DAVA TÜRÜ : Nafaka - Boşanma KARAR DÜZELTME İSTEYEN :......
Davacı kadının boşanma davasından önce 16.11.2018 tarihinde bağımsız olarak açtığı Türk Medeni Kanununun 197' nci maddesine dayanan bağımsız nafaka davası ile davalı koca tarafından açılan TMK'nın 166/1. maddesine dayalı boşanma davası birleştirilmiş, yargılamanın devamı sırasında davacı kadın yararına birleşen boşanma dava tarihinden geçerli olmak üzere TMK'nın 169. maddesi gereğince aylık 400 TL tedbir nafakasına hükmedilmiş, 14/11/2019 tarihli ara karar ile de birleşen boşanma dosyasının konusu ile eldeki davanın konularının birbirinden farklı olduğu gerekçesiyle birleştirilen boşanma dosyası bu kez tefrik edilmiş, yargılama sonucunda da boşanma davasında kadın yararına tedbir nafakasına hükmedildiği, bu sebeple davanın konusunun kalmadığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ve davacı kadın yararına vekalet ücretine hükmedilmiştir. Taraflar arasında görülen boşanma davasında TMK'nın 169....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : HMK'nun 389. maddesi "Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. "hükmünü içermektedir. Boşanma ve ayrılık davası açılınca alınabilecek tedbirler Türk Medeni Kanunu'nun 169. maddesinde gösterilmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na göre sadece uyuşmazlık konusu hakkında tedbir kararı verilebilir (HMK m. 389/1). Boşanma davasındaki boşanmaya karar verilmesi halinde hükmedilmesi mümkün olan boşanmaya bağlı tazminat ve nafaka haklarının elde edilmesini temin etmek için de olsa dava konusu olmayan ve davalı eş üzerine kayıtlı bulunan taşınmazlar, araçlar, bankalardaki hak ve alacaklar üzerine tedbir konulamaz. Nitekim Yargıtay 2....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sırasında müşterek çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakasının miktarına yönelik 30.11.2012 tarihli ara kararı davacı-davalı koca tarafından temyiz edilmekle, tedbire ilişkin evrak incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Boşanma veya ayrılık davasının görülmesi sırasında davaya bakan mahkemece, dava süresince geçerli olmak üzere Türk Medeni Kanununun 169. maddesi çerçevesinde alınan tedbir kararları veya bu nitelikteki tedbir kararlarına itiraz üzerine verilen kararlar esasla birlikte temyizi kabildir. Tarafların davanın esasına yönelik temyiz taleplerinin bulunmadığı, mahkemece verilen davanın esasına yönelik 14.03.2013 tarihli hükmün 29.03.2013 tarihinde kesinleştiği anlaşıldığından konusuz kalan temyiz talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Nafakanın Kaldırılması- Tedbir Nafakasının Artırımı Taraflar arasındaki "boşanma", "nafakanın kaldırılması" ve "tedbir nafakasının artırımı" davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı (koca) tarafından; yararına hükmedilen tazminatların miktarı, nafakanın kaldırılması davasında tedbir verilmemesi yönünden; davalı-davacı (kadın) tarafından ise; kocanın boşanma davasının kabulü ve fer'ileri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50'şer TL. temyiz...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki boşanma ve nafaka davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından, her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-davacı kadın, birleşen tedbir nafakası davasında ayrı yaşamakta haklı olduğunu ileri sürerek Türk Medeni Kanununun 197. madesi uyarınca tedbir nafakası talebinde bulunmuş, mahkemece davacı-davalı erkek tarafından açılan boşanma davasının reddine, tedbir nafakasına yönelik birleşen dosya yönünden ise ayrı yaşamanın haklı olduğunun ispat edilemediği değerlendirildiğinden, tedbir nafakası...
nafakasına yönelik istinaf talebinin kabulüne ilgili bentlerin kaldırılarak erkek tarafından açılan boşanma davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, erkeğin maddî-manevî tazminat talebinin reddine, tahsilde tekerrüre sebebiyet verilmemek kaydı ile kadın lehine dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 250,00 TL tedbir nafakasının ilk derecenin karar tarihi olan 15.10.2020 tarihi itibarı ile aylık 450,00 TL olarak tedbir nafakasına, boşanma hükmünün kesinleşmesiyle birlikte aylık 550,00 TL yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk lehine dava tarihinden itibaren aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, boşanma hükmünün kesinleşmesiyle birlikte aylık 400,00 TL iştirak nafakasının erkekten alınarak kadına ödenmesine karar verilmiştir....
Bu durumda, hakim eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya ilişkin önlemi alır.Eşlerden birinin haklı bir sebep olmaksızın birlikte yaşamaktan kaçınması veya ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hale gelmesi durumunda da diğer eş parasal katkı talebinde bulunabilir.Somut olayda, davalı koca tarafından 2006 yılında davacı aleyhine boşanma davası açıldığı, açılan boşanma davasının reddine karar verildikten sonra tarafların fiilen ayrı yaşamaya devam ettikleri,davacı kadın tarafından 05.03.2009 tarihinde ayrı yaşamada haklı olduğu gerekçesi ile tedbir nafakası davası açıldığı, davalı koca tarafından 13.08.2009 tarihinde yeniden açılan terk nedenine dayalı boşanma davasının iş bu nafaka dosyası ile birleştirildiği, birleştirme sonrası mahkemece yapılan yargılama neticesinde; birleşen dava yönünden, tarafların boşanmalarına, davalı eş için hükmedilen aylık 250 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar davacıdan tahsiline, asıl dava yönünden, aylık...
Bu bilgiler ışığında somut olaya bakıldığında davacının nafaka borcunun üç döneme göre hesaplanması gerektiği anlaşılmaktadır: 1- Trabzon Aile Mahkemesi'nin 2006/401 E, 2007/140 K ilamı ile hükmedilen tedbir nafakası boşanma davasının (Trabzon Aile Mahkemesi 2009/225 E) açıldığı tarihe (08/05/2009) kadar aynen devam edecektir. 2- Boşanma davasının açılış tarihi (08/05/2009) ile boşanmanın kesinleşme tarihi (13/07/2010) arasında tahsilde tekerrür olmamak üzere her iki tedbir nafakasının da ödenmesi gerekmektedir. 3- Boşanma kararının kesinleşme tarihinden (13/07/2010), yoksulluk nafakasının kaldırılma tarihine (08/09/2017) kadar ise sadece yoksulluk nafakası talep edilebilecektir. Zira Trabzon Aile Mahkemesi'nin 2006/401 E, 2007/140 K ilamı ile hükmedilen tedbir nafakası boşanma kararının kesinleşmesi ile kendiliğinden sona ermiştir....
TMK’nun 197. maddesi uyarınca ayrı yaşamakta haklılık nedeninden kaynaklanan bağımsız tedbir nafakası davası kabul edilerek tedbir nafakasına hükmedilmiştir. Bu ilam TMK’nun 169. maddesi gereğince verilmiş tedbir niteliği taşımadığı için anılan ilamdaki tedbir nafakasının boşanma ilamının kesinleşmesi ile yoksulluk nafakasına dönüşmesi de söz konusu değildir. Bu nafakanın hüküm altına alınmasından sonra boşanma ilamının kesinleşmesi ise tedbir nafakasına ilişkin anılan ilamı bertaraf etmez. O halde mahkemece, TMK'nun 197. maddesine göre ayrı yaşamakta haklılık nedenine dayanan tedbir nafakasının süresiz olduğu gözetilerek şikayetin reddine karar verilmesi gerekir ki, ilk derece mahkemesinin kararı da bu cihettedir. HMK.'nun 355. maddesi kapsamında Dairemizce resen nazara alınması gereken herhangi bir kamu düzenine aykırılık da bulunmamaktadır....