Beldesinde çalıştığını, bu nedenlerle davacının davalıya ödemekle yükümlü olduğu aylık 250,00 TL yoksulluk nafakasının iptaline, bunun söz konusu olmadığı durumda nafakanın aylık 100,00 TL'ye indirilmesini, yine müşterek çocuk Kurtuluş için hükmedilen 175,00 TL iştirak nafakasının aylık 100,00 TL'ye indirilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının kazancında düşüş olmadığını, davalının çalışmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece davalı için hükmedilen aylık 250,00 TL yoksulluk nafakasının aylık 200,00 TL'ye indirilmesine, müşterek çocuk için hükmedilen aylık 175,00 TL iştirak nafakasının aylık 100,00 TL'ye indirilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, iştirak nafakasının indirilmesi ve yoksulluk nafakasının kaldırılması talebine ilişkindir....
DAVA TÜRÜ : Boşanma - Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından; kendi davasının reddi yönünden, davalı-davacı kadın tarafından ise; tedbir nafakasının miktarı ve nafaka ödeme süresinin sınırlandırılması yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-davacı kadının tedbir nafakasının miktarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Hukuk Genel Kurulu'nun 30.03.2005 gün ve 196-239 sayılı kararında nafaka davalarında temyiz edilebilirlik sınırının belirlenmesinde, bağlanan yıllık nafaka miktarının gözetileceği hüküm altına alınmıştır....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davacının davasının kabulü ile tarafların TMK'nın 166/1. maddesi uyarınca boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin davalı babaya verilerek davacı anne ile aralarında şahsi ilişki tesisine, davacı lehine 200,00 TL tedbir nafakası bağlanarak davanın kesinleşmesiyle 250,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, müşterek çocuk Zümray Sena lehine 150,00 TL tedbir nafakasının çocuğun eylemli olarak babanın yanında kalmaya başlayacağı tarihe kadar devamı ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı lehine 10.000,00 TL maddi tazminata, davacının manevi tazminat talebinin reddine, davalı yanında bulunan müşterek çocuklar lehine 30/10/2019 tarihinden itibaren 100,00 TL tedbir/iştirak nafakasının davacı anneden tahsiline karar verilmiştir....
GEREKÇE : Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması ve müşterek çocuk Gizem için ödenen iştirak nafakasının iadesi ya da mahsubu talebine ilişkindir. Davalı kadın istinafında, yoksulluk nafakasının kaldırılması koşullarının oluşmadığını, iştirak nafakasının kaldırılmasına yönelik bir dava yokken ayrıca icra dosyası getirtilmeden hiçbir hesaplama yapmadan gerekçesiz şekilde mahsup kararı verilmesinin de hatalı olduğunu bildirmiştir. 1- 492 sayılı Harçlar Kanununun 32. maddesinin birinci cümlesinde "Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak, ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır." hükmüne yer verilmiştir....
Borçlu İcra Mahkemesine yaptığı başvurusunda, ilamın kesinleşmediğini, kesinleşmemiş tedbir nafakasının ilamsız icra yoluyla istenebileceğini, dayanak belgelerin icra takibine eklenmediğini belirterek takibin iptalini istemiştir. Mahkemece ilamın kesinleşmediği, tedbir nafakasının karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakasına dönüşeceği, yoksulluk nafakasının, manevi tazminat, yargılama gideri ve vekalet ücretinin boşanmanın ferisi olup kesinleşmeden takibe konulamayacağı gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmesi üzerine hüküm alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6100 sayılı Kanuna eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanması gereken HUMK 443/4 (HMK 367) maddesi gereğince aile ve şahsın hukuku ile ilgili hükümler kesinleşmedikçe takibe konu edilemezler. Ayrıca boşanma kararının eklentisi olan yoksulluk nafakası, tazminat, vekalet ücreti ve yargılama giderine yönelik hükümleri de aynı kurala tabidirler....
başka gelirleri de bulunduğunu ileri sürerek davacı için aylık 750,00 TL tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren davalıdan alınarak davacıya tedbir nafakası olarak verilmesini, talep ve dava etmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle"...nafakanın çocuk tarafından kullanılamaması,müvekkilinin zaten sıklıkla çocukla görüşmesi ve haliyle ekonomik destek sunması gibi sebeplerle tedbir nafakası kararının kaldırılması ya da müvekkili lehine yeniden düzenlenmesi gerektiğini"istinaf sebebi yapmıştır. GEREKÇE : Dava çocuk için tedbir nafakasının artırımı talebinden ibarettir. HMK'nun 355. maddesi gereğince; istinaf dilekçesinde sayılan sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Davacının yardım nafakasının kaldırılması ya da indirilmesine yönelik talep ve davasının reddine karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili 02/11/2020 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalının şu an 31 yaşında olduğunu ve annesi ile birlikte yaşadığını, çalışmasına hiç bir engelin bulunmadığını, çocuğun mesleki eğitimini tamamlamış olmasının nafakanın kaldırılması için yeterli bir sebep olduğunu belirterek, yerel mahkemece verilen kararın kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, yardım nafakasının kaldırılması davasıdır. HMK'nın 355. maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Davacının yardım nafakasının kaldırılması ya da indirilmesine yönelik talep ve davasının reddine karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili 02/11/2020 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalının şu an 31 yaşında olduğunu ve annesi ile birlikte yaşadığını, çalışmasına hiç bir engelin bulunmadığını, çocuğun mesleki eğitimini tamamlamış olmasının nafakanın kaldırılması için yeterli bir sebep olduğunu belirterek, yerel mahkemece verilen kararın kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, yardım nafakasının kaldırılması davasıdır. HMK'nın 355. maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir....
Yukarıda açıklanan gerekçeyle, davalının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b-1. maddesi uyarınca kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK'nın 353/1- b-2 maddesi uyarınca yeniden esas hakkında karar verilerek davacının ispatlanamayan davasının reddine, ilk derece mahkemesi kararı ile tekerrür oluşturmaması kaydı ile dava tarihinden itibaren hükmedilen aylık 250,00 TL tedbir nafakasının ilk derece mahkemesi karar tarihinden itibaren aylık 250,00 TL artırılarak, fiilen anne yanında kalan müşterek çocuk Miraç lehine toplamda aylık 500,00 TL tedbir nafakası ile dava tarihinden itibaren hükmedilen aylık 250,00 TL tedbir nafakasının ilk derece mahkemesi karar tarihinden itibaren aylık 250,00 TL artırılarak davacı kadın lehine toplamda aylık 500,00 TL tedbir nafakası, müşterek çocuk Batuhan’ın 12.02.2021 tarihinde reşit olması nedeni ile aylık 250,00 TL tedbir nafakasının reşit olduğu tarihe kadar devamı ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiş...