"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal rejiminin tasfiyesi ... ile ... aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi davasında ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ... 5. Aile Mahkemesi'nden verilen 27.02.2014 gün ve 138 sayılı hükmün ...'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... vekili, tarafların 2012 yılında evlendiklerini evlilik birliği içerisinde edinilen ve davalı üzerinde kayıtlı bulunan taşınmaz üzerinde mal rejimi tasfiyesinden kaynaklanan alacağı bulunduğunu ileri sürerek, mal varlığının 1/2 oranında paylaştırılmasına ve dava konusu 18727 parselin tapu kaydı üzerine tedbir konulmasına karar verilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil K A R A R Dava TMK.nun 194.md. gereğince aile konutu olduğu iddiası ile açılan iptal-tescil istemine ilşkin bulunduğuna, davada mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan istem bulunmadığına göre, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay ( 2.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 28.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. Eşler 21.08.1989 tarihinde evlenmişler,10.01.2011 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 10.09.2012 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır. Mal rejimi TMK'nin 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Temyize konu dava 22.09.2014 tarihinde açılmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nda mal rejiminin tasfiyesi davaları için herhangi bir zamanaşımı düzenlemesi getirilmemiştir. Bu durumda, aynı kanunun 5. maddesi yollamasıyla 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu uygulanmalıdır. Zira, TBK'nin 646.maddesine göre, Borçlar Kanunu, Medeni Kanunun tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir. TBK'nin 146. maddesine göre, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir. Dairemiz uygulamalarında da, mal rejiminin tasfiyesi davalarında on yıllık genel zamanaşımı süresi kabul edilmektedir....
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, eşya ve mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. Somut olaya gelince; eşler, 03.09.1984 tarihinde evlenmiş, 13.09.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 25.12.2013 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM m.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın m. 10, TMK m. 202/1). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. (TMK m. 179). Yukarda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede; 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklı Alacak, Maddi Ve Manevi Tazminat Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın kısmen kabulüne dair kararın davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 14.05.2019 tarihli ve 2017/15207 Esas, 2019/4996 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti....
K A R A R Davacı vekili, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan 67.287,06 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, 53.995,64 TL katılma alacağının davalıdan tahsiline, fazlaya dair istemin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Ne var ki, temyizden sonra davacılar vekili, 22.09.2018 tarihli dilekçe ile davayı geri aldıklarını beyan etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK’nin) 123. maddesi uyarınca davacı, hüküm kesinleşinceye kadar, ancak davalının açık rızası ile davasını geri alabilir....
Davalının mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacağa yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde; Somut olayda, ilk derece mahkemesince, tasfiyeye konu taşınmaz yönünden davacının yurtdışından yapılan ve genel hükümlere tabi olan protokole dayanmadığı, TMK düzenlenen mal rejimine ilişkin talebi olduğu gerekçesiyle 69.406,94TL değer artış payı alacağı, 34.689,05 TL katılma alacağının davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de karar hatalı olmuştur. Şöyle ki, tarafların boşanma kararından sonra yurtdışında noterde 30.11.2017 tarihinde ‘Boşanma Sonrası Mutabakatı/ Mal Ayrımı- Mal Paylaşımı- Uzlaşma’ başlıklı sözleşme yaptıkları, sözleşmenin varlığı ve içeriği yönünden ihtilaf olmadığı, sözleşmede tasfiyeye konu taşınmaza ilişkin düzenleme bulunduğu ve tasfiyeye konu taşınmaz yönünden mal rejiminin tasfiye edildiği, davacının işbu sözleşmenin ifasından kaynaklı değil mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak talebinin bulunduğu anlaşılmaktadır....
Davaya konu hukuki uyuşmazlığın öncelikle ticari dava niteliğinde olup olmadığı, boşanma protokolü hükümlerinin değerlendirilmesi söz konusu olmakla öncelikle Aile Mahkemesinin görev alanına girip girmeyeceği hususları değerlendirme konusu yapılmış olup; anlaşmalı boşanma protokolünün mal rejiminin tasfiyesinden çok tarafların rızası ile mal rejimi hükümlerinin tamamen dışında ve ötesinde hükümler içerebileceği bu hali ile taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi ve boyutu düşünüldüğünde, mal rejiminin tasfiyesinden çok davaya konu şirket hisselerinin devri konusunda yapılmış bilahare anlaşma protokolü kapsamında mahkeme tasdik edilmiş yazılı sözleşme hükmünde olduğu ve davalının buna dayalı olarak şirket hisselerinin devrini talep etmesinin TTK'nun Anonim Şirket paylarının devrine ilişkin hükümlerinin işletilmesi gerektiği göz önüne alınarak TTK'nun 4. ve 5.maddeleri uyarınca mutlak ticari dava olduğu takdir edilerek mahkememizin bu davaya bakmakla görevli olduğu sonucuna varılmıştır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Tarafların Tarsus 1.Aile Mahkemesi'nin 2017/245 Esas-2017/327 Karar sayılı dosyası ile anlaşmalı olarak boşandıkları ve kararın kesinleştiği, tarafların 28/04/2017 tarihli duruşma esnasındaki beyanlarında karşılıklı olarak birbirlerinden mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak taleplerinin bulunmadığını beyan ettikleri, dava dilekçeleri ekinde Mahkemeye sunulan Protokolün 5 nolu bendinde de , tarafların evlilik süresince edinilmiş herhangi bir menkul veya gayri menkul bulunmadığından mal paylaşım ve talep isteklerinin bulunmadığı hususunun yer aldığı, bu doğrultuda mahkeme gerekçeli kararının hüküm kısmının 5 nolu bendinde tarafların karşılıklı olarak birbirlerinden mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan herhangi bir eşya ve alacak masraf talepleri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği ve boşanma kararının kesinleştiği, anlaşmalı boşanma...
"İçtihat Metni"DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak MAHKEMESİ : Kocaeli 3. Aile Mahkemesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Kocaeli 3. Aile Mahkemesinin 18.05.2017 tarihli ve 2015/594 Esas, 2017/410 Karar sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiş, Mahkeme hükmüne karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6....