HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/2700 KARAR NO : 2023/154 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : SEFERİHİSAR ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 26/05/2022 NUMARASI : 2021/329 ESAS - 2022/266 KARAR DAVA KONUSU : Velayetin Değiştirilmesi KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda, ilk derece mahkemesince verilen yukarıda tarih ve numarası gösterilen karara karşı istinaf başvurusu üzerine dosya duruşma yapılmasına gerek görülmeksizin ele alındı,incelendi; GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI İLE YARGILAMA SÜRECİ ; Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle"...anlaşmalı boşanma sonucu müşterek çocuk Ata Murat'ın velayetinin davalıya verildiğini,ancak anlaşmalı boşanma sırasında aynı evde yaşamaya devam etme yönünde de anlaştıklarını,velayet düzenlemesinin psikolog-pedagog veya sosyal çalışmacı tarafından yapılmadığını,bir süre sonra da ortak yaşamın sona erdiğini,küçük olan çocuğun...
Karar kesinleşmedikçe de babanın velayet sorumluluğu başlamaz. Böyle bir durumda da velayet kendisinden alınan annenin, babaya verilen çocuk için kararın kesinleşmesinden itibaren koşulları var ise iştirak nafakası ile sorumlu tutulması gerekir. Ayrıntıları Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 19.03.2012 tarih ve 2011/13495- 2012/6273, 14.12.2017 tarih ve 2016/8491- 2017/14586 sayılı ilamlarında da açıklandığı üzere; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli olan giderler öncelikle velayet hakkına sahip olan ebeveyne aittir. Bu, velayet sorumluluğunun bir gereğidir. Diğer taraf, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır (TMK. md. 182/2). Bu yükümlülük, velayet kendisinden alınmış veya kaldırılmış olsa bile kural olarak çocuk ergin oluncaya kadar devam eder ( TMK.md.328/1 ve 350). Ne var ki, velayet kendisinden alınan tarafın bu yükümlülüğü mutlak olmayıp, ödeme gücü varsa söz konusu olur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi : (Elmadağ Asliye Ceza Mahkemesi) SUÇ : Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması HÜKÜM : Mahkumiyet İlk derece mahkemesince verilen hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanık aleyhine müşteki tarafından Elmadağ Asliye Hukuk Mahkemesinde açılıp 2011/165 Esas sayılı boşanma davasında 21.07.2011 tarihli duruşmada çocuğun velayetinin tedbiren anneye verildiği, söz konusu duruşmada sanığın bulunmadığı, sanığın savunmasında velayetin müşteki anneye verildiğinden haberdar olmadığını beyan ettiği anlaşıldığından, mahkemece velayetin tedbiren müşteki anneye verildiğine dair ara kararın sanığa tebliğ edilip edilmediğini, edildiyse tebligata dair belgenin aslı yada onaylı sureti temin edildikten sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun...
GEREKÇE : Dava evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davasıdır. Daire tarafından usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. Dairemiz kararında davalı kadın lehine hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakasının miktarı dışında kalan kısım kesinleşmiştir. Buna göre; ilk derece mahkemesince verilen karar dairemiz kararı ile düzeltilerek yeniden hüküm verilmiş olup tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı kadın yararına boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren aylık 500,00- TL yoksulluk nafakası ile 10.10.2012 doğumlu müşterek çocuk Ahmet Nuri'nin ihtiyaçları ,Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak velayet kararının kesinleştiği tarihten itibaren aylık 500,00- TL iştirak nafakasının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı erkek istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararını kusur tespiti, boşanma, aleyhine maddi hükmedilen maddi ve manevi tazminat, nafaka ve velayet yönünden istinaf ettiği görülmüştür....
Ortak velayet için tarafların anlaşması gerekmektedir. Dosyada tarafların ortak velayet konusunda anlaştıklarına dair bir emare, bir delil yoktur. Bu nedenle mahkemenin ortak velayet düzenlemesi yapmamasında Yargıtayın mevcut uygulaması ve yasal düzenlemeye bir aykırılık yoktur Velayet hakkı sahibinin, velayet hakkını kötüye kullanımının varlığı halinde velayetin her zaman davaya konu edilebileceği, velayet değiştirme davası açılabileceği de gözettildiğinde, davalı karşı davacının tüm istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmekle, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Öte yandan, TMK'nın 335 ila 351. maddeleri arasında düzenlenen “velayet”e ilişkin hükümler kural olarak, kamu düzenine ilişkindir ve velayete ilişkin davalarda resen (kendiliğinden) araştırma ilkesi uygulandığından hâkim, tarafların isteği ile bağlı değildir. Velayetin değiştirilmesine yönelik istem incelenirken ebeveynlerin istek ve tercihlerinden ziyade çocuğun üstün yararı göz önünde tutulur. Hukuk Genel Kurulunun 14.06.2017 gün ve 2017/2- 1887 E., 2017/1196 K. sayılı kararında da velayet düzenlenmesinin kamu düzenine ilişkin olduğu, usuli kazanılmış hak ilkesinin istisnasını oluşturduğu benimsenerek aynı ilkeye vurgu yapılmıştır. Velayet düzenlemesi yapılırken göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "üstün yararı"dır (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m.3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesi m. 1; TMK m. 339/1. 34.3/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu m. 4/b)....
Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK. md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK.m.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır (TMK.m.169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere müşterek çocuklar yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi, dosya kapsamında bulunan SİR. göz önüne alınarak çocukların velayetlerinin tedbiren babalarına bırakılmasına ve anneleri ile tedbiren kişisel ilişki kurulmasına karar vermek gerekmiştir....
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı, velayet davasının reddi ile vekalet ücreti yönlerinden istinaf yasa yoluna başvurmuştur....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Davacının boşanma talebinin kabulü ile; tarafların boşanmalarına, davacının velayet talebinin kabulü ile: tarafların müşterek çocuklarının velayet haklarının şimdilik tedbiren ve karar kesinleştikten sonra da kesin olmak üzere anneye verilmesine, müşterek çocuklar ile baba arasındaki kişisel ilişki tesisine, Kayseri 3. Aile Mahkemesince verilen tedbir nafakasının mahkememiz kararı kesinleşinceye dek devamına, davacının yoksulluk ve iştirak nafakası talebinin kabulü ile kararın kesinleşmesinden itibaren de kendisi için: Aylık 425,00- TL yoksulluk; müşterek çocuklar için ayrı ayrı aylık 325,00'er-TL iştirak nafakalarının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının maddi ve manevi tazminat talepleri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği görülmüştür....