Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacı kadın için aylık 250 TL, müşterek çocuk için aylık 150 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Dava, ayrı yaşamda haklılık nedenine dayalı olarak açılmış, tedbir nafakası talebine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 197.maddesine göre, ayrı yaşamakta haklı olan eş diğer eşten tedbir nafakası isteminde bulunabilir. Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenlemeler gereği eşler evlilik birliğinin giderlerine güçleri oranında katılmak zorundadırlar (TMK.madde 186/son). Buna göre evlilik birliğinin ortak giderleri olan kira, elektrik, yakıt, su ve benzeri giderlere davalı eş katılmak zorundadır....
-TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın belirtmiş olduğu Burçak adında bir kadınla ilişkisi olduğu yönündeki iddiaların hayal ürünü olduğunu, çocukları için maddi ve manevi tüm desteği verdiğini ve halen vermeye devam ettiğini, günlük işlerde çalıştığını ve aylık gelirinin 5.000,00.-TL olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; "Tüm bu yasal düzenlemeler doğrultusunda dosya kapsamı değerlendirildiğinde; davalı erkeğin daha önce açtığı boşanma davasında davanın reddine karar verildiği ve tarafların sonrasında ayrı yaşamaya devam ettikleri, davacının ve reşit olmayan müşterek çocuk Büşra Şahin'in maddi ihtiyaçlarıyla gereği gibi ilgilenmediği dosya kapsamından ve özellikle tanık İbrahim'in beyanlarından anlaşılmıştır....
Aile Mahkemesinin 2014/589 Esas sayılı dosyasında davacı Elvan tarafından davalı Zehra aleyhine boşanma davası açıldığı, bu dava içerisinde davacısı Zehra tarafından davalısı Elvan aleyhine açılan önlem nafakası davasının birleştirilmesine karar verildiği, yapılan yargılama sonunda 2016/359 Karar sayılı 19.04.2016 tarihli karar ile "asıl davanın kabulüne, tarafların TMK 166/2.madde gereği boşanmalarına, çocukların velayetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, çocuklar için aylık 250,00'şer TL tedbir/iştirak nafakasını, kadın için aylık 300,00 TL tedbir/yoksulluk nafakası, 7.500,00 TL maddi, 7.500,00 TL manevi tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, asıl davada tedbir nafakası hakkında karar verildiği gözetilerek birleşen dava hakkında yeniden bir karar verilmesine yer olmadığına" dair karar verildiği, bu kararın T4 tarafından velayet, nafaka, maddi ve manevi tazminat ile kusur yönünden temyiz edildiği, Yargıtay 2....
Tüm dosya kapsamı ve davalının istinaf başvurusu birlikte değerlendirildiğinde; tarafların boşanması sonucunda davacı kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasının boşanma kararının kesinleştiği 07/10/2019 tarihinde sona erdiği, eldeki davanın boşanma davasından sonra açılan yoksulluk nafakası talebine ilişkin olduğu, tarafların boşanmaya sebebiyet veren kusurlarının boşanma kararında eşit olarak kabul edildiği ve bu şekilde kesinleştiği, bu davada yeniden kusurlu değerlendirilmesi yapılamayacağı, boşanmakla kadının yoksulluğa düşeceği, TMK'nun 175.maddesindeki koşulların oluştuğu dikkate alındığında, davacının talebinin kabulüne karar verilmesinde ve hükmedilen nafaka miktarında, nafakaya yıllık artış oranı olarak ÜFE'nin belirlenmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, AAÜT'nin 9/2.maddesi uyarınca nafaka davasının kısmen reddi halinde davalı lehine vekalet ücretine hükmedilemeyeceği anlaşıldığından, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde...
Somut davada, davacının, dava dilekçesindeki açıklamaya ve talebe, davacı vekilinin 01/09/2020 tarihli dilekçe içeriğine göre, davacı kadın ile yanında bulunan müşterek çocukların ihtiyaçları için tedbir nafakası davası açıldığı (TMK.m.195- 197), sonradan karşılıklı boşanma davası açılmış olmasının eldeki davanın incelenmesine engel olmadığı dikkate alındığında, mahkemece iddia ve delillerin buna göre değerlendirilerek, davacı kadın yönünden ayrı yaşamada haklılık koşulunun bulunup bulunmadığı, davacı yanında kalan çocuklar yönünden ise, bu koşul aranmaksızın fiilen anne yanında yaşayıp yaşamadığı değerlendirilerek talebin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, (davacı tarafın 01/09/2020 tarihli dilekçesindeki ÜFE artış talebi yönünden HMK 141.maddesi de değerlendirilerek), TMK'nın 175.maddesinde boşanma ile birlikte hüküm altına alınacak yoksulluk nafakası koşullarının bu davada inceleme yeri olmadığı, bu hususta bir talep de bulunmadığı halde, mahkemece, kararda yazılı nedenlerle...
Asliye hukuk Mahkemesinin 2014/15 Esas 2014/209 Karar sayılı kararı ile 350,00 TL tedbir nafakasına hükmolunduğunu ve bu kararın kesinleştiğini, davacı karşı davalı kocanın kusurlu olması nedeni ile davasının reddi ile karşı boşanma davalarının kabulünü, 40 yılı aşkın süren evliliğin ve karşı davalının yaklaşık 15 yıldır müvekkili terki ile ikinci bir kadınla gayrı resmi yaşamasından mütevellit yaşadığı maddi sıkıntılar ve üzüntü, kederden dolayı karşı davacı müvekkili lehine 150.000,00 TL maddi, 200.000,00 TL manevi tazminata, halen tedbir nafakası niteliğinde devam eden nafaka bakımından ise dava sonunda yoksulluk nafakasına dönüşmek kaydı ile dava tarihinden itibaren tedbir nafakasının arttırılması ile aylık 750,00 TL nafakaya hükmedilmesine karar verilmesini talep ve karşı dava ettiği anlaşılmıştır. DELİLLER:Tarafların nüfus aile kayıt tablosu, tanık beyanları, yaptırılan zabıta araştırmaları ve dava dosyası....
BOŞANMAYOKSULLUK NAFAKASI 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 143 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki "boşanma" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; K......
ÇOCUKLA BABASI ARASINDA SOYBAĞININ KURULMAMIŞ OLMASIİŞTİRAK NAFAKASI 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 282 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü. Davada, davalı ile boşanma sırasında 1999 yılında bağlanan 15,00 TL yoksulluk nafakasının 200,00 TL'ye ve 5,00 TL iştirak nafakasının ise 150,00 TL'ye yükseltilmesi ile davalı ile tekrar birarada yaşadıkları dönemde 2004 yılında doğan Irmak için ise 150,00 TL iştirak nafakasının tahsili istenilmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakası 150,00 TL ve iştirak nafakaları Sinan için 100,00 TL ve Irmak için 80,00 TL olarak belirlenmiştir....
Kadın için hükmedilen tedbir ve yoksulluk yönünden yapılan istinaf incelemesinde; TMK'nın 169. maddesi uyarınca, boşanma davası açılmakla, tarafların ayrı yaşama hakkı doğduğundan mahkemece, davalı kadın lehine tedbir nafakasına hükmedilmesi, boşanmada ağır kusurlu olmayan davacı boşanmakla yoksulluğa düşeceğinden, TMK'nın 175. maddesi uyarınca kadın lehine nafaka takdiri usul ve yasaya uygundur. Bu durumda, tarafların belirlenen ekonomik ve sosyal durumlarına, tedbir ve yoksulluk nafakasının niteliğine, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur durumuna, paranın alım gücüne, evlilik süresine göre, davacı lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafaka miktarları hakkaniyete uygun olup, bu yöne ilişkin istinaf başvurusu yerinde değildir....
Hukuk Dairesi'ne temyiz kanun yolu açık, BİRLEŞEN ÖNLEM NAFAKASI yönünden KESİN olmak üzere OY BİRLİĞİ ile karar verildi....