dava tarihi arasında 3402 sayılı ... Kanunu’nun 12/3. maddesinde öngörülen on yıllık hak düşürücü süre geçmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile red kararı verilmiş olması isabetsiz ise de, tapu iptali ve tescil talebi yönünden verilen red kararı netice itibariyle doğru olduğundan davacı ... vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Ne var ki, davacı tapu iptal ve tescil istemi kabul edilmediği takdirde terditli olarak tazminat isteminde bulunmuş olup mahkemece davacının tazminat istemi konusunda olumlu, olumsuz bir karar verilmemiştir....

    etkilemeyeceği, zilyetlik satın alan tarafta bulunduğu sürece, zamanaşımı süresi de işlemeyeceğinden mahkemenin sözleşmenin geçersiz olduğuna dair kabulü ile davalı tarafın bu yöne ilişen temyiz itirazlarının yerinde olmadığı, diğer bir hususun da geçerli sözleşmeye dayalı olarak açılan davada, tapu iptal ve tescilin mümkün olmaması halinde, talep edilen bedelin hangi tarihte ve hangi değere göre hesaplanması noktasında toplandığı, taraflar arasında yapılan sözleşmede satıcı ...’un dava tarihi itibariyle taşınmazın kayden maliki olmadığı, bu nedenle artık satıcının maliki olmadığı taşınmazı tapu yoluyla devretmesi, ifasının imkansız hale gelmesinden dolayı mümkün olmadığından, davacıların tapu iptali ve adlarına tescil isteyemeyeceklerinin açık olduğu, Mahkemece de taşınmazın dava tarihindeki rayiç bedelinin davacı tarafa ödenmesi yönünde hüküm kurulması ve davacıların hükme ilişkin temyizinin bulunmaması karşısında, temyiz incelemesinin konusunu, mahkemece takdir edilen bedelin hukuka...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 26.11.2015 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde zilyetliğin ve üzerine inşa ettiği yapının davacıya ait olduğunun tespiti, tapu sicilinin beyanlar hanesine bu tespitin işlenmesi talebi üzerine yapılan muhakeme sonunda; tapu iptali ve tescile yönelik davanın reddine dair verilen 17.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 12.12.2017 günü için yapılan tebligat üzerine gelen olmadı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KA R A R Davacı vekili 26.11.2015 tarihli dilekçesiyle, davalı ...'...

        Mahkemece, tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporuna göre, ilk yüklenici ... ile yapılan sözleşme fesihname ile feshedildiği, bilahare yeni arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılarak inşaatın dava dışı Dağ Yıldız İnşaat Ltd.Şti. tarafından tamamlandığı, taşınmazın dava açılmadan önce davalılar ... ve ...’e satılarak tescil edildiğinden davacının yükleniciden devraldığı kişisel hakkını bu davalılara karşı ileri süremeyeceğinden bu davalılar hakkındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine, terditli açılan tazminat davasının ise yüklenici ... dışındaki diğer davalıların sözleşmenin tarafı olmaması nedeniyle reddine, davacının adi yazılı sözleşme ile satın aldığı taşınmaz bedelini davalı ...'...

          Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak 6292 sayılı yasanın 7.maddesi uyarınca bedelsiz iade, tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tazminat talebine ilişkindir....

          Gerekçe ve Sonuç Dairenin 30.11.2022 tarihli ve 2022/9050 Esas, 2022/9796 Karar sayılı kararıyla, davacının dava dilekçesinde ‘taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline mümkün olmaması halinde mahkemenin tespit edeceği bedel üzerinden faizi ile birlikte ödenmesini’ talep ettiği, alacak miktarını göstermediği, sadece harca esas değeri gösterdiği, Mahkemece, davacıya talep miktarını açıklaması için süre ve imkan verilmediği, davacı tarafından da alacak miktarını gösteren bir açıklama/ıslah dilekçesi sunulmadığı; davanın tapu iptali tescil, olmadığı takdirde alacak talebi ile terditli (kademeli) şekilde açıldığına göre öncelikli tapu iptali ve tescil isteği yönünden reddine karar verilmesi halinde terditli (kademeli) alacak talebinin incelenmesi ve bu hususta bir karar verilmesi gerekeceği, dava dilekçesinde alacak miktarının ne olduğu hususunda herhangi bir açıklama yapılmadığı, dava açılırken gösterilen değerlerin ise alacak talebine ilişkin olmayıp tapu iptali ve tescil...

            Maddesine atıf yapılarak çevre gideri, altyapı bedeli ve genel yönetim giderinin talep edilmesi gerektiği kanaati bildirilmişse de Yargıtay 23.HD 2016/6372 esas, 2016/391 karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; peşin bedelli ortaktan aidat talep edilemeyeceği, aidat borcu dışında çevre düzenlemesi, tapu gideri, genel giderler ve alt yapı gideri borcu olan ortaklara tapu vermekten kaçınılamayacağı, böyle bir durumda peşin ödemeli ortağa tapusu verildikten sonra bu alacakların tahsili yoluna gidilmesi gerektiği anlaşılmıştır. (Kooperatifler Hukuku, Coşkun Mahmut, Seçkin Yayınları, 1.Bası, syf 140-141) Açıklanan gerekçeler, yargı içtihatları ve doktrin görüşleri doğrultusunda davacının terditli olarak açtığı davasında ilk talebi olan tapu iptal ve tescil yönünden davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

              Davacının terditli taleplerinden ilki olan tapu iptal tescil talebi nedeni ile mahkememizce taşınmazın dava tarihindeki değerinin tespiti için keşif yapılmış ve bilirkişi raporu alınmıştır. *** tarihli duruşmada davacı tarafa, dava konusu edilen ve tapu iptali ve tescili istenen 13 adet taşınmazın bilirkişi raporuyla tespit edilen ve dava tarihi itibariyle değeri yani dava değeri olarak 5.244.008,17-TL olarak bilirkişilerce belirlendiğinden davacı vekiline iş bu dava değeri üzerinden daha önce beyan edilmiş ve harcı yatırılmış dava değeri miktarı olan 100.000,00-TL'nın mahsubu ile bakiye 5.144.008,17-TL üzerinden yatırılması gereken yasal nispi harcını tamamlaması için 3 haftalık kesin süre verilmiş, kesin süreye uyulmadığı taktirde terditli olarak açtığı işbu tapu iptali ve tescile ilişkin talep ve davasından vazgeçmiş sayılarak iş bu davadaki netice ve talebinin terditli diğer ikinci sıradaki talebi olan ve 100.000,00-TL dava değeri üzerinden açılmış harcı da yatmış olan maddi tazminat...

                Mahkemece verilen kararı,davacı vekili ve davalı T4 vekili ve diğer davalı istinaf etmiştir. 1- Davacı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; davanın tamamının kabulüne karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, davanın tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde de fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla denkleştrici adalet prensipleri gereği taşınmazın rayiç değerinin, bu mümkün olmadığı takdirde alıcıya ödenen paranın dava tarihine göre uyarlanmasıyla saptanacak değerinin ve iyileştirme masrafları da eklenerek şimdilik 100.000 TL.sinin 17.09.22012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle müvekkiline ödenmesi talebini içeren terditli açılmış bir dava olduğu, müvekkilinin 21.06.2019 tarihli duruşmada tapu iptal ve tescil davasından vazgeçmiş, davasının alacak kısmının devamını talep etmiş olduğu, mahkemece davanın tamamının kabulüne karar verilmesi gerekirken...

                Şti'deki 70 adet hisse devri karşılığında davalı şirket ortağı T4 ile imzalanan harici devir protokolünde vaad olunan taşınmazların protokolde belirtilen tarihte ve bugüne kadar davacı adına devredilmediği gibi diğer davalılar adına devir ve tescil edildiğini ileri sürerek Ankara KahramanKazan adresinde bulunan taşınmazdaki protokolde belirlenen 3 adet bağımsız bölümün, davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuda devir ve tesciline, olmadığı takdirde dava tarihindeki değerlerinin tespiti ile davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davacı HMK'nın 111. Maddesine göre terditli olarak açmış olduğu bu davada öncelikle protokolde belirlenen taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile kendi adına tapuda devir ve tescilini olmadığı takdirde dava tarihindeki rayiç değerlerinin belirlenerek davalılardan tahsilini istemiş olup davacının asli talebi taşınmazın aynına ilişkin dava niteliğinde olan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....

                UYAP Entegrasyonu