"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın menkul mallara yönelik tenkis talebinin reddine, taşınmazlar bakımından tenkis talebinin kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, tenkis isteğine ilişkindir....
O zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca süratle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, karar tarihindeki rayice göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak nakdin ödetilmesine karar verilmelidir. Somut olayda, mirasbırakanın 16.10.2012 yılında öldüğü, asıl ve birleştirilen davaların 04.01.2013 tarihinde açıldığı dikkate alındığında davacıların tenkis taleplerinin süresinde olduğu, TMK’nin 565. maddesinin 4. fıkrası uyarınca da temlikin mirasbırakanın saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yaptığı açık olan tasarruflardan olması halinde ise tenkis hükümlerinin uygulama alanı bulacağı açıktır....
Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (Sabit Tenkis Oranı) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağı (TMK m.564) araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir. Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih hakkı gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmadan davalının tercihini kullanması söz konusu olamaz. Daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmaz....
O zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca sür'atle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, karar tarihindeki rayice göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmelidir....
Saklı payı ihlal edilen mirasçı, tenkis davası açmaya yetkilidir. Bahse konu mirasçı bu hakkını dava yolu ile talep edebileceği gibi bunu bir def'i olarak da ileri sürebilir. Bu sonuncu halde, saklı paylı mirasçı, dava olunan durumundadır. Tenkis davası yenilik doğuran bir davadır. Mahkemenin tenkis kararı ile saklı payını tamamlayabilmesi için, bazı malların veya belirli miktarda paranın saklı paylı mirasçıya verilmesi hüküm altına alınır. Tenkis davası bir eda davası olmadığından, saklı paylı mirasçının, mahkemenin tenkis kararına dayanarak, saklı payına ilişkin bulunan kısmın kendisine verilmesini ayrıca talep ve dava etmesi gerekir. ( Zahit İmre, Hasan Erman, Miras Hukuku, Der Yayınları, İstanbul: 2021 , s. 261) Saklı payı zedeleyen vasiyetnameler kayıtsız koşulsuz tenkise tabidir. (TMK md.466) Tenkis davası, ölüme bağlı tasarrufların iptali davasıyla birlikte terditli olarak da açılabilir....
Mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden tenkis hesabı yapılmış ve 142.532,10 TL tenkis alacağının davacılar ..., ..., ... ve ...’e, 47.750,17 TL tenkis alacağının ise asli müdahil ... mirasçıları ..., ..., ...’e ödenmesine karar verilmek suretiyle, davalı aleyhine toplamda 190.282,27 TL tenkis alacağına hükmedilmiştir. Ne var ki, mahkemece bozma ilamına uyularak verilen hüküm ile davalı ... lehine usuli kazanılmış hak doğduğundan, davalı aleyhine 138.024,44 TL’den fazlasına hükmedilemeyeceği düşünülmeden, usuli kazanılmış hakka aykırı olacak şekilde yazılı şekilde karar verilmesi de doğru görülmemiş, hükmün açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir....
Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (sabit tenkis oranı) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olmayacağı (TMK.md.564) araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir. Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih hakkı gündeme gelecektir....
Ayrıca sabit tenkis oranı hesaplanırken de bu rakam esas alınır. 6. Uygulamada mirasbırakanın ölüm gününe göre bulunan tenkis oranına, sabit tenkis oranı denilmektedir. Özellikle tenkis konusu kazandırma bölünemeyecek bir mal ise, tenkisin aynen yapılması mümkün değildir. Bu durumlarda tenkis, kazandırmanın parasal değerine göre hesaplanır. Burada mirasbırakanın ölüm gününe göre tenkis edilecek miktarın, taşınmazın o günkü değerine oranı esas alınarak, bu oranın aynısının karar tarihine en yakın andaki taşınmazın değerine uygulanması suretiyle ödenecek miktar tespit edilir. 7....
Ayrıca sabit tenkis oranı hesaplanırken de bu rakam esas alınır. 10. Uygulamada mirasbırakanın ölüm gününe göre bulunan tenkis oranına, sabit tenkis oranı denilmektedir. Özellikle tenkis konusu kazandırma bölünemeyecek bir mal ise, tenkisin aynen yapılması mümkün değildir. Bu durumlarda tenkis, kazandırmanın parasal değerine göre hesaplanır. Burada mirasbırakanın ölüm gününe göre tenkis edilecek miktarın, taşınmazın o günkü değerine oranı esas alınarak, bu oranın aynısının karar tarihine en yakın andaki taşınmazın değerine uygulanması suretiyle ödenecek miktar tespit edilir. 11....
O halde, vasiyetnamenin iptaline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. 2-Tenkis talebi yönünden, Davacılar, dava dilekçesinde; açıkladıkları sebeple, vasiyetnamenin iptaline karar verilmesini, mümkün olmadığında mahfuz hisseleri oranında tenkis talep etmişlerdir. Mahkemece, vasiyetnamenin ipali talebi reddedildiğinden bahisle tenkis talebine ilişkin dava tefrik edilmiştir. Oysa, terditli olarak açılan ve aynı dilekçe ile dava konusu edilen tenkis isteminin iş bu davada bakılıp sonuçlandırılması gerekir. Zira, tenkis davasının tefrik edilmesi ve ayrı bir esasa kaydı davayı uzatacığından; usul ekonomisine aykırılık oluşturur. Bu nedenle, mahkemece verilen tefrik kararı da usul ve yasaya aykırı olup, doğru değildir....