Taraflar arasındaki asıl davada yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması, karşı davada ise yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı asıl davada; taraflar arasında görülen . Mahkemesinin (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) 2007/108 esas 2009/59 karar sayılı artırım ilamı ile davacı kadın lehine hükmedilen 250,00 TL yoksulluk nafakasının ve müşterek çocuk. için hükmedilen 150,00 TL iştirak nafakasının yetersiz kaldığını, işsiz olduğunu, çocuğun okul masrafları ve ihtiyaçlarının arttığını belirterek yoksulluk nafakasının aylık 900,00 TL'ye, iştirak nafakasının aylık 600,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Tüm dosya kapsamı ve istinaf başvurusu birlikte değerlendirildiğinde; yerel mahkemece yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesinde, davacı lehine daha önce aylık 700 TL olarak hükmedilen tedbir nafakasının, artırılması talebinin kısmen kabulü ile 150 TL artırılarak aylık 850 TL’ye yükseltilmesine karar verildiği anlaşılmıştır. Dosya kapsamına göre; yerel mahkemece TMK'nun 195- 197.maddeleri gereğince, davacı kadın lehine önceki nafakanın artışına hükmedilmesinde her hangi bir yanlışlık tespit edilmemiştir. Ancak, tarafların tespit olunan ekonomik ve sosyal durumları, tedbir nafakasına hükmedilen 02/12/2014 tarihi ile eldeki dava tarihi olan 21/01/2019 tarihine kadar geçen sürede paranın satın alma gücündeki azalma, TÜFE/ÜFE oranları, davalının ödeme gücü ile hakkaniyet ilkesi göz önününe alındığında, davacı kadın lehine takdir edilen tedbir nafakasındaki artış miktarının az olduğu anlaşılmıştır....
Ek kararla hükmün gerekçesi tamamlanamayacağı gibi yukarıda açıklandığı üzere dosyanın fiziken ve elektronik ortamda yapılan incelemesinde iki farklı gerekçeli karar olduğu, bu durumda ortada istinaf edilen yönlerden denetlenebilir bir mahkeme kararı bulunmadığı, bu haliyle dosyanın istinaf incelemesinin yapılması mümkün olmadığından tarafların istinaf sebeplerinin bu nedenle kabulü ile sair yönleri incelenmeksizin mahkeme kararının istinaf konusu edilen yönlerden kaldırılmasına, davalı karşı davacı kadının 28/01/2022 tarihli dilekçesinin içeriğinde iştirak ve yoksulluk nafakasının artırılması gerektiğinden bahsedip dilekçenin sonuç kısmında tedbir nafakasının artırılmasına yönelik talepte bulunulmasına, ancak, davacının anılan dilekçe içeriğinde ve istinaf dilekçesinde tedbir nafakasının miktarı yönünden itirazının olmamasına göre iştirak ve yoksulluk nafakasının artırılması talebinin bu aşamada incelenmesi mümkün görülmediğinden değerlendirilmeye alınmayarak aşağıdaki şekilde hüküm...
Somut olayda davacı- davalı kadın kendisi için aylık 2.500 TL bağımsız tedbir nafakasına hükmedilmesini talep etmiş, kadının bağımsız tedbir nafakası davası kısmen kabul edilerek kadın yararına aylık 500 TL bağımsız tedbir nafakasına hükmedilmiştir. Hüküm altına alınan bağımsız tedbir nafakasının bir yıllık miktarı göz önüne alındığında bölge adliye mahkemesince bağımsız tedbir nafakasına yönelik verilen karar kesindir. Bu nedenle davalı-davacı erkeğin bağımsız tedbir nafakası davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davalı-davacı erkeğin reddedilen boşanma davası yönünden temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı erkeğin temyiz itirazları yersizdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Asıl dava, iştirak ve yoksulluk nafakasının artırılması, karşı dava; velayetin değiştirilmesi ile iştirak ve yoksulluk nafakasının artırılması istemine ilişkin olup, hüküm, davalı-karşı davacı tarafça asıl ve karşı dava yönünden temyiz edilmiştir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 08.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece davalı-karşı davacının tedbir nafakasının artırılmasına ilişkin karşılık davası ile ilgili kurulan hükümde, boşanma davasının eki niteliğinde bulunan (boşanma davası ile ilgili hükmün alt başlığında yer alması gereken) ve karşılık dava ile bir ilgisi bulunmayan yoksulluk ve iştirak nafakası, tazminat ve velayet konularında hüküm kurulmuş, karşılık davanın asıl konusunu oluşturan tedbir nafakasının artırılması konusunda ise olumlu ve olumsuz bir hüküm kurulmamıştır. Hüküm bu yönüyle Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/2. maddesine uygun değildir. Bu sebeple de hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
Aile Mahkemesinin 2008/40 E. ve 2008/548 K. sayılı ilamıyla davacı lehine hükmolunan 300 TL yoksulluk nafakasının 750 TL'ye artırılmasını istemiştir. Davalı, yoksulluk nafakasına ilişkin kararın 18.11.2010 tarihinde kesinleştiğini, bu davanın ise kararın kesinleşmesinden hemen sonra 23.12.2010 tarihinde açıldığını, nafakanın artırımı gerektirir bir durumun söz konusu olmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, yoksulluk nafakasının 500 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.TMK'nun 176/4.maddesi “tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.” hükmünü amirdir.Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre, iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki (asıl davada) nafakanın kaldırılması, (karşı davada) iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın ve karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı (karşı davalı) vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması, karşı dava, iştirak nafakasının artırılması istemine ilişkin olup, davanın mahiyeti nedeniyle davacı-karşı davalının duruşma istemi reddedildi. Y A R G I T A Y K A R A R I Dava dosyasında bulunması gereken "taraflar arasındaki boşanma dava dosyasına" rastlanılamamıştır....
Somut olayda, tarafların 2011 yılında boşandıkları, boşanma kararı ile birlikte davacı lehine aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, yoksulluk nafakasının hüküm alındığı tarihten itibaren yaklaşık 4 yıl geçtiği, davacının ev hanımı olduğu, gelirinin bulunmadığı, ailesinin yardımı ile geçimini sağladığı; davalının ise asgari ücretle çalıştığı, ablasının yanında yaşadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine dair hüküm kurulması doğru görülmemiş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen iştirak nafakasının artırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir....