Bu durumda davacının iyiniyetli olduğunun kanıtlanamaması nedeniyle temliken tescil koşulları oluşmadığından davanın reddi gerekir. İyiniyet koşulunun gerçekleşmemiş olması nedeniyle artık diğer koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin aranmasına gerek bulunmamaktadır. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin diğer temyiz itirazının reddine, 2 numaralı bent uyarınca hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine 09.07.2013 gününde oybirliği ile karar verildi...
ın 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan malzeme sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur. Buna göre temliken tescil isteminin ilk koşulu olan iyiniyet iddiası kanıtlanamamıştır. Bu durumda mahkemece, temliken tescil talebinin reddi, elatmanın önlenmesi ve kal talebinin kabulü gerekirken, yazılı gerekçeyle temliken tescil talebinin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir....
Madde uyarınca temliken tescil talebinin 3402 sayılı kadastro kanununun 12/3 maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığından süre yönünden REDDİNE," karar verilmiştir....
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; 1-Dava konusu taşınmazın tapuda tarafların müşterek murisi ve babaları ... adına kayıtlı olduğu, davacının bu durumu bilerek taşınmazda bina inşa ettiği anlaşıldığından temliken tescil davalarında aranan sübjektif koşul olan iyiniyet koşulu gerçekleşmemiştir. Bu nedenle diğer koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği aranmaksızın temliken tescil davasının reddi gerekir. Mahkemece temliken tescil talebinin reddine karar verilmesi doğru olduğundan bu yöne ilişkin davacının temyiz istemi yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Davacı temliken tescil olmadığı takdirde taşınmaz üzerine inşa edilen binanın kendisine ait olduğunun tespitine karar verilmesini de talep etmiştir....
Savunma yoluyla temliken tescil isteyen 14 sayılı parselin maliki davacı ..., elatmanın önlenmesi ve kal isteyen davacı ...'nın babası ile anlaşarak onun muvafakati ile komşu 15 parsele taşkın inşaat yaptığını, iyiniyetli olduğunu belirterek bu davayı açmış ise de bu konuda tanık beyanları dışında herhangibir delil sunamamıştır. Çaplı taşınmazlarda kural olarak iyiniyet iddiası dinlenemez. Dosya kapsamına, toplanan delillere göre de temliken tescil isteyen davacı iyiniyetli olduğunu kanıtlayamadığından temliken tescil talebinin reddine, elatmanın önlenmesi ve kal talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir. Mahkemece belirtilen husus gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ-YIKIM Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 13562 parsel sayılı taşınmaza komşu 13561 parsel maliki davalının taşkın bina inşa etmek suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteminde bulunmuştur. Davalı, iyi niyetli olduğu belirterek savunma yoluyla temliken tescil istemiştir. Mahkemece, elatma olgusunun sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....
Somut uyuşmazlıkta, temliken tescil talebinde bulunan davacı, dosya içerisindeki tapu kaydına göre taşınmazda 3/28 oranında paydaş olarak göründüğünden davacının yukarıdaki ilkeler uyarınca Türk Medeni Kanununun 724.maddesi uyarınca temliken tescil isteme olanağı bulunmamaktadır. Bu nedenle, mahkemece yanılgılı takdir ile davanın kabulü doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle bir kısım davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 10.03.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27.08.2001 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil mümkün olmadığı takdirde bina bedelinin tahsili istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan duruşma sonunda; tapu iptali tescil isteğinin reddine, tazminat isteğinin kısman kabulüne dair verilen 03.07.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yerel mahkemece, Dairemiz bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak verilmiş olan karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, 28.05.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Hükmün, birleşen birinci davanın davacısı-temliken tescil ve tazminat davalarının davalısı ... tarafından temyizi üzerine Dairemizin 16.11.2009 tarihli ve 2009/12484-12939 E.K. sayılı ilamı ile özetle “...Eldeki uyuşmazlıkta 1931 parsel üzerindeki bina, ahır ve depolar taşınmaz malikinin harici satımı sonucu yapıldığından kural olarak malzeme maliki davalı- davacının iyiniyetli olduğunun kabulü gerekir. Malzeme maliki ve arazi sahibi iyiniyetli ise malzeme sahibine muhik bir tazminat ödenmelidir. Muhik tazminatın tespit ve takdiri ise hakime ait bir görevdir. Olayın özelliğine göre malzemenin dava tarihindeki değeri gözetilerek takdir edilir....Somut uyuşmazlıkta bilirkişi 14.05.2009 tarihli raporunda 1931 sayılı parsel üzerindeki ev, bina ve deponun dava tarihindeki rayiç değerini bulmuş, mahkemece de bu değer hüküm altına alınmıştır. Oysa, yukarıda sözü edildiği üzere iyiniyetli malzeme malikinin tazminat olarak isteyebileceği değer malzemenin dava tarihindeki değeridir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki taşkın bina nedeniyle temliken tescil, değilse irtifak hakkı tesisi, birleşen davada müdahalenin önlenmesi, kal ve ecrimisil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 17.5.2007 gün ve 2007/4637-5820 sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Yerel Mahkeme kararı, Dairemizce yasal ve hukuki dayanakları gösterilmek suretiyle bozulmuş olup, karar düzeltme istemi HUMK.nun 440. maddesindeki nedenlerden hiçbirisine dayanmamaktadır. Bu nedenlerle yerinde olmayan istemin reddi gerekmiştir....