Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Açıklanan nedenlerle davacı kadının maddi ve manevi tazminat miktarına yönelik istinaf isteminin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin maddi ve manevi tazminat miktarına ilişkin hükmünün kaldırılmasına, 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b-2 maddesi uyarınca yeniden esas hakkında verilen karar uyarınca; davacı kadın yararına TMK 174/1- 2 maddesi uyarınca boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 30.000 TL maddi, 25.000 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesi gerekmiştir. Mahkemece, davacı kadın için aylık 300 TL yoksulluk nafakası, 13/10/2009 doğumlu olduğu anlaşılan ve velayeti anneye verilen müşterek çocuk Burak için aylık 250 TL iştirak nafakası takdir edilmiştir. Değişen ekonomik şartlar, tarafların mevcut sosyal ve ekonomik durumları, müşterek çocuğun yaşı itibariyle ihtiyaçları, nafakaların niteliği dikkate alındığında takdir edilen yoksulluk ve iştirak nafakası azdır....

, müvekkili lehine aylık 1000 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 25.000 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

Bu husus nazara alınmadan, yoksulluk nafakası yönünden kesin hüküm oluşturacak şekilde ret hükmü kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. Ancak ilk incelemede bu hususun gözden kaçtığı ve hükmün tamamının onandığı anlaşılmakla, davalı kadının yoksulluk nafakası ile ilgili onama kararına ilişkin karar düzeltme isteğinin kabulüne, Dairemizin 26.11.2015 tarih 2015/8000 esas 2015/22383 karar sayılı onama ilamının yoksulluk nafakası yönünden kaldırılmasına, yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan sebeple yoksulluk nafakası yönünden bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....

    Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 07.10.1998 tarih ve 2-656, 688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma,sağlık, ulaşım,kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki; Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında “asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması” yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmemiştir (HGK.07.10.1998 ..., 1998/2-656-688;26.12.2001 ..., 2001/2-1158-1185 sayılı ve 01.05.2002 ..., 2002/2-397-339 sayılı kararları). Somut olayda, boşanma kararıyla davalıya; promosyon elamanı olarak çalışmış olması, bu işlerin geçici nitelikte oluşu, bu şekilde gelirinin düzenli bulunmaması nedeniyle; aylık 300 TL yoksulluk nafakası bağlandığı anlaşılmaktadır....

      Öte yandan, lehine TMK'nın 175. maddesi koşulları oluşan, herhangi bir geliri ve malvarlığı bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda kusurlu olmayan davalı-davacı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası miktarı azdır. Tarafların sosyal ekonomik durumları, paranın alım gücü, evlilik süresinin uzunluğu ve hükme bağlanan nafakanın niteliği gözetilerek daha yüksek miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekir. Açıklanan sebeple, davalı-davacı kadının lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarlarına yönelen istinaf isteminin kabulüne karar verilmiş, ilk derece mahkemesi kararının hüküm kısmının "3, 4 ve 5 no'lu" maddelerinin kaldırılmasına, HMK'nın 353/1- b-2 maddesi gereğince yeniden verilen karar uyarınca, davalı-davacı kadın lehine aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle birlikte 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir....

      CEVAP Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesine, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, 50.000,00 TL maddî ve 180.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. III. MAHKEME KARARI Mahkemenin 30.12.2014 tarihli kararı ile boşanmayı gerektiren olaylarda eşlerin eşit kusurlu olduğundan bahisle ve kadının her hangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği belirtilerek her iki davanın da kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, erkeğin manevî tazminat talebi ile kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir IV....

        HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı davalı kadının, maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası miktarlarına yönelik istinaf talebi dışında kalan diğer yönlere ilişkin istinaf talebinin ESASTAN REDDİNE, 2- Davacı davalı kadının, maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası miktarlarına yönelik istinaf talebi 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b-2 maddesi uyarınca Kısmen KABULÜNE, istinaf istemi kabul edilen yönlerden yeniden esas hakkında karar verileceğinden ilk derece mahkemesinin kararının 5 ve 6 nolu hüküm fıkrasının yoksulluk nafakasına ve maddi- manevi tazminata ilişkin bölümünün KALDIRILMASINA HMK'nun 353.maddesinin 1.fıkra (b) bendinin 2.maddesi uyarınca düzelterek bu konularda yeniden esas hakkında hüküm tesisine Buna göre; a-)Davacı davalı kadın için TMK 175 maddesi uyarınca boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren geçerli olmak üzere aylık 750 TL yoksulluk nafakası takdiri ile davalı davacı erkekten alınarak davacı davalı kadına VERİLMESİNE, fazlaya...

        işten ayrılmak zorunda bırakıldığı, böyle olunca sürekli ve düzenli gelir getirici bir işi ve mal varlığının bulunmadığı gerekçesi ile yararına 350,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine, sair istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir....

          olması nedeni ceza davası açıldığını bildirerek, boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin kendisine verilmesine, çocuk için aylık 500 TL tedbir-iştirak nafakası ile kendisi için ayık 500 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 5.000 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....

          Her ne kadar mahkeme kararında tarafların ekonomik ve sosyal durumları gereği kadının yoksulluğa düşmeyeceği gerekçesiyle hüküm verilmişse de; kadının temyiz dilekçesindeki beyanında İş-kur vasıtası ile işe girdiğini ve çalışma süresi dolduğu için işten çıkartıldığını, hali hazırda işsiz olduğunu beyan ettiği anlaşılmakla, kadının gelirinin bulunup bulunmadığı ve varsa düzenli ve yeterli olup olmadığı hususunun araştırılarak yoksulluk nafakası (TMK m.175) istemi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile karar verilmiş olması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir....

            UYAP Entegrasyonu