Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; boşanma davasından ayrı olarak, aynı mahkemede açılan ve boşanma davası ile birleştirilen nafaka davasında yapılan yargılama sonucu hükmedilen nafakanın, boşanma davasının devam ettiği sırada verilen ve TMK’nın 169.maddesinde düzenlenen tedbir nafakası mı; yoksa eşlerin ayrı yaşaması nedeniyle verilen ve TMK’nın 197.maddesinde yer alan tedbir nafakası mı olduğu, varılacak sonuca göre de eldeki davada kesinleşme tarihinden sonraki alacaklar için takibin iptalinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. Öncelikle tedbir nafkasına ilişkin yasal düzenlemelerin açıklanmasında yarar vardır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun “Geçici Önlemler” başlıklı 169. maddesi; “Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alır.” Hükmünü içermektedir....

    Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı erkeğin kendi boşanma davası, kusur belirlemesi ve fer’ileri ile kadın yararına TMK’nun 169. maddesi uyarınca hükmolunan tedbir nafakasına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-davacı erkeğin kadının boşanma davasının kabulü ile maddi tazminat ve yoksulluk nafakasına ilişkin temyiz itirazlarının incelemesine gelince: Davacı-davalı kadın tarafından, 09.12.2013 tarihinde münhasıran TMK 197. maddesinden kaynaklanan tedbir nafakası davası ikame edilmiş, davalı-davacı erkek tarafından da, 28.04.2014 tarihinde ise ... 3....

      AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2018/934 DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinde inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM: Davacı dava dilekçesinde özetle; davacı murisin boşanma davası devam ederken ölümü nedeni ile davalı yönünden kusuruna göre karar verilerek yasal mirasçısı olup olmayacağı yönünden devam eden boşanma davasında istenen, müvekkilinin hak ve alacaklarına taşınmazına ilişkin davalının tasarrufunu önleme amaçlı istedikleri ihtiyati tedbir talebinin reddinin yerinde olmadığını, arar karar gerekçesinde mal varlığına tedbir konulması talebi olarak belirtilmesi ve 181/1 içeren gerekçesinin hatalı olduğunu, taleplerinin davalının dava sonunda yasal mirasçısı olup olmayacağı belirleneceğinden davalının mal varlığına ihtiyati tedbir talebi değil, ölen müvekkilinin hak ve alacaklarına yönelik önleme amaçlı davalının yasal mirasçısı gibi murisin mal varlıklarına ve kamu görevlisi...

      Bu nedenle Davalı-karşı davacı erkeğin bağımsız tedbir nafakası davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2- Davalı-karşı davacı erkeğin reddedilen boşanma davası yönünden yapılan temyiz itirazlarının incelemesinde; Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı karşılıklı açılan boşanma davalarının ve davacı-karşı davalı kadının açtığı bağımsız tedbir nafakası davasının yapılan yargılamasının sonunda ilk derece mahkemesince; erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle; kadının bağımsız tedbir nafakası davasının ve kadının karşı boşanma davasının kabulüne, erkeğin birleşen boşanma davasının reddine, tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velayetlerinin kadına verilmesine, ortak çocuklar lehine 250.00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı-karşı davalı kadın lehine 400.00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve tazminatlara karar verilmiş, davacı-karşı davalı kadın tarafından yoksulluk, iştirak nafakalarının ve tazminatların miktarları ile...

        Erkek tarafından 14.12.2020 tarihinde açılan ve eldeki dosya ile birleştirilen tedbir nafakasının kaldırılması davası yönünden erkeğin iş bu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğundan söz edilemez, zira görülen boşanma davasında kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi uyarınca tedbir nafakasına hükmedilmiş olup, İlk Derece Mahkemesince bozma sonrası yapılan yargılama sonucunda kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının kaldırılmasına karar verilmiştir....

          Aile Mahkemesinin 2001/450 Esas sayılı dosyasında birleştirme kararı verildiği beyan edilmiş ise de, dosyanın mahkemeye intikal etmediği, devam eden boşanma dosyasında davalı yararına ayrıca tedbir nafakası talep edilmediği anlaşılmakla, davalı lehine tedbir nafakası konusunda karar oluşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir. Yerel mahkemece; yukarıdaki aşamalardan sonra; boşanma dosyasında hüküm kurulması nedeniyle birleştirilmesine karar verilen temyize konu nafaka dosyası tefrik edilerek 2012/41 Esasına kaydı yapılmıştır.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda da; davacı ...'...

            Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 16.11.2022 tarih, 2022/379 esas ve 2022/486 karar sayılı ilamının erkeğin reddedilen boşanma davası yönünden KALDIRILMASINA ve Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1- b,2 maddesi uyarınca bu yönden esas hakkında yeniden hüküm tesisine, "Davacı T1 boşanma davasının reddine ilişkin karar, dairemiz kaldırma kararından önce istinaf kanun yolu kapsamı dışında tutularak kesinleştiğinden davacı erkeğin boşanma davası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA" II-Davalı T2 vekilinin; kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasının başlangıç tarihine yönelik istinaf başvurusunun KABULÜ ile Kemer 1....

            Boşanma davası içerisinde TMK.nun 169.maddesi gereğince hükmolunan tedbir nafakası boşanma ile ilgili hükmün kesinleşmesi ile kendiliğinden ortadan kalkar. Takibe dayanak ilamda davacı boşanma davası açılması sebebi ile ayrı yaşama hakkına dayanmamış, boşanma davasından önce haklı sebeplerle ayrı yaşama hakkına dayanarak tedbir nafakası isteminde bulunmuştur. Kaldı ki, bu davadan sonra açılan terk nedeniyle boşanma davası da retle sonuçlanmıştır. O halde; TMK.nun 197.maddesine göre ayrı yaşamakta haklılık nedenine dayanan tedbir nafakasının süresiz olduğu gözetilerek şikayetin kabulü yerine reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

              Yabancı mahkemelerce verilen boşanma hükümleri Türk Mahkemelerince tanınmakla, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan geçerli olmak üzere hüküm ve sonuç doğurur (5718 s. MÖHUK m. 59). O halde tarafların evliliği yabancı boşanma ilamının kesinleştiği 04.05.2011 tarihinde son bulmuştur. Eldeki dava ise evlilik birliğinin sona erdiği tarihten sonra 07.09.2012 tarihinde açılmıştır. Boşanma davası sırasında hükmedilen geçici tedbir nafakası Türk Medeni Kanunu’nun 169. maddesinde düzenlenmiştir. Türk Medeni Kanunu’nun 169. maddesi “Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alır” şeklindedir. Boşanma ve ayrılık davalarının devamı sırasında geçici önlemlere hasren düzenlenen tedbir nafakası ancak evlilik birliğinin devamı sırasında ve fakat boşanma davasının açılmasıyla mümkündür....

                TMK'nın 169. maddesi kapsamında re'sen yapılan değerlendirme ile 07/03/2018 tarihli oturum 7 numaralı ara karar doğrultusunda davalı/karşı davacı ve müşterek çocuklar lehine öngörülen tedbir nafakasının işbu hüküm tarihi itibariyle tümüyle KALDIRILMASINA; Taraflar yararına TEDBİR NAFAKASI TAKDİRİNE YER OMADIĞINA, Davalı/Karşı davacı lehine 5.000,00 TL Maddi ve 5.000,00 TL Manevi tazminat takdir edilmesine, takdir edilen maddi ve manevi tazminatların davacı/karşı davalıdan alınarak davalıya/karşı davacıya VERİLMESİNE; Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE," karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı - davalı vasisi asıl dava ve karşı davanın tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur....

                UYAP Entegrasyonu