TMK 169.madde kapsamında boşanma davası açılmakla tarafların ayrı yaşama hakkı olduğu, ekonomik destek yükümlülüğünün devam ettiği, müşterek çocukların davacı anne yanında kaldığı dikkate alındığında kadın ve çocuklar lehine tedbir nafakası verilmesi usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olduğu gibi miktarı da tarafların dosyaya yansıyan ekonomik sosyal durumu ve hakkaniyete uygundur. Tarafların müşterek çocuğu Hamza karar tarihinden önce 10.02.2022 tarihinde reşit olmakla onun yönünden verilen tedbir nafakasının bu tarihte kaldırılması gerekirken Hamza yönünden tedbir nafakasının reşit olduğu tarihe kadar düzenlenmemesi doğru görülmemiştir....
Tedbir nafakasında eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir (TMK Md. 186/son). Davacı eşin ekonomik durumunun davalı (kocadan) daha iyi olması veya davacının çalışması davalı (kocayı) tedbir nafakası yükümlülüğünden kurtarmaz. Ortak giderlere (elektrik, su, telefon, kira, yakıt parası vs.) katılma yükümlülüğünü tamamen ortadan kaldırmaz. Bu durum sadece nafaka miktarının takdirinde etkili olabilir. Davacı kadının gelirinin bulunması ona tedbir nafakası bağlanmasını engelleyici bir hal değildir. Böylece "hakkaniyet" ilkesine uygun bir nafaka tespit edilebilir (TMK. Md. 4). Hakim, eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesini ayrı yaşamaları halinde de korunması gerektiğini gözetmelidir....
Eldeki davadan sonra açılan boşanma davası nedeniyle taraflar ayrı yaşamaya hak kazanmış ise de, eldeki davanın dava tarihi itibariyle boşanma davası bulunmadığından (dava tam ıslah edilerek tedbir nafakası istemine dönüştürüldüğünden) ayrı yaşamada haklı davacı eş yönünden 15/10/2018 tarihinden itibaren tedbir nafakasına hükmolunması gerekmekte olup, Konya 4. Aile Mahkemesinde açılan davada TMK 169 uncu maddesi kapsamında hâkim tarafından resen alınması gereken önlemler kapsamındaki tedbir nafakası ile mükerrerlik oluşturmaması gerekmektedir. Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince tedbir nafakasına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak müşterek çocuklar yönünden talep edilen nafakanın niteliği TMK 197 inci maddesi kapsamında tedbir nafakası iken iştirak nafakası olarak hükümde yazması ile Konya 4....
Eldeki davadan sonra açılan boşanma davası nedeniyle taraflar ayrı yaşamaya hak kazanmış ise de, eldeki davanın dava tarihi itibariyle boşanma davası bulunmadığından (dava tam ıslah edilerek tedbir nafakası istemine dönüştürüldüğünden) ayrı yaşamada haklı davacı eş yönünden 15/10/2018 tarihinden itibaren tedbir nafakasına hükmolunması gerekmekte olup, Konya 4. Aile Mahkemesinde açılan davada TMK 169 uncu maddesi kapsamında hâkim tarafından resen alınması gereken önlemler kapsamındaki tedbir nafakası ile mükerrerlik oluşturmaması gerekmektedir. Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince tedbir nafakasına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak müşterek çocuklar yönünden talep edilen nafakanın niteliği TMK 197 inci maddesi kapsamında tedbir nafakası iken iştirak nafakası olarak hükümde yazması ile Konya 4....
Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m.186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m. 169). Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir (TMK md.175). Davacı kadın vekili, dava dilekçesinde kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası talep etmiş, ancak mahkemece davacı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talepleri hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davacı kadının çalıştığı, geçimi için düzenli ve sürekli gelirinin bulunduğu, davalı erkekten daha fazla maaş aldığı ve nafakaya ihtiyacının bulunmadığı anlaşılmaktadır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; davanın kabulü ile tarafların TMK'nun166/1 ve 163 maddeleri uyarınca boşanmalarına, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine yer olmadığına, müşterek çocuk için aylık 400 TL tedbir - iştirak nafakası takdirine, takdir edilen iştirak nafakasının her yıl güncellenen ÜFE oranında artırılmasına, davacı lehine aylık 400 TL tedbir - yoksulluk nafakası, 50.000 TL maddi, 60.000 TL manevi tazminat takdirine, karşı davanın reddine karar verilmiştir....
Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m. 169). Nafaka alacaklısı eşin belirli bir gelirinin olması hatta gelirinin diğer eşin gelirinden fazla olması, diğer eşi nafaka yükümlülüğünden kurtarmaz. Davalı kadının gelirinin bulunması sadece hükmedilecek nafakanın miktarının tayininde gözönünde bulundurulur. Davalı kadın 23.01.2020 tarihli dilekçesinde lehine aylık 1.000 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini istemiştir. İştirak nafakası ve tedbir nafakaları mahkemece resen hükmedilebileceği gibi yargılama aşamasında her zaman istenebilir. Tedbir nafakasının sonradan istenmesi iddia ve savunmanın genişletilmesi niteliğinde değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma - Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki boşanma ve tedbir nafakası davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, birleşen nafaka davasında hükmedilmeyen vekalet ücreti yönünden; davalı erkek tarafından ise tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin tüm, davacı-davalı kadının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadının birleşen tedbir nafakası (TMK m. 197) davası hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir (HMK m. 26)....
Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK md.174/1) ve manevi (TMK md. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır. 2-Mahkemece “davalı-karşı davacı kadının terzi olarak çalıştığı ve gelirinin bulunduğu” gerekçesiyle yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiş, tedbir nafakası yönünden herhangi bir hüküm kurulmamış ise de; toplanan delillerden davalı-karşı davacı kadının ev içerisinde dikiş makinası ile dikiş yaparak geçimini sağlamaya çalıştığı ancak işinin ve gelirinin kendisini yoksulluktan kurtaracak şekilde, sürekli ve düzenli olmadığı anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı tarafından, her iki boşanma davası, fer'ileri ve birleşen davada müşterek çocuk yararına verilen tedbir nafakası miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı kadının kendisinin reddedilen boşanma davasına Ve müşterek çocuk yararına verilen tedbir nafakası miktarına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Toplanan delillerden ve dosya kapsamından, taraflar ...'da ...'te birlikte otururken davacı-karşı davalı kadının müşterek haneden ayrılarak ...'a taşındığı ve davalı-karşı davacı erkeğin eşini, ... ...'...