Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı/b.davacı kadın vekili tarafından yerel mahkeme kararına karşı kusur tespitinin hatalı olduğunu, asıl davanın reddi gerektiği, hüküm altına alınan yoksulluk ve iştirak nafakası miktarlarının düşük olduğu, birleşen davada zina sebebiyle boşanma taleplerinin reddinin usul ve yasaya aykırı olduğu, müvekkili lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken tazminat taleplerinin reddinin hatalı olduğu, birleşen tedbir nafakası davasında hükmedilen tedbir nafakası miktarlarının az olduğu ve tasarruf yetkisinin kısıtlanması davasının reddi gerektiği yönünde istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmakla, dosya üzerinde yapılan incelemede; her ne kadar yerel mahkemece yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesinde, asıl dava ve birleşen davada tarafların boşanma taleplerinin kabulüne, kadının zinaya dayalı boşanma talebinin reddine, velayetlerin davalı/b.davacı anneye verilmesinin kadın ve çocuklar yararına boşanma davalarında tedbir nafakasına, birleşen tedbir nafakası davasında...

Davalı/b.davacı kadın vekili tarafından yerel mahkeme kararına karşı kusur tespitinin hatalı olduğunu, asıl davanın reddi gerektiği, hüküm altına alınan yoksulluk ve iştirak nafakası miktarlarının düşük olduğu, birleşen davada zina sebebiyle boşanma taleplerinin reddinin usul ve yasaya aykırı olduğu, müvekkili lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken tazminat taleplerinin reddinin hatalı olduğu, birleşen tedbir nafakası davasında hükmedilen tedbir nafakası miktarlarının az olduğu ve tasarruf yetkisinin kısıtlanması davasının reddi gerektiği yönünde istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmakla, dosya üzerinde yapılan incelemede; her ne kadar yerel mahkemece yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesinde, asıl dava ve birleşen davada tarafların boşanma taleplerinin kabulüne, kadının zinaya dayalı boşanma talebinin reddine, velayetlerin davalı/b.davacı anneye verilmesinin kadın ve çocuklar yararına boşanma davalarında tedbir nafakasına, birleşen tedbir nafakası davasında...

konulduğu, 26.12.2016 tarihinde kaldırıldığı, davacının 34 XX 671 plakalı aracı 13.09.2011 tarihinde satın aldığı, bu aracın tescil kaydı üzerine boşanma dosyasından 26.07.2013 tarihinde ihtiyati tedbir konulduğu, 17.11.2016 tarihinde kaldırıldığı, mal rejimine ilişkin alacak dosyasından ise 27.08.2015 tarihinde ihtiyati tedbir konulduğu, ihtiyati tedbir kararı verilmesi üzerine söz konusu kararlara itiraz edebileceği, hakimin itiraz üzerine tedbiri kaldırabileceği ya da değiştirebileceği, itiraz üzerine verilen kararlara karşı kanun yollarına başvurulabileceği, nitekim boşanma davasında verilen kararı davacı erkeğin tüm yönleriyle temyiz ettiği, ancak Yargıtay 2....

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma (İhtiyati Tedbir) Taraflar arasındaki boşanma. davasının yapılan muhakemesi sırasında tedbir istenmesi üzerine, bu tedbir talebinin mahkemece reddedilmesine dair 09.09.2011 tarihli kararın temyizen incelenmesi, tedbir isteyen tarafından temyiz edilmekle, tedbire ilişkin evrak okundu, gereği görüşülüp düşünüldü: Davacının istemi üzerine mahkemece ihtiyati tedbir kararı verildiği anlaşıldığına göre davacının 9.9.2011 tarihli ihtiyati tedbir kararını temyiz etmekte hukuki yararı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle davacının temyiz isteğinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ:Davacının temyiz isteğinin yukarıda gösterilen sebeple REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi.18.03.2013 (Pzt.)...

    bir gerekçe dahi belirtmediğini, tedbir kararının müvekkilinin büyük bir mağduriyet yaşamasına sebebiyet verdiğini, edinilmiş malların tasfiyesi davasında taraflar arasında boşanma davasının açıldığı tarihteki mevcut mallar tasfiyeye tabi tutulacağını, taraflarınca boşanma davasının 21/10/2016 tarihinde açıldığını, karşı tarafça açılan ve esas dosyayla birleşen boşanma davasının tarihi ise 02/01/2017 olduğunu, boşanma davasının 26/01/2018 tarihinde kesinleşmesine rağmen müvekkiline ait taşınmaz, Türkiye ve İngiltere'deki banka hesaplarına 15/04/2021 tarihinde yani boşanma davası açıldıktan yaklaşık 4,5 yıl sonra ihtiyati tedbir kararı verilmesinin hukuken kabul edilemez bir karar olduğunu, müvekkilinin boşanma davasının açılmasından önce veya sonra hiçbir mal kaçırma girişimde bulunmadığını, İngiltere'deki taşınmazın mortgage kredisi ile alındığını ve kredi ödemelerinin müvekkili tarafından yapılmaya devam edildiğini, tapu kaydının kendi üzerinde olduğunu, müvekkili mal kaçırma düşüncesi...

    (HUMK.md. 438/7) SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2/b. bentte gösterilen nedenle gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 5. bendinin hükümden tamamen çıkarılmasına yerine 5. bent olarak "Dava tarihinden boşanma hükmünün kesinleşmesine kadar aylık 250.00 TL. tedbir nafakasının; boşanma hükmünün kesinleşmesinden sonra ise aylık 150.00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınıp davacıya verilmesine" sözcüklerinin yazılmasına hükmün bu bölümünün düzeltilmiş olarak, temyiz konusu edilen tedbir nafakası ile ilgili bölümünün ise 2/a. bentte açıklanan nedenle ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.06.12.2011 (Salı)...

      Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada; davacı kadın eşinin açtığı boşanma davasının reddedildiğini halen ayrı yaşadıklarını söyleyerek kendisi için aylık 500 TL, müşterek küçük çocuk için aylık 500 TL tedbir nafakasının davalı taraftan tahsilini talep ve dava edilmiştir.Davalı taraf, ayrı yaşamada kusurlu tarafın davacı olduğunu, maddi durumunun kötü olması nedeniyle nafakayı ödeyemeyeceğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, müşterek çocuk yönünden davanın kabulü ile aylık 220 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmiş, davacı kadın yönünden ise; davalı koca tarafından bu davadan önce açılan boşanma davasının reddedildiği, ayrı yaşamda haklılık için reddedilen bu boşanma davasının yeterli olamayacağı başka delillerle davacının ayrı yaşamda haklılığı ispat etmesi gerektiği ayrı yaşamda haklılık olgusu ispat edilmediği gerekçesiyle davacı kadın yönünden...

        DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma - Tedbir Nafakası ve Ziynet Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından ziynet eşyası alacağı yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise boşanma davası, kusur belirlemesi, reddedilen maddi ve manevi tazminat talepleri, nafakaların miktarı ve tedbir nafakası davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-davalı erkek vekili vekaletnamesindeki yetkiye dayanarak verdiği 14.04.2016 tarihli dilekçesiyle temyiz talebinden feragat ettiğini bildirdiğinden, davacı-davalı erkeğin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2- Davalı-davacı kadının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; a- Davalı-davacı kadın vekili vekaletnamesindeki yetkiye dayanarak verdiği 06.05.2015 tarihli dilekçesiyle, asıl davada verilen boşanma kararına yönelik temyiz talebinden feragat ettiğini bildirdiğinden...

          Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine tedbir nafakasına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu davanın daha önce açtıkları boşanma davalarıyla taleplerine rağmen birleştirilmediğini, boşanma davasında davacı kadının kusurlu görüldüğünü, lehine 300,00 TL tedbir nafakasına hükmedildiğini, yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verildiğini, bu dava ile birlikte davacı kadının müvekkilinden toplam 800,00 TL tedbir nafakası alacağını, hükmolunan tedbir nafakası miktarının yüksek olduğunu, müvekkilinin üzerine kayıtlı konuta şerh konulmamasının ve tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasının reddine karar verilmesinin doğru olduğunu, ilk derece mahkemesi tarafından müvekkili aleyhine verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, TMK 197.maddesi uyarınca istenen tedbir nafakasına ilişkindir....

          Dosya kapsamına göre, tarafların 2012 yılında evlendikleri, kadın tarafından 22.12.2014 tarihinde açılan boşanma davasında yapılan yargılaması neticesinde Bakırköy 5. Aile Mahkemesinin 2017/511 Esas, 2017/688 Karar sayılı 27.10.2017 tarihli ilamı ile, tarafların boşanmalarına, davacı kadın için aylık 150,00 TL tedbir nafakası, 10.000,00 Tl maddi 10.000,00 TL manevi tazminat ile ziynet davasının kısmen kabulüne, kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, karara karşı istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, 28.09.2020 tarihinde kesinleşmiştir. Boşanma davasının kesinleşen gerekçeli kararında davalı erkeğin ağır kusurlu, kadının hafif kusurlu olduğu tespit edilmiştir....

          UYAP Entegrasyonu