HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1677 KARAR NO : 2022/42 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ÇAY ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 30/01/2020 NUMARASI : 2019/201 ESAS-2020/61 KARAR DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının evli iken Danimarka Kamu Hizmetleri İdaresi tarafından verilen boşanma belgesi ile boşandıklarını, tarafların evliliğinin bu boşanma kararı ile sona erdiğini, fakat Danimarka'da boşanma belgeleri ile idarece boşanma kararı verildiğinden bu boşanma kararı bir mahkeme kararı olmadığından mahkemece tenfizi mümkün olmadığını, bu nedenle işbu boşanma davasını açtıklarını, tarafların sürekli geçimsizlik içerisinde...
Bölge adliye mahkemesi kararının gerekçesinde; her ne kadar boşanma hükmünün istinaf başvurusuna konu edilmeyerek kesinleşmesiyle birlikte ortak çocuklar ve kadın yararına hükmedilen tedbir nafakalarının konusuz kaldığı ve bu nedenle bu yöne ilişkin istinaf incelemesinin yapılamayacağı belirtilerek erkeğin tedbir nafakaları ve miktarlarına yönelik istinaf talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de; tedbir nafakasının hükmün boşanma yönünden kesinleştiği tarih itibariyle sona ermesi, geçmişe yönelik olarak tedbir nafakasının takdiri, başlangıç tarihleri, süreleri ve miktar tâyini açısından da kesinleştiği anlamına gelmemektedir....
2. bendi ile, "Boşanma kararı 19.06.2014 tarihinde kesinleştiği halde, dava tarihinden boşanma kararının kesinleştiği tarihe kadar tedbir nafakasına hükmedilmemesi de bozmayı gerektirmiştir" gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir....
Ancak, tedbir nafakası, boşanma davasının açılmasıyla birlikte hakim tarafından hükmedilen ve gerekli görüldüğü hallerde dava sonucu kesinleşinceye kadar devam edebilen, tarafların boşanma sürecinde yaşam seviyelerinin olumsuz yönde değişmemesi açısından verilen bir nafaka türüdür. Boşanma kesinleştikten sonra ise TMK 175. madde koşulları oluşmuşsa yoksulluk nafakasına hükmedilebilir. Boşanma kesinleştikten sonra tedbir nafakasına hükmedilmesi doğru değildir. Ancak anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HMK m. 370/2)....
Boşanma davası içerisinde TMK.nun 169.maddesi gereğince hükmolunan tedbir nafakası boşanma ile ilgili hükmün kesinleşmesi ile kendiliğinden ortadan kalkar. Takibe dayanak ilamda davacı boşanma davası açılması sebebi ile ayrı yaşama hakkına dayanmamış, boşanma davasından önce haklı sebeplerle ayrı yaşama hakkına dayanarak tedbir nafakası isteminde bulunmuştur. Kaldı ki, bu davadan sonra açılan terk nedeniyle boşanma davası da retle sonuçlanmıştır. O halde; TMK.nun 197.maddesine göre ayrı yaşamakta haklılık nedenine dayanan tedbir nafakasının süresiz olduğu gözetilerek şikayetin kabulü yerine reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Somut olayda davacı-davalı erkek tarafından açılan boşanma davası ile davalı-davacı kadın tarafından TMK’nın 197.maddesi kapsamında açılan tedbir nafakası davasının yapılan yargılaması sonucunda mahkemece erkeğin davasının reddine, kadının birleşen nafaka davasının kabulü ile kadın lehine 1.000,00 TL tedbir nafakasına hükmolunmuş, karar davacı-davalı erkek tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz üzerine Dairemizin 12.03.2015 tarih ve 2014/19385 Esas ve 2015/4451 Karar sayılı kararı ile kadının kusurlu olduğu belirlenerek erkeğin boşanma davasının kabulüne, kadının tedbir nafakası davasının ise kusurlu kadın eş ayrı yaşamakta haklılığını ispatlayamadığından reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur. Bozma sonrası mahkemece bozmaya uyularak verilen kararla erkeğin davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın lehine boşanma davasında hükmedilen tedbir nafakasının kaldırılmasına, kadının birleşen tedbir nafakası davasının ise reddine karar verilmiştir....
DAVA TÜRÜ : Boşanma-Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından; erkeğin davasının kabulü, tazminat talepleri ile birleşen tedbir nafakası davası hakkında hüküm kurulmaması ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davalı-davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece davalı-davacı kadın az, davacı-davalı erkek ağır kusurlu bulunarak erkeğin boşanma davasının kabulüne karar verilmiş ise de, davalı-davacı kadının talep ettiği boşanmanın fer’isi niteliğinde bulunan TMK 174/1-2. madde kapsamındaki tazminat talepleri hakkında olumlu-olumsuz bir karar verilmemesi bozmayı gerektirmiştir. 3-Boşanma davasında istenen iştirak ve yoksulluk nafakaları boşanma davasının eki niteliğinde...
nun iştirak nafakasının ve tazminatların miktarına, davalı-karşı davacı erkeğin ise karşı boşanma davasının reddi, kusur belirlemesi, müşterek çocuk ...'nin velâyeti, bu müşterek çocuğa ilişkin kişisel ilişki, tedbir ve iştirak nafakası ile tazminatlara faiz uygulanmasına yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, gerekçe değiştiğinden boşanma ve ferileri yönünden yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerektiğinden ilk derece mahkemesi kararının boşanma ve ferilerine yönelik hükümlerinin tamamının kaldırılmasına ve her iki boşanma davasının kabulüne karar verilmiştir....
Kaldı ki, ayrı yargı çevrelerinde açılan davaların; evlilik birliğinin korunması hükümlerine dayalı olarak TMK. nun 197. maddesine göre açılan tedbir nafakası davası ile boşanma hükümlerine dayalı olarak TMK.nun 166.maddesine göre açılan boşanma davasından ibaret olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında boşanma davası olsun yahut olmasın eşler evlilik birliğinin ayrı dava ile korunmasını isteyebilir (TMK. md.201). Diğer bir anlatımla, tedbir isteğinin boşanma davasında istenilmesini zorunlu kılan bir hüküm yasada yer almamaktadır. Kaldı ki, tedbir nafakası davası ve boşanma davası aynı sebepten doğmadığı için biri hakkında verilecek hüküm diğerini etkileyecek nitelikte bulunmamaktadır. O halde mahkemece, usulüne uygun birleştirme talebi bulunmadığından; talebin reddi ile davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davaların birleştirilmesine karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir....
konulduğu, 26.12.2016 tarihinde kaldırıldığı, davacının 34 XX 671 plakalı aracı 13.09.2011 tarihinde satın aldığı, bu aracın tescil kaydı üzerine boşanma dosyasından 26.07.2013 tarihinde ihtiyati tedbir konulduğu, 17.11.2016 tarihinde kaldırıldığı, mal rejimine ilişkin alacak dosyasından ise 27.08.2015 tarihinde ihtiyati tedbir konulduğu, ihtiyati tedbir kararı verilmesi üzerine söz konusu kararlara itiraz edebileceği, hakimin itiraz üzerine tedbiri kaldırabileceği ya da değiştirebileceği, itiraz üzerine verilen kararlara karşı kanun yollarına başvurulabileceği, nitekim boşanma davasında verilen kararı davacı erkeğin tüm yönleriyle temyiz ettiği, ancak Yargıtay 2....